Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/724 E. 2023/756 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/724 – 2023/756
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/724
KARAR NO : 2023/756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2020
NUMARASI : 2017/531 E. – 2020/476 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/11/2020 tarih ve 2017/531 E. – 2020/476 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı …….. A.Ş arasında “Karayolu ile Yapılan Uluslararası Emtia Taşımaları için Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi” yapılarak, sigortalının üstlendiği uluslararası taşımalarda meydana gelen zararların teminat altına alındığını, dava konu olayda da, müvekkilinin sigortalısı olan şirketin, dava dışı …. Ltd Şti tarafından, dava dışı …’ye satılan konteyner ev ünitelerinin Türkiye’den Belçika’ya taşınmasını üstlendiğini, sigortalı üst taşıyıcı ile dava dışı … ..A.Ş arasında da emtianın Ankara’dan Belçika’ya taşınması hususunda 26/05/2016 tarihinde alt taşıma sözleşmesinin imzalandığını, davalı … … Ltd Şti’nin de fiilen taşımayı üstlendiğini, yükü taşıyan araçlardan … plaklı aracın Romanya’da üst geçitte çarpması sonucunda 2 ünitenin hasar gördüğünü, … plaklı araçtan tahliye edilen emtiada hasar olduğu tespit edilerek CMR senedine hasara ilişkin not düşüldüğünü, … plakalı aracın Belçika’da seyir esnasında üst geçitte çarpması sonucunda yükün hasar gördüğünü, hasar tespiti sonucunda alınan ekpertiz raporunda ünitelerden 3 tanesinin onarılmaz şekilde hasarlandığının belirlenip toplam zararın 32.842,00 Euro olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin hasarı ödedikten sonra davalıya rücu ihtarı gönderdiğini, buna rağmen bir ödeme yapılmadığını, CMR Konvasiyonun 37. maddesi gereğince üst taşıyıcının “alt taşıyıcı/fiili taşıyıcıdan” zararının tazmini talep edebileceğini, müvekkilinin hasar bedelini ödeyerek sigortalısı üst taşıyıcının haklarına halef olduğunu ileri sürerek, 32.842 Euro’nun ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ve ferileri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz bulunduğunu yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı mahkemesi olan Kayseri Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın müvekkilinin sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’ye ihbarının gerektiğini, hasara ilişkin ekspertiz raporunun çelişkili bulunduğunu, raporda ekspertiz tarihinin teslim tarihinden önce olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafından sunulan sigorta poliçesinden yurt içi taşımalarının teminat altına alındığının anlaşıldığını, dava konusu hasarın ise yurt dışında meydana geldiğini, müvekkilinin 3 araçlık taşıma için 12.900 Euro ‘luk fatura düzenlediğini, müvekkilinin CMR’nin 37/2 maddesi uyarınca taşıma ücreti ile orantılı olarak sorumlu tutulması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafın yetki ve zamanaşımı itirazının süresinde olmadığından reddi gerektiği, dava dışı … Şirketi ile dava dışı sigortalı Ikra şirketi arasında çerçeve taşıma sözleşmesi kurulduğu, bu taşıma sözleşmesi çerçevesinde, her araçta 2 adet olmak üzere toplam 6 adet ünitenin davalı şirket tarafından 6 adet konteyner ile taşınması esnasında, 2 ve 3 nolu konteynerde bulunan 2 ünitede Romanya’da köprü geçişi esnasında bariyerlere sürtünmesi nedeniyle ağır hasar oluştuğu, 1 ve 6 nolu konteynerde bulunan ünitelerin alıcısına teslim edildiği, ancak emtiada hasar olduğunun CMR üzerine not düşüldüğü, 4 ve 5 nolu konteynerde bulunan iki adet ünitenin taşınması esnasında ise Belçika’da üst geçide çarpması sonucu bir ünitede hasar oluştuğu, hasarlı ünitenin onarımı için 65 km uzaklıktaki bir yere sevk edildiği, taşınan 6 adet ünitenin bir araya gelmesi ile emtianın kurulabileceği, ancak hasarlı olan 3 adet ünitenin Belçika’da onarım imkanı olmadığının raporlandığı, hafif hasarlı bir adet ünitenin ise 4.240,00 EURO masraf ile tamir edildiği, diğer iki ünitedeki hafif hasarlar için alıcı tarafından masraf talep edilmediği, dosyadaki belgelere göre hasar tutarının 32.842,00 EURO olduğu, davacı sigorta şirketinin üst taşıcıya poliçe kapsamında halef olduğu ve davalının CMR kapsamında sınırlı sorumlu olduğu tazminat tutarının taşınan 26.150 kg emtia karşılığı 8.33 SDR miktarı 217.829,50 SDR olduğu hususlarının alınan bilirkişi raporları ile doğrulandığı, karar tarihi itibariyle 217.829,50 SDR X 11.6602 TL karşılığının, hasar miktarı olan 32.840,00 EURO X 9.7494 TL karşılığı 320.189,79 TL’den fazla olduğu, davalının sorumluluk sınırları dahilinde kalan hasar miktarı yönünden davacı talebinin yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne 38.842,00 EURO alacağın 18/08/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının euro cinsi 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemece müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz bulunduğunu, yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı mahkemesi olan Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu taşımanın hasar gören malların satıcısı tarafından …’e, … tarafından İkra’ya, İkra tarafından …’ya, …’nın ise müvekkili şirkete taşere ettiğini, mallar teslim edildikten sonra iş bu davaya dek müvekkiline hiç bir bildirim yapılmadığını, davanın … Sigorta A.Ş’ye ihbarın talep etmelerine rağmen mahkemece bu talebin değerlendirilmediğini, hasara ilişkin ekspertiz raporunun çelişkili bulunduğunu, raporda ekspertiz tarihinin teslim tarihinde önce olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafından sunulan sigorta poliçesinde yurt içi taşımaların teminat altına alındığının anlaşıldığını, dava konusu hasarın yurt dışında meydana geldiğini, dava konusu taşımanın 4 farklı taşıma şirketi tarafından üstlenildiğini, bilinenler haricinde başka taşıyıcı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin 3 araçlık taşıma için 12.900 Euro’luk fatura düzenlendiğini, müvekkilinin CMR’nin 37/2 maddesi uyarınca taşıma ücreti oranı ile sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, zira dava dilekçesinin önce dava dilekçesinde belirtilen davalı adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade olunması üzerine mahkemece davalı Şirketin adresinin ticaret sicil müdürlüğünden sorulduğu, ticaret sicil müdürlüğü tarafından bildirilen adresin dava dilekçesinde belirtilen adresle aynı olması nedeniyle bu kez Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre aynı adrese tebliğe çıkarıldığı ve anılan madde kapsamında usulüne uygun tebliğ edildiği, tebliğ tarihinde davalı Şirketin adresinin Tebligat Kanunun’nun 35. maddesine göre tebligat yapılan adres olduğunun davalının da kabulünde bulunduğu, buna rağmen davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki ve zamanaşımı itirazının reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, diğer taraftan, dava konusu malların Türkiye’den Belçika’ya taşınması işinin fiilen davalı tarafça gerçekleştirildiğinin ve bu taşıma sırasında dava konusu malların hasar gördüğünün dosya kapsamıyla sabit olduğu, üst taşıyıcı konumunda olan dava dışı şirketin sigortacısı olan davacının hasar bedelini, taşımaya konu malların emtia sigortacısı olan dava dışı … Sigorta Şirketine ödediği, bu bağlamda sigortalısının haklarına halef olan davacının ödediği hasar bedelini, somut olaya uygulanması gereken CMR’nin 37. Maddesi uyarınca zarara sorumlusu olan filli taşıyıcı davalıdan talep edebileceği, her ne kadar davalı tarafça, davacı ile sigortalısı arasında düzenlenen poliçede sadece yıurt içi taşımaların teminat altına alındığı, dava konusu hasarın yurt dışı taşınması sırasında meydana geldiği bu nedenle poliçe teminatında olmadığı savunulmuşsa da ; mahkemece alınan ek raporda da açıklandığı üzere davacı tarafça düzenlenen sigorta poliçesinin fronting poliçe şeklinde düzenlediği ve bu poliçede yurt dışı taşımaların da teminat altına alındığı anlaşıldığından, davalının bu savunmasının yerinde bulunmadığı, dava konusu hasar bedelinin usulüne uygun olarak belirlendiği, hasarın belirlenmesinde dikkate alınan ekspertiz raporunun çelişkili bulunmadığı, zira dava konusu hasarların malların tesliminden önce taşıma sırasında meydana gelen kazada oluştuğu, hasarı oluşması ile birlikte hasarın dava dışı sigortacıya ihbar edilerek bu tarihte eksptersiz talep edilmesi tabii bulunup bu hususun ekspertiz raporunun hasarın belirlenmesi konusunda çelişkili olduğu anlamına gelmeyeceği, dolayısıyla davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı, diğer taraftan somut olaya CMR’nin 37/2 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, zira anılan hükmün zararın iki veya daha çok taşıyıcının filinden ileri gelmesi durumunda uygulanabileceği somut olayda ise dava konusu hasarın davalının yaptığı taşıma sırasında gerçekleştiği, ayrıca sırf davanın ihbar edilmemiş olmasının kararın kaldırılmasını gerektirmediği, zira, her ne kadar HMK’nın 61. vd. maddelerinde davanın mahkeme aracılığıyla ihbarı düzenlenmiş ise de mahkeme haricinde de davanın ihbarı mümkün olduğundan davalı tarafça bu yolla da davanın ihbarının sağlanabileceği (Pekcanıtez, Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, Cilt-1 sayfa:761) anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 11.154,99-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 2.788,75-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8.366,24-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :26/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.