Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/644 E. 2021/529 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/644
KARAR NO : 2021/529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2020
NUMARASI : .

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2020 tarih ve ……./……. E. – ……./…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin …………. sayılı ve “…”, “…”, “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2019/09012 numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına karşı 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi gerekçesiyle itiraz ettiğini, bu itirazın YİDK tarafından 16.03.2020 tarih ve ……-M-…….. sayılı karar ile reddedildiğini, oysa tarafların markalarının “…….” harf dizilimini ortak olarak içerdiklerini, müvekkilinin tescilli markalarının kapsamında yer alan malların, davalının markasının kapsamında da bulunduğundan, davaya konu markanın, müvekkilinin tescilli markası karşısında seri marka intibaını uyandırdığını ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının 5/1. sınıf malları için iptalini ve diğer davalı markasının 5/1. sınıf malları için hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece YİDK kararının iptali istemi ile davalı şirkete ait markanın hükümsüzlüğü istemlerinin, birbirlerinden bağımsız, davaların yığılması müessesesinin mevcut olduğu iki ayrı istemi barındırdığı, ayrıca dava konusu markanın dava tarihinden önce tescil edildiği, 6769 sayılı SMK 156/5. maddesi hükmüne göre üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalı şirketin kayıtlı adresinin ……/İSTANBUL’da bulunduğu, bu nedenle davayı görmeye İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı şirketin ……/……. sayılı markasının hükümsüzlüğü istemi yönünden açılan davanın tefrik edilerek işbu esasa kaydedildiği gerekçesiyle davalı şirketin yetki itirazının kabulü ile SMK 156/5 maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin hem …….-M-…….. sayılı YİDK kararının iptalini hem de davalı şirkete ait 2019/09012 sayılı markanın hükümsüzlüğünü birlikte talep ve dava ettiğini, her iki talebin her ne kadar birbirinden bağımsız olsa da Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere, YİDK’nın kararlarına karşı açılan iptal davası ile bu davanın sonucunda markanın hükümsüzlüğü kendiliğinden gündeme geleceğinden, anılı davaların aynı anda Ankara FSHHM’de açılmasının mümkün kılındığını, aksi halde YİDK kararının iptaline karar verilmesi ihtimalinde, dava konusu marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü için ayrıca bir dava açmak zorunda kalmak külfetinin yaratıldığını ve bu durumun usul ekonomisi ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, dolayısıyla yerel mahkeme tarafından verilen tefrik ve yetkisizlik kararlarının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 156. maddesinin 2. fıkrası gereğince, Kurumun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir. Bu maddede düzenlenen yetki kuralı, kamu düzenine ilişkindir ve kesindir.
Yukarıdaki özet kısmında da belirtildiği üzere davacı tarafından ilk derece mahkemesinin 2020/207 esasında açılan davada, davalının marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemi ile birlikte, davalının marka başvurusunun yargılama sırasında tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesinin de talep edildiği anlaşılmaktadır.
YİDK kararının iptali istemi ile açılan davada yargılamanın devamı süresince Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil işlemi durdurulmadığından, davacının YİDK kararının iptali ile birlikte hükümsüzlük davası açmasına bir engel bulunmamaktadır. Davacı tarafın dava konusu markanın hükümsüzlüğü talebi, ilk talebin kabulü ve davalı markasının tescil edilmesi halinde kabul edilecek bir talep olup, YİDK kararının iptali istemiyle açılan davaya bağlı bulunduğundan ve davacı ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında görülecek böyle bir davada verilecek karar, davalı markasını da etkileyeceğinden, Türk Patent Marka Kurumu ve dava konusu marka başvurusu sahibine karşı açılan davanın birlikte görülmesi zorunludur. Diğer bir deyişle bu türden davalarda, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Nitekim Yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD.’nin 04.05.2010 tarih ve 2008/9664 E.- 2010/4882 K., 29.01.2007 tarih ve 2005/14554 E. 2007/1010 K., 24.05.2010 tarih ve 2008/14036 E.- 2010/5783 K. sayılı ilamları). Burada esasen her iki talep de birbirinden bağımsızdır. Ancak Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere, YİDK kararlarına karşı açılan iptal davasının kabulü halinde, başvuru markasının hükümsüzlüğü de kendiliğinden gündeme geleceğinden, anılı davaların aynı anda Ankara FSHHM’de açılması mümkün kılınmıştır. Aksi halde YİDK kararının iptaline karar verilmesi ihtimalinde, dava konusu marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü için ayrıca bir dava açmak külfeti yaratılacağından, bu durum usul ekonomisi ilkesine açıkça aykırılık teşkil edecektir.
Her ne kadar somut uyuşmazlıkta davalının başvuru markası, 17.08.2020 dava tarihinden önce, 21.05.2020 tarihinde tescil edilmiş ise de, 6100 sayılı HMK.’nın 7. maddesi uyarınca, davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Somut olayda da hem davacı hem de davalı şirketlerin yerleşim adresleri İstanbul olup, davacının işbu davayı, sırf davalı şirketi kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açtığı hususu, iddia ve ispat edilemediği gibi, dosyada bu konuda herhangi bir delil veya belirti de bulunmamaktadır. O halde mahkemece somut uyuşmazlık yönünden de yukarıdaki bette yapılan açıklamalar da nazara alınarak, birbirinden bağımsız olan bu iki davanın birlikte görülmesinde bir engel bulunmadığının kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesine girişilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 11. HD.’nin 26.09.2016 tarih ve 2016/7131 E.- 2016/7498 K., 09.12.2010 tarih ve 2010/11657 E.- 2010/12704 K., 24.05.2010 tarih ve 2008/14036 E.- 2010/5783 K.).
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince YİDK kararının iptali ile birlikte açılan hükümsüzlük davasında davaya bakmakla yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, hükümsüzlük talebi yönünden davanın tefriki ile yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2020 gün ve ……/…… E. – ……../….. K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip