Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/712 E. 2023/611 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/712 – 2023/611
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/712
KARAR NO : 2023/611
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020
NUMARASI : 2019/463 E. – 2020/307 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada ANkara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/11/2020 tarih ve 2019/463 E. – 2020/307 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı gerçek kişinin dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye’de müvekkili adına tescilli olan “…” markasını farklı mal ve hizmet sınıflarında tescil ettirmek amacıyla kötü niyetli marka başvuruları yaptığını, “…” ibareli 2018/103796 sayılı marka başvurusunun kötü niyet gerekçesiyle reddedildiğini, bahsi geçen marka başvurusundan 1 gün sonra yapılan dava konusu “…” ibareli dava konusu başvurunun da kötü niyetli bulunduğunu, ayrıca dava konusu başvuru ile müvekkilinin 2018/68770 sayılı markası arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğunu, müvekkili markaları tanınmış olduğundan, aynı Kanun’un 6/4 ve 6/5 maddesi uyarınca da başvurunun reddi gerektiğini, “…” ibaresinin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, aynı ibarenin müvekkilinin ticaret unvanı ve alan adında da yer aldığından SMK’nın 6/6 maddesindeki koşullarında bulunduğunu ileri sürerek, 2019-M-8475 sayılı YİDK kararının iptaline ve 2018/109071 sayılı dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, müvekkilinin söz konusu markayı ticari faaliyetlerinde kullanmak üzere iyi niyetli olarak iktisap ettiğini, davacının kötü niyet iddiasını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili adına yapılan 2018/103796 sayılı marka başvurusunun vekaleten hareket eden patent bürosu tarafından sehven yapıldığını, hatanın fark edilmesi üzerine işbu marka başvurusunun müvekkili tarafından geri çekildiğini, müvekkiline ait “… …” ibareli marka ile davacıya ait “…” ibareli marka arasında benzerlik bulunmadığı gibi markaların kapsadığı sınıflar bakımından da bir benzerlik veya aynılık olmadığını, davacının 25. Sınıf mallar yönünden herhangi bir faaliyeti veya ticaretinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının 2018/68770 sayılı markası ile dava konusu başvuru arasında emtia benzerliğine ilişkin şart gerçekleşmediğinden SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, davacı markasının tanınmış olduğu ispatlanmadığından SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi koşulların da bulunmadığı, davacının SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddesine dayalı iddialarının da yerinde olmadığı, ancak davacının itirazına mesnet markasında yer alan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda aynen yer aldığı, anılan ibarenin orijinal, anlamı bulunmayan ve ayırt edici niteliği güçlü bir marka olduğu, davalının dava konusu başvurudan önce davacının itirazına mesnet markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olan bir başka başvurusunun kötü niyet nedeniyle reddedildiği, davacının “…” ibareli markanın davacıya ait olduğunu bildiği, her ne kadar başka hizmetlerde kullanılsa da, bu markanın ilgili çevrede oluşturduğu bilinirlikten yararlanma kastı ile hareket ederek 25.sınıfta bu işareti marka olarak tescil ettirmek istediği, davalının orijinal ve anlamsız bir ibare olan “…” kelimesini davacıdan habersiz olarak bulup kendisine marka olarak seçmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, açıklanan nedenlerle dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, davacının, dava konusu başvurunun tescilini istendiği 25. mallarda faaliyetinin olmadığını, dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunmadığını, davalının önceki başvurusunun davacı markasına ayniyet derecesinde benzer olduğu için reddedildiğini, önceki başvurunun dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını kanıtlamadığını, davacının kötü niyet iddialarının ispatlayamadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının kötü niyet iddiasını ispatlayamadığını, kötü niyete gerekçe yapılan önceki başvurularının müvekkili adına vekaleten başvuru işlemlerini yapan patent bürosu tarafından sehven yapıldığını, hatanın fark edilmesiyle geri çekildiğini, müvekkilinin dava konusu markayı ticari faaliyeti kapsamında kullanmak üzere tescil ettirdiğini, müvekkilinin başvurusunun davacının markasından farklı olduğunu, davacının başvuru kapsamında yer alan mallar yönünden faaliyetinin olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itirazına mesnet markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak yer aldığı, “…” ibaresinin yaratılmış ve ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğu, davalı gerçek kişinin davacının itirazına mesnet markası ile birebir aynı olan 2018/103796 sayılı ve “…” ibareli başka bir başvurusunun davacının itirazı üzerine kötü niyet gerekçesiyle reddedildiği, açıklanan bu durum karşısında, dava konusu ibarenin davalı tarafından tesadüfen seçilip tescil ettirilmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, davalının marka tescili sırasında markanın davacıya ait olduğunu bildiği, bu itibarla SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötü niyetli olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, diğer taraftan dava konusu YİDK kararının davacı tarafa 21.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 20.12.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davalı … ile davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ve davalı …’dan ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.