Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/685 E. 2023/248 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/685 – 2023/248
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/685
KARAR NO : 2023/248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI : 2020/194 E. – 2021/12 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/01/2021 tarih ve 2020/194 E. – 2021/12 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili Şirketin 14.03.2019 tarihinde … başvuru numarası ile “…” ibareli markanın tescilini talep ettiğini, davalı şahıs tarafından … sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak bu başvuruya itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın kısmen kabul edilerek 13. sınıf mallar yönünden marka başvurusunun kısmen reddedildiğini, kısmen ret kararına karşı müvekkilince yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira başvuru kapsamından çıkarılan malların tüketici kitlesinin halk olmadığını, ürünlerin muhatabının teknikte uzman kişiler olduğunu, davalı şahsın “…” ibaresini içeren tüm ibarelere, tamlamalara ve kombinasyonlara ilişkin tekel hakkını elinde bulundurmaya çalıştığını, “…” kelimesinin ayırt edici gücü zayıf bir ibare olduğunu, müvekkili Şirketin tüketiciler nezdinde yerli ve milli bir marka algısı ile ayırt ediciliği yüksek bir marka yarattığını, müvekkili başvurusunda, kısmi redde gerekçe olarak gösterilen markaya kıyasla ayırt edilmesini sağlayacak düzeyde ve yeterlilikte farklılık bulunduğunu, markaların aynı olmadıklarını, “…” markasında ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili Şirketin ürettiği ürünlerin nihai kullanıcısının devlet kurumları ve silahlı kuruluşlar bulunduğunu, bu kurum ve kuruluşların sahip olduğu bilgi ve dikkatin ortalama tüketici ile kıyas edilemeyeceğini, ürünlerin tüketicileri bakımından karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkili Şirketin faaliyet alanının davalı ile tamamen farklı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-3092 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun kapsamındaki tüm sınıflar yönünden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının SMK md. 6/1 anlamında benzer olduğunu, davacı yanca tescil edilmek istenen “…” ibareli markanın 12 ve 13. sınıflarda tescil edilmek istendiğini, müvekkili adına tescilli “…” markasının ise 13. sınıfta tescilli olduğunu, davacı tarafça tescil talep edilen mal ve hizmetlerin müvekkiline ait tescilli markadaki mal ve hizmetler ile aynı bulunduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markanın esas unsuru olan “…” ibaresinin davacı yanca başvuruya konu edilen markada birebir ve esaslı unsur olarak yer aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan malların, redde mesnet markanın kapsamında yer alan mallarla aynı/aynı tür/benzer olduğu, davacıya ait dava konusu marka ile davalıya ait redde mesnet markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer bulunduğu, dava konusu markanın, davalı markası ile karıştırılması ihtimalinin olduğu, iptali istenen kurum kararının hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesinde yazılı şartların birlikte varlığı halinde marka tescil başvurusunun engellenmesinden söz edilebileceğini, tarafların markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, tarafların markalarının kapsamlarının aynı veya benzer olmadığını, müvekkili Şirketin mal ve hizmetlerinin, savunma sanayi ve uzay çalışmalarında kullanım amaçlı olduğunu, davalının faaliyetleri ise avcılık ile ilgili bulunduğunu, müvekkilinin silahlı kuvvetler ve yabancı devletlere hitap ettiğini, buna karşılık davalı mallarının kullanıcılarının ise avcılık yapan kişiler olduğunu, taraf marka işaretleri arasında da bir benzerlikten söz edilemeyeceğini, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresinin, markanın esaslı unsuru olmayıp tali unsur olarak kullanıldığını, markada çatı markası ve aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olan “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığını, öte yandan müvekkili markasının hitap ettiği tüketici kitlesinin bilinçli, yüksek bilgi ve dikkat seviyesine sahip olması da göz önüne alındığında, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalının faaliyet alanının tespitine ilişkin yeterli inceleme de yapılmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira davacı başvurusunda yer alan “…” ibaresinin, davacının ticaret unvanının çekirdek kısmını ve çatı markasını oluşturması nedeniyle başvurunun asli unsurunun “…” ibaresi olduğu, redde mesnet markada yer alan “…” ibaresinin ise ayırt ediciliğinin olmadığı ve redde mesnet markanın asli unsurunun da “…” ibaresinden oluştuğu, buna göre her iki markanın da asli unsurunun aynı olduğu ve marka kapsamındaki malların hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkat ve özen seviyesi yüksek ise de markaların asli unsurlarının aynı olması ve taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin yüksek ayırt ediciliğe sahip bulunması nedenleriyle bu durumun, markalar arasındaki karıştırılma tehlikesini bertaraf etmeyeceği, öte yandan karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, marka sahiplerinin fiili faaliyet alanlarının değil, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin esas alınacağı, dolayısıyla davacının bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.