Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/675 E. 2023/724 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/675
KARAR NO : 2023/724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2020/308 E. – 2021/30 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/01/2021 tarih ve 2020/308 E. – 2021/30 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 06, 07, 09, 11, 18, 19, 20, 22, ve 24. sınıflarda “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvurunun 2020/47266 kod numarasını aldığını, Markalar Dairesi Başkanlığının başvuruyu 2012/59666 sayılı “…” ibareli markaya benzer olduğundan bahisle 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca kısmen reddettiğini, bu kısmi ret kararına itirazlarının ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa marka üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, kötü niyetli olarak tescil ettirilen redde mesnet markanın hükümsüzlüğü talebiyle dava açtıklarını, hükümsüzlük davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek,YİDK’nın 2020-M-6735 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki çekişmeli 22 ve 24. sınıftaki emtianın redde mesnet marka kapsamındaki emtia ile aynı olduğu, çekişmeli başvuru standart karakterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken redde mesnet markanın da standart karekterle yazılı “…” ibaresinden oluştuğu, karşılaştırılan markalardaki tek markasal unsurun “…” ibaresi olduğu, dava konusu marka ile redde mesnet markaların telaffuz, biçim ve anlam itibariyle birbirinin tıpatıp aynısı oldukları, redde dayanak markanın kırmızı zemin üzerine yazılı olmasının bu durumu değiştirmediği, taraf markalarında kullanılan renk ve markaların yazım şeklinin ayniyeti ortadan kaldırmadığı, bu nedenle başvuru konusu markanın redde mesnet marka ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu sonuç ve kanaatlerine varıldığı, davacı vekili, redde mesnet gösterilen 2012/59666 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü talebiyle açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiş ise de, davalı Kurumun tescilli bir markanın aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin tesciline resen engel olmak ve mutlak tescil engellerini resen dikkate almakla yükümlü olduğu, davalı Kurumun mevcut hukuki duruma göre karar verme mecburiyetinde olduğu, Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere, davalı Kurum nihai kararını, kararın verildiği tarihteki koşulları dikkate alarak vereceği, mahkeme kararının sonuçlanmasını ve kesinleşmesini beklemek, mahkeme kararlarını bekletici mesele yapmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı vekili 6769 sayılı SMK’nın 6/3. maddesi kapsamında gerçek hak sahipliği ve uluslararası tescillerinin bulunduğu iddiasında bulunulmuş ise de, bu iddianın ile başkalarının başvurularına itiraz, tescil halinde hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, ancak kendi başvurusu yönünden kendinden önce başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş benzer markaya rağmen kendi başvurusunu tescil ettirme yönünde bir hak vermediği, SMK’ nın 6/3 maddesi uyarınca önceye dayalı hakkın ihlali, 6/4.maddesi uyarınca Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markanın aynısı veya benzerinin tescil ettirilmesi gibi hususların tek başına kötü niyetli başvuru olarak görülemeyeceği, gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, redde mesnet markanın aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını iddia etmediklerini, aksine markaların aynı olduğunu, üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, mesnet markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı vekilince müvekkilinin yurtdışında tescilli markasının aynısının kötüniyetli olarak tescil ettirildiği, daha sonra müvekkilinin davalı kurum nezdindeki marka başvurusu üzerine bu markanın başvurunun reddine mesnet yapıldığı, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü için açılan davanin bekletici mesele yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, davalı kurumun sonucu belirsiz bir dava sonunda verilecek kararı bekletici mesele yapma gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, davalı kurum YİDK karar tarihinde mevcut duruma göre karar vereceği, karar tarihi itibariyle kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararının da bulunmadığı, öte yandan öncelik hakkının tescilli bir marka varken aynısı ya da benzerini tescil ettirme hakkını vermeyeceği, kötüniyet iddiasının somut uyuşmazlığın çözümüne bir etkisinin olmadığı, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip