Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/665 E. 2023/228 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/665 – 2023/228
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/665
KARAR NO : 2023/228
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2018/647 E. – 2021/14 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/01/2021 tarih ve 2018/647 E. – 2021/14 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı adına taşıma/nakliye hizmeti gerçekleştirmiş olduğunu, hizmetin karşılığında fatura düzenlendiğini, ancak davalının ödemeden kaçındığını, müvekkili şirket tarafından geç teslimat yapılıp zarara uğradıklarından bahisle taşıma sözleşmesindeki cezai şart maddesi sebep gösterilerek alacağı olan toplam fatura bedelinden, 2.500 USD’nin haksız şekilde mahsup edilip eksik ödeme yapıldığını, davalı borçlu şirketin her biri 1.250,00- USD bedelli 03.11.2017 tarih ve … seri no ve 03.11.2017 tarih ve … seri nolu “29.09.2017 tarihli Uluslararası Karayolu Nakliye Sözleşmesinin v/6 maddesine istinade 5 günlük teslimat gecikme bedeli” açıklamalı 2 adet fatura gönderdiğini, müvekkilince faturaların defter kaydına alınmayıp Beyoğlu 18. Noterliğinin 16.11.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, yükün tesliminde gecikme olmadığını, bir gecikme olsa bile, gecikme faturasının 10 günlük cezai şarta denk geldiğini, bu 10 günlük gecikmenin ne zaman oluştuğunun bilinmediğini, müvekkilinin defter ve kayıtlarına göre, davalı şirketten alacaklı olunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, 29.09.2017 tarihli sözleşme acısından, dava konusu taşıma işinin davacı şirket tarafından sözleşmeye uygun yerine getirilmediğini, sözleşmenin 5/6. maddesine göre malın yükleme tarihinden itbaren en geç 12 gün içerisinde teslim adresinde olması gerektiğini, 02.10.2017 tarihinde davacı şirket tarafından yükleme yapılarak nakliye işlemine başladığını, Özbekistan gümrük giriş evrağı incelendiğinde, ilgili gümrük işlemlerinin 24.10.2017 tarihinde yapıldığını, 02.10.2017 tarihinde yüklemesi başlayan ve maksimum 17 gün gecikme imkanı tanınan nakliye işleminin en geç 19.10.2017 tarihinde tamamlanması gerekirken, davacı şirket tarafından 24.10.2017 tarihinde tamamlandığını, böylece 27.09.2017 tarihli sözleşme açısından 5 günlük cezai şarta tabi bir gecikmenin vuku bulduğunu, sözleşmeye göre bunun 1.250,00-USD cezai şarta tekabül ettiğini; 06.10.2017 tarihli nakliye sözleşmesi açısından yükleme tarihinin 09.10.2017 olduğunu, gecikme cezasının olmaması için teslimatın 17 gün içinde yapılması gerektiği bunun da 26.10.2017 tarihine denk geldiği, ancak aracın 03.11.2017 tarihinde Özbekistan gümrüğüne giriş yaptığını, bu itibarla sözleşme gereği cezai şarta tabi 8 günlük bir gecikmenin meydana geldiği, bu geçikmeye göre 1.250,00-USD cezai şart hesaplandığını, davacıya eksik ödemenin sebebinin faturaya itiraz değil cezai şart faturalarının mahsup edilmesinden kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında 29.09.2017 tarihli taşıma sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 6. maddesinde “Yüklenici malzemeleri taşıyacağı araçta araç takip sistemi olduğunu taahhüt etmek ile birlikte araç İstanbul alımlarının başlamasından itibaren en geç 12 gün içerisinde (mücbir sebepler hariç) teslim adresine varış yapmalıdır. Yüklenici 16-18 günü aşan her gün için 250.USD müşteriye ödeme yapmayı taahhüt eder.” hükümlerini haiz olduğu, davacı şirkete ait aracın 02.10.2017 tarihinde yükleme işlemine başladığı, 03.10.2017 tarihinde yükleme işlemlerinin tamamlandığı, 05.10.2017 tarihinde … çıkış yapılabildiği, sınır kapılarında yoğunluk ve araç kuyruklarının olması nedeniyle …’e 22.10.2017 tarihinde ulaşıldığı, bu tarihin hafta sonu olması nedeniyle … işlemlere 23.10.2017 tarihinde başlandığı, taraflar arasındaki taşıma işine ilişkin e-mail yazışmalarına göre davalı tarafından emtianın geç ulaştırılmasından kaynaklı sözleşme gereği günlük 250.USD cezai şart bedeli talep edildiği, yükün adresten alınıp, varış gümrüğüne teslim süresinin 18 gün olduğu, sözleşmede 18 günü aşan süreler için cezai şart istendiği anlaşıldığından davalı davacıdan aralarındaki sözleşme hükümlerine göre cezai şart talep edemeyeceği, bu nedenle taşıma işine ilişkin fatura tutarlarının ödenmesinin gerektiği, inkar tazminatına ilişkin talebin alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedildiği, işlemiş faiz talebinin davalının temerrüde düşürülmemesi nedeniyle reddedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2018/8249 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 2.500 USD üzerinden 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi gereğince kamu bankalarına yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, nakliye başlangıç tarihinin 02.10.2017 tarihi olduğunu, malların yüklemeye hazır olmadığına dair ihbarda bulunulmadığını, nakliyenin bu tarihte başladığının kabulünün gerektiğini, gümrük çıkış tarihinin nakliye başlangıç tarihi olarak kabul edilmesini anlayamadıklarını, öngörülen sürenin aşılması halinde cezai şartın 18. günde işlemeye başlayacağını, 17. günün malların teslim edilmesi gereken gün olduğunu, bilirkişi raporunda da aynı tespitin yapıldığını, 24.10.2017 tarihinde tamamlanan 29.09.2017 tarihli sözleşmeye konu taşıma yönünden 5 gün gecikme olduğunu, 06.10.2017 tarihli sözleşmeye konu taşımada da 8 günlük bir gecikme meydana geldiğini, davacı tarafça düzenlenen fatura tarihlerinde nakliye işlemi henüz tamamlanmadığından gecikmenin henüz yaşanmamış olduğunu, sonradan gecikme ortaya çıkınca cezai şartın mahsup edilip iade faturası düzenlendiğini, yerel mahkeme kararında 29.09.2017 tarihli taşıma sözleşmesi yönünden tespit bulunduğunu, ancak 06.10.2017 tarihli sözleşmeye konu taşıma yönünden bir gerekçe bulunmadığını, müvekkiline iki ayrı takip başlatıldığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, davalı adına taşıma gerçekleştirildiği, davalı tarafından, emtianın geç teslim edildiğinin iddia edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan cezai şart hükümlerine göre her biri 1.250,00-USD bedelli ve 5’er gün gecikmeye karşılık gelen iki adet faturanın düzenlendiği ve bunlara dayalı olarak taşıma bedelinin eksik ödendiği, eksik ödemenin tahsili için başlatılan takibe de haksız olarak itiraz edildiği ileri sürülerek itirazın iptali talep edilmiş, davalı tarafça ise taraflar arasında yapılan 29.09.2017 ve 06.10.2017 tarihli sözleşmelere dayalı olarak iki adet taşıma gerçekleştirildiği, iki taşımada da eşyanın gecikmeli olarak teslim edildiğini savunulmuş, taraflar arasındaki bu sözleşme ilişkisi davacı tarafça inkar edilmemiş, ilk derece mahkemesince ise yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalının istinaf sebepleri de gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık CMR hükümlerine tabi iki adet taşımaya konu emtianın geç teslim edilip edilmediği ve cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere, davalı tarafça cezai şarta ilişkin olarak iki taşıma sözleşmesi için iki ayrı cezai şart faturası düzenlendiği savunulmuş olup, gecikme bulunup bulunmadığının da yine her bir taşıma için ayrı ayrı tartışılması gerekmektedir. Bununla birlikte, ilk derece mahkemesince 29.09.2017 tarihli sözleşmeye dayalı taşımaya ait deliller incelenmiş ise de, 06.10.2017 tarihli sözleşmeye ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, davalının uyuşmazlığın çözümünde etkili olacak ölçüde önemli delilleri değerlendirilmeden, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/01/2021 gün ve 2018/647 E. – 2021/14 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 266,97-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.