Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/65 E. 2022/1628 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/65
KARAR NO : 2022/1628
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2020
NUMARASI : 2019/382 E. – 2020/197 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2020 tarih ve 2019/382 E. – 2020/197 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı …’ın 35 ve 37. sınıflardaki hizmetlere ilişkin … başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusuna müvekkili tarafından itiraz edildiğini, itirazlarının markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçeleri ile itirazlarının haklı bulunduğunu, 35. sınıf hizmetlerin tamamının ve 37. sınıf bazı hizmetlerin başvurudan çıkarıldığını, söz konusu kararın itirazın reddine dair kısmının usul ve hukuka aykırı olması nedeniyle müvekkilinin yayına itirazlarının yeniden incelenmesi talebinin 23.09.2019 tarih ve 2019-M-8035 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, söz konusu kararda başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasında başvuru kapsamında kalan mallar/hizmetler açısından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönünde değerlendirme yapıldığını, YİDK kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu başvurunun reddedilmeyen 37. sınıf hizmetleri ile müvekkili şirkete ait ve 37. sınıfta tescilli “…” ve “…” ibareli, dilekçede 1 sayfa halinde listelenmiş bulunan seri markaların görsel olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin seri markalarında “…” ve “…” ibarelerinin esas unsur olduğunu, diğer unsurların tanımlayıcı nitelikte ikincil unsurlar olduğunu, “…” ibareli davalı başvurusunda da “…/…” ibaresinin benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini, esas unsurların aynı olması sebebiyle taraf markalarının işitsel anlamda da yoğun derecede benzer olduğunu, müvekkili firmanın tanınmışlığından yararlanacağını ve haksız rekabet oluşturacağını, gerek davalı Kurumun gerekse yargı mercilerinin emsal kararlarının da mevcut olduğunu, itiraza konu “…” ibareli markanın, müvekkiline ait www…com.tr ibareli alan adı ile benzer olduğunu, alan adının SMK m. 6/6 kapsamında korunması gereken işaretlerden olduğunu, davalının marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-8035 sayılı ret kararının iptaline, … başvuru numaralı “… …” markasının tescil edilmiş olması durumunda hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin “…” adlı şirketin varisi ve genel müdürü olup, marka ismi olan “…” ismini 20.06.2018 tarihinde koruma altına aldığını, davanın kötüniyetle açıldığını, davacının benzerlik iddialarını kabul etmedikleri gibi, davacının marka serilerinin gıda iş koluna ait olduğunu, markalar arasında tüketiciyi yöneltecek herhangi bir çağrışım olamayacağını, SMK m.6/5 kapsamında haksız bir yarar sağlanması, davacı şirketin markasının ayırt edici karakterinin ya da itibarının zarar görmesi ihtimallerinin bulunmadığını, davacının markasını yabancı dille, müvekkilinin Türkçe aldığını, iş kollarının benzemediğini, SMK m.6/1 kapsamında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, halk tarafından davacı markası olan “… …” markası ile karıştırılma ihtimali olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, zira markalarda ortak unsur olarak bulunan “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu, davalı markasının ” …” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğu düşünüldüğünde, “…” ibaresinin başında bulunan figüratif “m” harfi ile, davacıya ait “…, …” ibareli markalardan iltibas tehlikesini bertaraf edecek asgari ayırt ediciliğin sağlandığı, salt “…” ibarelerini dikkate alarak, bu markaların aynılığından kaynaklı olarak iltibas tehlikesinin bulunduğundan bahsedilmesi halinde, davacı lehine ayırt ediciliği oldukça düşük “…” ibaresi nedeniyle haksız rekabet ortamı sağlanacağı, ilgili tüketici kesiminin, davaya konu “m …” ibareli hizmetlerle karşılaştığında, salt “…” ibaresinden kaynaklı olarak bu markayı, davacıya ait “…, ….” ibareli markalarla ilişkilendirmeyeceği, somut olayda SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı, karşılaştırılan markalar arasında işaret benzerliği bulunmadığından, SMK m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda meydana gelmeyeceği, SMK m.6/6 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı, bunun haricinde davalı şahsın kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötüniyet iddiası yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının aksine davaya konu “…” ibareli marka ile müvekkili şirkete ait …/… ibareli seri markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik olduğunu, başvuru konusu markadaki “…” ibaresi tanımlayıcı olduğu için iltibas değerlendirmesinde dikkate alınamayacağını, başvuru konusu markanın da müvekkili şirket markalarının da telaffuzuna “…” ibaresi ile başlaması, taraf markalarının “…” ibaresi ardından yapılan eklemeler ile oluşturulmuş olmaları karşısında işitsel açıdan benzerlik bulunduğunu, taraf markaları arasında var olan görsel ve işitsel benzerliğe ek olarak sınıfsal benzerlik de olduğunu, yerel mahkeme kararında dava konusu markanın www…com.tr ibareli alan adı ile benzer olmadığının belirtilmesinin de yerinde olmadığını, tanınmış markalarda, markanın benzerini seçen ya da kullanan kişinin, bu kullanımı ya da seçimi haklı kılacak bir gerekçeyi ortaya koyması gerekmekte olup, somut olayda, dava konusu karara mesnet markanın seçilmesinin haklı bir nedeni olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında ortak unsur olarak bulunan “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu, davalının başvuru konusu yaptığı markasının ” …” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin başında bulunan figüratif “m” harfi ile, davacıya ait itiraza mesnet olarak gösterilen “…, …” ibareli markalardan asgari düzeyde ayırt ediciliğin sağlandığı, “…” kelimesinin ayırt ediciliğinin oldukça düşük bulunması nedeniyle somut olayda SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas tehlikesinin oluşmayacağı, SMK’nın 6/5. maddesinin ve SMK’nın 6/6. maddesinin koşullarının da somut olayda oluşmadığı, kötüniyet iddiasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip