Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/673 E. 2023/222 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/673
KARAR NO : 2023/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2020/47 E. – 2021/7 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/01/2021 tarih ve 2020/47 E. – 2021/7 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin …” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin… numaralı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı… yaptıkları itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkili markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…” markasının davalı kurum tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, maruf ve meşhur bir marka olduğunu, müvekkili şirketin “… …” ibaresini esas unsur olarak ihtiva eden markalarının başvuru ile iltibas oluşturacağını, ortalama tüketicinin taraf markalarını karıştıracağını ve markaların idari/ekonomik bir bağ içerisinde olduğu yanılgısına düşeceğini, “… …” markasının tanınmış marka statüsü kazandığını, taraf markalarının kapsadıkları emtialarının da ayniyet benzerliğinde olduğunu, bu benzerliğin iltibas ihtimalini arttırdığını ileri sürerek, YİDK’nın 24.12.2019 tarih ve 2019-M-11013 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın 29, 30, 35 ve 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek hizmetleri” yönünden iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkili şirketin endüstriyel ölçekte ekmek üretimi alanında ticari faaliyet gösteren alanının saygın kuruluşlarından biri olduğunu, müvekkilin markasının “…” ve “…” ibarelerinin birleştirilmesi ile oluştuğunu, ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğunu, markadaki buğday şekli ve açık kahverengi/koyu sarı renk kombinasyonunun ayırt ediciliği dana da artırdığını, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacı şirketin hangi “… …” markalarının tanınmış marka olduğunun anlaşılamadığını, markada yer alan “…” ibaresinin ise ayırt ediciliği zayıf bir ibare olsa bile, her iki markanın da asıl unsurlarının ilk hecede yer alan kelimeler olduğunu, “…” ibaresi ile “…” ibaresinin hiçbir bakımından benzemediğini, hitap edilen tüketici kitlesini tarafından karıştırılma-iltibas tehlikesinin bulunmadığını, … ibaresinin “…” ibareli marka içerisinde ayırt ediciliğini yitirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının başvuru kapsamındaki 29 ve 30. sınıftaki mallar yönünden birebir aynı oldukları, davacı markalarında esas unsurun “…” ibaresi olduğu ve devamı ile seri markalar yaratıldığı, davalı şirketin dava konusu markasının ise yine davacı markalarında ortak unsur olan “…” ibaresinin önüne “…” kelimesinin getirilmesi ile karakterize edilen karma nitelikte bir marka olduğu, taraf markalarında “…” ibaresinin aynı olması ve her ikisinin okunuşundaki ortaklık sebebiyle sescil ve umumi intiba itibariyle benzer mahiyette bulundukları, benzerliğin halkın bu markalar altında sunulan (aynı olan) hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesini ve karıştırma/yanılma ihtimalini arttıracağı, tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamayacakları, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında markaların karıştırılma ihtimalinin somut olayda bulunduğu, “… …” markasının tanınmış olduğu, ilgili sektörün başta 30. sınıfa giren mallar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu mallar yönünden davalının gerek müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması hizmetleri gerekse yiyecek ve içecek hizmetleri yönünden tescil edilmesi halinde, davacının markalarının itibarının zarar görebileceği, bu markanın arzu edilmeyen olumsuz imaj yükletilmesi tehlikesine maruz kalması ve ilgili çevreler nezdinde çekim gücünde azalmaya sebebiyet verecek şekilde kullanıldığının düşünülebileceği, davacının işletmesine ait olduğu ve aralarında idari-ekonomik bir bağ olabileceği düşüncesine kapılabilecekleri, 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi hükmünün uygulanması şartlarının da oluştuğu, kötü niyete ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2019-M-11013 sayılı kararının 29. sınıf “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.”, 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.”, 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtiaları yönünden kısmen iptaline, davalı adına tescilli… sayılı markanın aynı emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar markalarının görsel, işitsel, kavramsal ve bıraktıkları toplu intiba yönünden farklı olduğunu, ortalama tüketiciler nezdinde iltibas tehlikesi bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf ve tanımlayıcılığa yakın olduğunu, otomatik olarak “…” kelimesinin kısaltılmışı olarak algılanacağını, müvekkilinin kurgusal ibarelerden oluşturduğu markaya yeni bir anlam kazandırdığını, başvuruda yer alan başak sembolünün kullanımının yaygın olduğunu ve tek bir markanın tekeline verilemeyeceğini, müvekkilinin başak sembolünü davacınınkinden farklı bir şekilde kullandığını, tüketicilerin markalar arasında ilişki kurmasının mümkün olmadığını, zira “…” ibaresinin yeterli ayır ediciliği sağladığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kısmen kabulü ilişkin kısmının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, TÜRKPATENT YİDK Marka kararı iptali, hükümsüzlük
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, dava konusu edilen mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, her ne kadar davalı tarafça “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu savunulmuş ise de “…” ibaresinin, davacının kendi markalarını oluşturma sürecinde “…” kelimesini çağrıştırmak üzere “…” üst markasına “…” ibaresini ekleyerek kullandığı bir ibare olduğu, zihinsel bir çaba ve yaratıcılık ile oluşturulmuş “…” markasının, yoğun kullanım ve tanıtımla da ayırt edici niteliğinin güçlendiği, ayrıca başına başka ayırt edici ilaveler getirilerek seri markalar da oluşturulmuş bulunduğu, dolayısıyla “…” ibaresinin salt bir ürüne dair hatırlatma içerdiğinin ileri sürülemeyeceği hususlarının yargı kararları ile belirlendiği, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarih, 2018/711 Esas, 2019/2222 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarih, 2017/3074 Esas, 2019/284 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarih, 2013/18549 Esas, 2014/6830 Karar sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ile davalı şirketten alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60’ar-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı şirket vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 20/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip