Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/640 E. 2023/191 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/640
KARAR NO : 2023/191
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2020/107 E. – 2020/332 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/11/2020 tarih ve 2020/107 E. – 2020/332 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin hemen her meslek grubu tarafından bilinen ve tanınmış “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli başvurusuna anılan markalara dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin markaları ile dava konusu başvurunun iltibasa yol açacak düzeyde benzer olduğu gibi marka kapsamlarında yer alan malların da aynı bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan başvurunun SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca da reddi gerektiğini ileri sürerek,YİDK’ın 2020-M-1118 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı …vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, dava konusu “…” ibareli markanın ortalama tüketici nezdinde “…” olarak algılanmayacağı, bir bütün olarak “…” olarak algılanacağı, kaldı ki görsel olarak markanın “…” şeklinde “…” ibaresi koyulaştırılarak oluşturulduğu, bu nedenle ortalama tüketicinin markayı “…-…” olarak algılayacağı, “…” ibaresinin kullanımı Türkçe’ye de “…” olarak anlamsal karşılığı bulunan İngilizce bir ibare olduğu, davacıya ait “…” markalarının herhangi bir anlamının bulunmadığı, bu nedenle gerek görsel, gerek işitsel ve gerekse kavramsal olarak markaların birbirinden farklı oldukları, davacıya ait “…” ibareli markaları daha önce gören, bilen, bu markalı hizmetlerden yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketicinin, dava konusu “…” ibareli markayı gördüğünde hemen ve ilk bakışta bu markayı farklı bir marka olarak algılayacağı, davacı markaları ile herhangi bir bağ kurmayacağı, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir ilinti bulunduğu yönünde yanılsamaya düşmeyeceği, dolayısıyla SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği, tanınmışlık iddiasının da ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markalarının her meslek grubu ve halk tarafından bilinip tanındığını, dava konusu markanın müvekkilinin bu markaları ile görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkiline ait bir marka olduğunun düşünüleceğini, tarafların marka kapsamlarında yer alan hizmet sınıfının da birebir aynı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusuna itirazın reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin “…” ibaresine göre daha kalın yazı karakteri ve daha koyu renkle yazıldığı, bu hali ile başvurunun “…-…” şeklinde algılanacağı, diğer taraftan tarafların marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının da sonuca etkili bulunmadığı, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip