Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/679 E. 2023/636 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/679 – 2023/636
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/679
KARAR NO : 2023/636
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : 2020/75 E. – 2020/376 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2020 tarih ve 2020/75 Esas – 2020/376 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 1961 yılından bu güne kadar özellikle bisküvi, kraker, gofret, pasta, tart, kek ürünlerinin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, “…”,”…” gibi tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı Şirketin ise 2019/24146 sayılı “…” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarındaki malların da benzer olduklarını, dolayısıyla SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının gerçekleştiğini, öte yandan müvekkili markalarının tanınmış olmaları sebebiyle SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini, davalı Şirketin, müvekkilinin tanınmış markalarından haberdar olması sebebi ile başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-11460 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının “…” ibaresinin yanında kullandığı “…” ve “…” ibareli markaları arasında yazılış, okunuş ve genel görünüm itibarı ile benzerlik bulunmadığını, marka işaretleri benzemediğinden davacı markalarının tanınmış olmalarının da davacıya yarar sağlamayacağını, kötü niyet iddiasının ispatlanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamındaki mallar ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki malların benzer olduğu ancak taraf marka işaretleri arasında görsel, işitsel ve anlamsal yönden bir benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla karıştırılma tehlikesinin olmadığı, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların ya da dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklı oldukları kabul edilmiş ise de söz konusu hükmün çelişkili, ve eksik inceleme ile tesis edilmiş, hukuki ve maddi gerçekliğe aykırı olarak oluşturulmuş bir karar olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında görsel ve fonetik olarak karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun ilk üç harfinde yer alan “…” ibaresinin, … ibaresinin yaygın kullanılan bir kısaltması olup, gıda ürünleri bakımından yaygın kullanılan … ve … ibarelerinin ayırt ediciliğinin düşük ve tanımlayıcı olduğunu, markalar arası benzerliğin ortalama tüketici kitlesi bakımından değerlendirilmemesinin, raporun eksik inceleme ile düzenlendiğinin açık bir delili niteliğinde bulunduğunu, müvekkili markasının yüksek tanınmışlığa sahip olup, müvekkili markalarının tanınmış olmasının davaya etkisinin olmadığı iddiasının hiçbir surette geçerliliğinin bulunmadığını, davalı Şirketin başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira markaların hecelerine ayrılarak karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ve bir bütün olarak dava konusu başvurunun, davacı markalarından farklılaştığı, markalar arasında görsel, işitsel ya da kavramsal benzerlikten söz edilmeyeceği, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının da tescil engeli oluşturmayacağı, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.