Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/694 E. 2023/839 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/694 – 2023/839
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/694
KARAR NO : 2023/839
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI : 2017/32 E. – 2021/54 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespit ve Meni

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/02/2021 tarih ve 2017/32 E. – 2021/54 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin T.C. Anayasası’nın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğini haiz bir meslek birliği olup, 1618 sayılı Yasa gereğince seyahat acentalığı mesleğinin korunup geliştirilmesi, birlik üyeleri arasındaki haksız rekabetin önlenmesi ve üyelerinin çıkarlarının korunması kapsamında dava açma ve müdahil olma hak ve yetkilerinin bulunduğunu, Türkiye özelinde seyahat acentalığı faaliyetinde bulunmak isteyen tüm şirketlerin 1618 sayılı Yasa gereği T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alıp davacı … üyesi olmalarının zorunlu olduğunu, davacı …’ın yasal görev tanımı gereğince, seyahat acentalarından hizmet alan tüketicilerin olası şikayet ve memnuniyetsizliklerinin önlenip giderilmesi için fiziki/sayısal uygulamalar ihdas edildiğini, bu uygulamaların … üyesi tüm şirketler hakkında aynı ilke ve kurallar bağlamında eşitlikle gerçekleştirildiğini, buna karşın davalı … A.Ş.’nin www…..com alan adlı web sitesi üzerinden tüketici şikayetleriyle ilgili bir uygulama başlattığını, bu sitede seyahat acentası şirketlerinden hizmet alan tüketicilerin şikayetlerine yer verildiğini, ancak şikayet edilen … üyesi seyahat acentasının, şikayetle ilgili cevap hakkını kullanabilmesi için davalı Şirket’e üye olmasının zorunlu olduğunu, davalı Şirket’e ait şikayet platformuna üye olmayan seyahat acentasına, platform üzerinden cevap hakkı tanınmadığını ve şikayet eden kişi istemediği sürece şikayetin web sitesinde sayısal platformda yayında tutulduğunu, yine davalı Şirket platformuna üye olmayan ve şikayet edilen seyahat acentasının, şikayetçinin tam adı ve soyadını dahi öğrenemediğini, açıklanan uygulamadan hayli zarar gören seyahat acentalarının, aylık ve/veya yıllık ücretler ödemek suretiyle davalı Şirket platformuna üye olmak zorunda kaldıklarını, davalı … A.Ş.’nin tüketicilerin yasal şikayet haklarını kullanmalarına yardım etmek görünümü altında, sözleşme yapmaya zorladığı seyahat acentalarından haksız ücretler alıp kurmuş olduğu platforma üye olan acentaları, diğerlerinin önüne geçirmek ve zarara uğratmak suretiyle haksız rekabet yarattığını, davalı yana ait bu siteye üye olunabilmesi için ödenmesi gereken 1 yıllı hizmet bedelinin 1.000,00.-TL olduğunu, seyahat acentasının bu siteye kurumsal üye olması halinde, tüketici şikayetinin web sitesindeki platformda yayınlanmasından 48 saat önce haber edildiğini ve yayının/olası mağduriyetinin önlenmesi kapsamında süre ve imkan tanındığını, üye olmayan seyahat acentaları hakkındaki şikayetlerin ise, derhal yayınlandığını, şikayet çözümlenmiş olsa dahi web sitesi platformundaki yayının devam ettiğini, bu durumun acentenin itibarını zedelediğini, açıklanan eylem ve işlemlerin 6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde bahsi geçen “Dürüst ve Bozulmamış Rekabetin Sağlanması” ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek davalı … A.Ş.’nin kendisine ait www…..com alan adlı web sitesinde ihdas edilmiş platform üzerinden gerçekleştirilen haksız rekabetin tespiti ile menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, haksız rekabetin tespiti ve menine ilişkin davaların ancak haksız rekabete uğradığı iddiasında olan kişilerce açılabileceğini, davacı …’ın taraf ve dava ehliyetinin bulunmadığını, www…..com internet sitesinin 2001 yılında kurulmuş bir hak arama platformu olup bütün kişi ve kurumlara eşit uzaklıkta olduğunu ve şeffaf bir şekilde faaliyet yürütüldüğünü, www…..com isimli platformda yer alan içeriklerin üye kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu, platformun ihdas amacının üretici, müşteri ve son kullanıcı arasında etkin ve tarafsız bir sayısal ortam tesis etmek olduğunu, platformda ancak üye olan kişilerin şikayetlerine yer verildiğini, üyeliğin kabulü için SMS onayı alındığını, bu nedenle üye kullanıcıların gerçekliklerinin tartışma konusu olmadığını, şikayetlere cevap hakkının üye oymayan ayrımı yapılmaksızın ve ücretsiz olarak herkese eşit olarak tanındığını, sadece üye olan firmalara tanınan öncelik hakkı ile şikayetin yayınlanmadan çözülmesine imkan tanındığını, şikayet edilen firmanın talebi halinde, şikayet eden kişinin tüm iletişim bilgilerinin verildiğini, şikayet konusu mağduriyetin ortadan kaldırıldığının bildirimi halinde, şikayetin derhal yayından kaldırıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, haksız rekabetin mevcut olduğu yönündeki kanaatin temel gerekçesinin üye olmayan firmalardan farklı olarak, ücretli üyelik sistemine dâhil olan firmalara yönelik şikâyetlerin yayınlanmadan çözülmesi, tüketici şikayetlerinden haberdar edilmesi, şikayete cevap verilmesi imkânının tanınması olduğu dikkate alındığında, bahse konu internet sitesine üye olmayan firmaların dava tarihinden önce şikayetçi bilgilerine …@….com adresine elektronik posta atmak suretiyle ulaşabildiği, buna karşılık üye firmaların kurumsal üyelik paneline giriş yaparak sistemde kayıtlı şikayetçi bilgilerine hemen ulaşabildiği, hüküm tarihi itibarıyla ise üye firmaların kurumsal panel adı verilen arayüz ile yine istedikleri zaman şikayetçi bilgilerine ulaşabildikleri, buna karşılık üye olmayan firmaların ise kurumsal panel üzerinde talep açmaları veya …@….com adresinde elektronik posta ile talep etmeleri gerektiği, diğer yandan siteye üye olmayan firmalara ilişkin şikayetlerin alınmasını takiben önce redaksiyon ekibine iletildiği, sonrasında şikayet edilen firmaya iletildiği anda yayına sokulduğu, buna karşılık üye firmalar hakkında yazılan şikayetlerin önce firmaya gönderildiği, daha sonra redaksiyon ekibine iletildiği, bu işlemin yapılmasından sonra şikayetin yayına alındığı, bu yolla üye olan firmaların şikayetlerden önceden haberdar olmasıyla yayına kadar geçen süre içinde şikayetin giderilmesi imkanını bulduğu, üye olmayan firmaların ise şikayeti yayınla birlikte öğrendiklerinden şikayetin giderilmesi imkanı bulunsa dahi tüketici şikayetinin yayında kalabildiği, şikayetlerin haksız olup olmadığına bakılmaksızın kamuya açık ve bilinen bir platformda yayınlanmasının, özellikle şikayetlerin haksız olması durumunda, şikayetin muhatabı olan firmaların imajını zedeleme ihtimali bulunduğu, bu nedenle, davalının şikayetin yayınlanması aşamasında kurumsal üyelerine farklı davranmasının kurumsal olmayan üyeler için bir haksızlığa sebep olduğu ve bu davranış modelinin kurumsal üyeler için açık bir avantaj sağladığı, bu tür bir davranışın üye olan ve olmayanlar arasında davalı tarafından ileri sürülen tarafsızlık iddiasıyla da uyumlu olmadığı, bu yönleriyle davalının 6102 sayılı TTK’nın 58/4 ve 5651 sayılı yasa’nın 2/1-m maddeleri anlamında hizmet sağlayıcı ve yer sağlayıcı olarak ifade hürriyeti kapsamında ihdas ettiği platformu, üye olan ve olmayan firmalara eşit mesafede kalıp aynı ilke ve kurallar kapsamında yönetmediği, dolayısıyla bu nedenlerle belirtilen ve rekabet içerisinde bulunan rakip firmalarla tüketiciler/müşteriler arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyecek nitelikteki öncelik hakkının siteye üye olan firmalar ile davacı birliğe üye olan ancak siteye üye olmayan şirketler arasında TTK nun 54. vd. hükümleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu, davacının men talebi yönünden ise dava dosyası içinde bulunan Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün ”Ankara 3. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin 2019/294 esas ve 2019/573 karar sayılı ilamında belirtilen gerekçe ve hüküm uyarınca üye olan ile olmayan firmalar arasındaki farklı uygulamalara derhal son verildiği ve Ekim 2019 tarihi itibarıyla iye olmayan firmalara da şikayetler yazılı yazılmaz haber verilere şikayetlerin çözüme kavuşturmaları için süre tanınmaya başlandığı…” şeklindeki yazısı karşısında hüküm tarihi itibarıyla yukarıda tespit olunan haksız rekabet uygulamasına son verildiğinden ve davacının men talebi hakkında dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin birlik üyesi firmaların tüketici şikayetlerine ücretsiz cevap hakkı verilmediği ve bu suretle cevap verilebilmesi için davalının şikayet olunan şirketleri üye olmaya zorladığı iddiasının ise yukarıda da belirtildiği üzere ücretsiz cevap hakkı verildiğinden kanıtlanamadığı, dava konusu www…..com adlı internet sitesinde yukarıda belirtilen kurumsal üyelere tanınan öncelik hakkı dışındaki fiiller ile davranış ve kullanımların ise haksız rekabete neden olmadığı anlaşıldığından dava tarihi itibarıyla tüketici şikayetinden haberdar edilmesi, şikayete cevap verilmesi ile şikayetin giderilmesi konularında davalının www…..com adlı internet sitesine üye olup hizmet alan üyelere üye olmayan davacı birlik üyelerine nazaran verilen öncelik hakkının TTK nun 54. vd. maddeleri gereğince haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bu yönüyle hüküm tarihi itibarıyla davacının men talebi hakkında dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ve fazlaya ilişkin tüm istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hem davalı hem davacı yan için eşit vekalet ücretine hükmedildiğini, kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlendiğini, oysa dava tarihi itibariyle haksız rekabet tespiti yapılmış olup, dava süreci devam ederken davalının söz konusu fiillerine son vermesinden dolayı ise hüküm tarihi itibariyle dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin verilen karara istinaden kabul ret oranının belirlenmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının, davanın temelini, Birlik Üyesi Seyehat Acentaları hakkında yazılan ve müvekkiline ait platformda barındırılan şikayetlere cevap verebilmelerinin, ancak ve ancak müvekkiline üye olmaları halinde mümkün olabildiği iddiası üzerine inşa ettiğini, oysa aldırılan bilirkişi raporlarında bu iddianın gerçek dışı olduğu, ortaya konulduğunu, …’ın bir diğer temel iddiası ise, Birlik Üyesi Firmaların, haklarında şikayet yazan tüketicilere ait iletişim bilgilerini öğrenemediklerine ilişkin bulunduğunu, oysa bu iddialarının da gerçek dışı olduğunu, bilirkişinin üye olan firmalar ile olmayanlar arasında geçmiş döneme ilişkin tespit edebildiği tek farklılığın, yazılan şikayetlerin üye firmalara daha kısa zamanda bildirildiğine ve böylece üye firmalara süre yönünden avantaj sağlandığına ilişkin bulunduğunu, ancak beş yıl önce yazılmış tek bir örneğe bakarak böyle bir kanaate varmanın doğru olmadığını, teknik bilirkişinin, veri tabanı içinde, üye firmaların şikayetlerinin hemen haber verildiği ancak buna karşın üye olmayan firmaların şikayetlerinin geç bildirilmesini düzenleyen bir yazılım kodu tespit edemediğini, müvekkili firma tarafından yapılan hiç bir uygulamanın neticeleri itibariyle üye olmayan firmalara bir dezavantaj yaratmadığını, haksızlığa uğramalarına, rekabette geri kalmalarına sebep olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, haksız rekabetin tespit ve meni istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı siteye üye olan firmaların şikayetlerden daha önce haberdar olmasıyla yayına kadar geçen süre içinde şikayetin giderilmesi imkanını bulduğu, üye olmayan firmaların ise bu imkandan yararlanamamaları nedeniyle şikayetin giderilmesi imkanı bulunsa dahi tüketici şikayetinin yayında kalabildiği, bu durumda da kullanıcılar tarafından yapılan şikayetlerin haksız olup olmadığı incelenmeksizin yayınlanmasının, şikayetin muhatabı olan firmalara zarar verebileceği, davalının şikayetin yayınlanması aşamasında kurumsal üyelerine farklı davranmasının kurumsal olmayan üyeler için bir haksızlığa neden olduğu, TTK’nın 54. vd. hükümleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu, davacının men talebi yönünden ise, dava dosyası içinde bulunan Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün yazısı karşısında hüküm tarihi itibarıyla yukarıda tespit olunan haksız rekabet uygulamasına son verildiğinin anlaşıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince, mahkemece, dava tarihi itibarıyla haksız rekabet bulunduğunun tespitine karar verildiği halde, hüküm tarihi itibarıyla davacının men talebi hakkında davanın konusuz kaldığından bahisle davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, HMK’nın 326. maddesi uyarınca, Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilebileceğinden ve davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılabileceğinden, somut olayda da kısmen haklılık durumu bulunmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmadığı gibi yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması da doğru bulunmamıştır.
Davacı vekilince mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerine itiraz edilmiş olup, bu talep de fer’i nitelikte bir talep olduğundan ve Dairemizce işin esasına yönelik farklı bir karar verilmediğinden, denetim yapılırken mahkeme karar tarihindeki vekalet ücreti miktarları esas alınmıştır.

Bu durumda Dairemizce HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/02/2021 gün ve 2017/32 E. – 2021/54 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dava tarihi itibarıyla tüketici şikayetinden haberdar edilmesi, şikayete cevap verilmesi ile şikayetin giderilmesi konularında davalının www…..com adlı internet sitesine üye olup hizmet alan üyelere üye olmayan davacı birlik üyelerine nazaran verilen öncelik hakkının TTK nun 54. vd. maddeleri gereğince haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİ ile bu yönüyle hüküm tarihi itibarıyla davacının MEN talebi hakkında dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50‬ TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ilk derece karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00 TL olarak belirlenen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 2.900,00.TL bilirkişi ücreti, 391,10‬.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 38,50.TL tebligat ve posta masrafı, 162,10 istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 3.491,7‬0‬‬.TL yargılama gideri, 31,40.TL peşin harç, 31,40.TL başvurma harcı eklenerek oluşan toplam 3.554,50‬.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Davalıdan alınması gereken 179,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından yatırılan 87,2‬0.TL harcın mahsubu ile bakiye 92,7‬0‬.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.