Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/683
KARAR NO : 2023/662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/213 E. – 2021/56 K.
DAVACI : … – …- …
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ : A
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2020/213 Esas – 2021/56 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, “…” ibareli markanın ilk defa müvekkili tarafından marka olarak kullanıldığını ve marka başvurusu yapılarak tescil edildiğini, müvekkilinin 2019/78924 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, marka kapsamında 9. Sınıf “2. el oto alımlarındaki ekspertiz hizmetlerinde kullanılan yazılımlar” mallarının yer aldığını, Markalar Dairesi Başkanlığının hiçbir somut gerekçe göstermeden SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddeleri uyarınca başvurunun reddine karar verdiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, YİDK kararında “…” ibaresinin piyasada yaygın şekilde kullanıldığının ve tescili talep edilen mallar için de doğrudan tanımlayıcı bir ibare olduğunun belirtildiğini, “…” ibaresi için yapılan bu açıklamaların, müvekkiline ait marka için övgü niteliğinde olduğunu, TÜRKPATENT tarafından eksik inceleme ile ret kararı verildiğini, “…” ibaresinin müvekkili adına zaten tescilli bulunduğunu, Türkiye’nin 120 noktasında tüketicilere hizmet verildiğini, Türkiye çapında reklam çalışmaları yapıldığını, markanın bilinirliğinin artırıldığını, davalı Kurumun ret gerekçesinin, somut olaya ve marka başvurusuna aykırılık teşkil ettiğini, davalı Kurumun müvekkiline ait markaları incelemeden böyle bir karar verdiğini, “…” kelimesinin “…” ibaresinin kısaltması olarak kullanıldığını, ibarenin “Kurumsal Kaynak Planlaması” olarak tercüme edilebileceğini, genellikle gerçek zamanlı olarak yazılım ve teknolojiin aracılık ettiği ana iş süreçlerinin entegre yönetimi olduğunu, …’nin genellikle bir kuruluşun birçok iş etkinliğinden veri toplamak, depolamak, yönetmek ve yorumlamak için kullanabileceği bir iş yönetimi yazılımı kategorisi olarak adlandırıldığını, … sistemlerinin müşterileri ve halkı doğrudan etkilemeyen arka ofis işlemlerini otomatikleştirmeye yarayan yazılım ve programlar olduğunu, … markasında bulunan “…” ibaresinin markanın esas unsurunu teşkil etmediğini, sadece “…” markasının 09. sınıfta bulunan “2. El oto alımlarının ekspertiz hizmetlerinde kullanılan yazılımlar” alanında geliştirmiş olduğu yazılımların ve programların satışı işlemini ifade etmesi için marka ibaresine eklendiğini, “…” ibareli markada 5. maddeye dayanılmadığını, bu markanın 31.03.2020 tarihinde tescil edildiğini, aynı marka ibaresi ile ilgili olarak, davalı Kurum tarafından iki farklı karar verilmesinin Kurumun tutarsızlığını ve gerekli dikkat ve özeni göstermediğini ortaya koyduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-4025 sayılı kararının iptaline, dava konusu başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, dava konusu ibarenin, somut ve soyut anlamda ayırt edicilikten yoksun olup marka algısı yaratmadığını, söz konusu genel ibarenin, markadan beklenen fonksiyonları yerine getiremeyeceğini, ayrıca bu ibarenin, malın ve hizmetin kalitesini garanti etme fonksiyonundan da uzak olduğunu, tasviri nitelikteki tanımlayıcı bu ibarenin, ayırt edicilikten yoksun bulunduğunu, bu ibare üzerinde marka algısının oluşmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuruyu oluşturan ibarenin, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi anlamında ayırt ediciliği sağladığı, yine başvuru kapsamındaki mallar yönünden tasviri ya da tanımlayıcı olmadığı, dolayısıyla 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi kapsamında bir tescil engelinden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 01.05.2020 tarih 2020-M-4025 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkeme tarafından, eksik ve hatalı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, rapora yaptıkları itirazların da mahkemece herhangi gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, 3. kişilere ait … ibaresini içeren tescilli marka örnekleri esas alınarak değerlendirme yapılmış ise de söz konusu örneklerin somut olay açısından emsal teşkil eder nitelikte olmadıklarını, zira o markaların kelime, şekil ve renk unsurlarından oluştuğunu, tamamen farklı bir kombinasyon içerisinde tüketiciye sunulduklarını, dava konusu “…” ibaresinin ise tamamen tasviri anlama sahip kelimelerin yan yana getirilmesiyle oluşturulduğunu, başvuruda şekil ya da renk unsuruna yer verilmediğini, davacının farklı sınıflarda tescilli farklı esas unsurlar içeren markalarının davacıya hak sağlayacak nitelikte olmadığını, mahkemenin kabulüne aksine, dava konusu ibarenin, somut ve soyut anlamda ayırt edicilikten yoksun olup marka algısı yaratmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli marka başvurusu yönünden SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddesi kapsamında herhangi bir tescil engelinin olmadığı, zira her ne kadar “…” ibaresi, başvuru kapsamındaki yazılım malları yönünden ayırt edici değil ise de “…” ibaresinin, yazılım malları yönünden ayırt edici olduğu gibi tanımlayıcı da bulunmadığı, dolayısıyla başvuruda yer alan “…” ibaresinin, başvuru kapsamındaki mallar yönünden tesciline engel olmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…