Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/69 E. 2021/365 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO :….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Tescil

Dairemizce verilen 06/12/2019 tarih …. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2020 tarih ve…. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin ….” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketin….sayılı kararı ile kısmen kabul edilerek, başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin madencilik alanında, davalının ise süt ve süt ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin aynı ibareli … başvuru numaralı markalarının olduğunu, bu anlamda üstün ve öncelikli hakkının bulunduğunu, davalının 45 sınıfın tamamında tescil yaptırarak, bu alanların çoğunda faaliyet göstermediği halde başka tescillere engel olmaya çalışmasının kötüniyetli bulunduğunu, taraf markaları arasında ciddi anlam, söyleniş ve biçim farkları olduğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptaline ve marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı…. vekili, ….” ibaresinin tanınmış marka olduğunu ve müvekkilinin “….” ibareli seri markalarının bulunduğunu, taraf markalarında sadece bir harfin farklı olduğunu, başvuru markasının tescili halinde, müvekkilinin tanınmış seri markalarına iltibas oluşturacağını, davacının tescil talebinin kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin olmadığı, davacının önceki tarihli markasından kaynaklı müktesep hakkının da bulunmadığı, davacının markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nun …. sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, mahkemece aksi kannate varılması halinde dahi davacının tescil talebinin reddedilmesinin gerektiğini, mahkemece buna rağmen anılan talep hakkında hiçbir karar verilmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “….” ibaresinin tanınmış marka olduğunu ve müvekkilinin “…” ibareli seri markalarının bulunduğunu, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, mahkemece 1. ve 2. bilirkişi heyet raporları arasında çelişki oluştuğu halde, çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizin 06.12.2019 tarih, …. sayılı kararıyla, taraf markalarının asli unsurlarını oluşturan ibareler arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, dava konusu başvuru ile redde dayanak markaların 37. sınıfta aynı hizmetleri kapsadığı, dolayısıyla anılan hizmetlerin ortalama tüketicileri gözetildiğinde, markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik mevcut olup, bu hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 11/11/2020 TARİH VE… SAYILI KARARININ ÖZETİ : Dairemiz kararının davacı vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, davalının itiraza mesnet markalarının “…” esas unsurlu olduğu, davacının başvuru markasının “… kelimeleri arasına (-) işareti konularak her iki ibarenin birbirinden ayrı olarak yazıldığı ve ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, bu özelliği ile daha ziyade “…. kavramını akla getiren “….” markasından yeterince farklılaştığı, başvuru konusu işaret ile davalı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca dava konusu davacı başvuru markasının davalı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, bu itibarla mahkemece taraf markalarındaki işaretlerin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzer olmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Yargıtay 11. HD.’nin hükmüne uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere, davalının itiraza mesnet markalarının “….” esas unsurlu olup, davacının başvuru markası “….” ibarelerinden oluşmaktadır. “…. kelimeleri arasına (-) işareti konularak her iki ibare birbirinden ayrı olarak yazılmıştır. Bu durumda ortalama düzeydeki alıcı kitlesi, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabilir. Bu özelliği ile daha ziyade ….” kavramını akla getiren “….” markasından yeterince farklılaştığından ve başvuru konusu işaret ile davalı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsur bulunmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca, davacı başvuru markasının davalı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma tehlikesi bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında Dairemizce, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca bir benzerlik bulunduğu, davacı vekilinin tescil talebinin ise idari nitelikte olduğu gerekçesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı TÜRKPATENT YİDK’nın …. sayılı kararının İPTALİNE,
2-Davacı vekilinin tescil talebi idari nitelikte olduğundan, davacı vekilinin tescil talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 474,50 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 72,50 TL posta ve tebligat masrafı ve Yargıtay aşamasında yapılan 43,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 2.990,50 TL’ye 29,20 TL peşin harç ve 29,20 TL başvuru harç tutarı eklenerek 3.048,90 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.353),
8-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Davacı vekili istinaf aşamasında duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, davacının yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 17.03.2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip