Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/676 E. 2023/730 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/676 – 2023/730
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/676
KARAR NO : 2023/730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/356 E. – 2021/83 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU :Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/02/2021 tarih ve 2020/356 E. – 2021/83 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2016/22350 sayı ile “…” ibareli marka başvurusuna, davalı şirketin 2011/66455 sayılı ve “…” ibareli markasını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, itiraz üzerine davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2017-M-7327 sayılı kararı ile başvurunun nihai olarak kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile itiraza mesnet markanın karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer olmadığını ileri sürerek, YİDK kararının iptalini ve marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin itiraza mesnet markası ile dava konusu başvurunun ses uyumu, söyleniş şekli ve görsel olarak benzer olduğunu, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki çekişmeli 30. sınıftaki malların itiraza dayanak marka kapsamındaki mallar ile aynı olduğu, her iki markanın da yedi harften oluştuğu, ilk iki ve son dört harflerinin aynı olduğu (…), aralarındaki tek farkın üçüncü harfleri olan “m” ve “p” harfleri olduğu, hem başta hem sondaki bu aynılığın markaların işitsel ve görsel olarak benzerliğine yol açtığı, ibarelerin ortalarında yer alan tek harf farklılığının bu benzerliği ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı, markalar arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde işitsel ve görsel olarak benzerlik bulunduğu, davacının müktesep hak iddia ettiği “…” ibareli markanın dava konusu “…” ibareli markanın kapsamındaki mallarından sadece “Her türlü un, irmikler, nişastalar.” mallarını aynen kapsadığı dolayısıyla davacının müktesep hak iddiasının sadece bu mallar bakımından değerlendirebileceği, dava konusu marka ile davacının 2011/62417 sayılı ve “…” ibareli markası karşılaştırıldığında davacının eski markasının esas unsurunun korunduğu ve “Her türlü un, irmikler, nişastalar.” malları bakımından dava konusu markanın davacının önceki markasının seri markası olarak değerlendirilebileceğinin düşünüldüğü, ancak son şart olarak müktesep hak oluşturacak markanın uzun süredir kullanıp kullanmadığına ilişkin yapılan inceleme neticesinde, dosya kapsamında markanın kullanıldığına dair eski yıllara ait fatura, katalog, broşür vb. belge sunulmadığı, dolayısıyla davacının “…” ibareli önceki tarihli markasını uzun süredir kullandığını ispatlayamadığı, sonuç olarak, davacının müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlık hakim tarafından çözüme kavuşturulması gerekirken taraflarına bilirkişi ücreti yatırmaları için kesin süre verildiğini, bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, ancak Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verilmesi yönünde kazanılmış hak oluştuğunu, bu nedenle bilirkişi incelemesi yaptırılmasının hatalı olduğunu, rapora sundukları itirazın değerlendirilmediğini, “…” ibaresine “…” ibaresi eklenmek suretiyle yeni bir marka oluşturulduğunu, itiraza mesnet marka kapsamında olmayan 30. sınıf malların da benzer kabul edildiğini, dava konusu ibarenin yıllardır müvekkilinin kullanımında olduğunu, 556 sayılı KHK’da kullanımın değil tescil önceliğinin esas olduğunu, müvekkilinin kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Dairemizin 26/10/2020 tarih ve 2019/519 E.-2020/895 K. sayılı kararında “mahkemece, esasen somut uyuşmazlık yönünden genel hukuk bilgisi ile çözülmesi mümkün bir konuda davacıya bilirkişi ücreti yatırması için kesin süre verilmesi, kesin süre verilirken de bilirkişi ücretinin delil avansı olduğu ve yatırılmama halinde, 6100 sayılı HMK’nın 324/2 maddesi uyarınca ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma sonucunu doğuracağının kabulü gerekirken, delil avansı olan bilirkişi ücretinin gider avansı olarak değerlendirilip, ihtaratta verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin ikmal edilmemesi halinde, eldeki diğer delillere göre karar verileceği ifade edilmeyerek, mehilin sonuçları da hatalı belirtilmek suretiyle ve neticeten davanın hem usul hem de esas yönünden reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, Dairemizin kaldırma kararı sonrası mahkemece bilirkişi raporu alınmış ise de, HMK’nın 282. maddesi uyarınca hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği, taraf markalarındaki “…” ve “…” ibarelerinin gönsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzer oldukları, başvurudaki “…” ibaresinin de “tam tahıl; ruşeym, besi dokusu ve kepek içeren tahıl tanesi” anlamına geldiği ve başvurudaki “…” ibaresinin İngilizce karşılığı olarak başvuruya eklendiğinin anlaşıldığı, bu nedenle taraf markalarındaki yüksek düzeyde benzer olan ibareleri farklılaştırmadığı, öte yandan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal 19.09.2008 tarih ve 2007/7547 E.- 2008/10251sayılı “…” ve 22.04.2021 tarih ve 2020/968 E.- 2021/3985 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere “marka sahibinin uzun yıllardır kullandığı markasını yeni bir görünümle yeniden tescil ettirmek istemesinin kazanılmış hakların korunması ilkesinin bir gereği olarak görüldüğü, başvuru sahibinin bu yöndeki kazanılmış hakkının varlığından bahsedilebilmesi için hakka dayanak teşkil eden önceki tarihli markasının hükümsüzlük tehdidi altında bulunmaması, önceki marka ile sonraki markanın ayırt edici ve asıl unsurlarıyla tescil kapsamlarının aynı olması, sonraki tescili istenen marka ile başkası adına tescilli bir marka ya da işarete yanaşılmaması ve son olarak marka sahibinin markasını yeni bir görünümle yeniden tescil ettirmek istemesi amacına uygun olarak önceki tarihli dayanak markasını uzun süredir kullanılıyor olmasının gerektiği”, somut uyuşmazlıkta ise müktesep hak oluşturduğu ileri sürülen markanın kullanımının ispatlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.