Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/64 E. 2022/1627 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/64
KARAR NO : 2022/1627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/197 E. – 2020/103 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali-Markanın Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/07/2020 tarih ve 2019/197 E. – 2020/103 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin… numaralı marka başvurusunun SMK’nın 6/1. maddesine aykırı olduğunu, zira davalının “ …” markasının müvekkilinin tescilli “…”lu markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, karşılaştırılan markaların da aynı mal/hizmetlerde kullanılacağını, müvekkilinin markalarında esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının “…” markasını gören her yönden vasat seviyedeki tüketicilerin bu markayı davacının seri markalarından biri sanma ihtimalinin yüksek bulunduğunu, ayrıca davalı şirketin marka başvurusunun davacıya ait olan www…com.tr ibareli alan adı ile de benzer olduğunu, davacının “…/…” ibareli seri markalarının kullanım sonucunda tüketici nezdinde ayırt edici nitelik kazanmış tanınmış marka olduğunu, davalı firmanın dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını, zira davalının davacının tanınmış markasından haberdar olmaması ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-6785 sayılı kararının iptalini ve… sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının markanın hükümsüzlüğü talebi açısından mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin bu markayı yaklaşık 20 yıldır devamlı olarak kullandığını ve inşaat sektöründe tanıttığını, tamamen farklı sektörlerde faaliyet gösteren tarafların markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalının dava konusu markasında yer alan “…” logosunun davalının iştigal ettiği inşaat sektörünü anımsatan iki binanın bileşiminden oluşan bir logo olduğunu, markada geçen “…” kelimesinin kırmızı-mavi renkler ile büyük harflerle yazıldığını, davacının “…” markasında yeralan üçgen amblem ile ayrı ve küçük harflerle yazılmış siyah-beyaz “…” ibaresinin görünümünün davalının markasından çok farklı olduğunu, davalının davacının tanınmış markasının ününden faydalanmasının söz konusu olmadığını, davacının kötüniyet iddialarıyla ilgili de bir delil olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, karşılaştırılan markalarda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin ve “m/mm” harfleri ile “m harfini andıran şekil”in benzerliğinden hareketle, bu markaların genel görünümleri/okunuşları/algılanışları itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzemediği, markalardaki bu farklılıkların, halkın bu markalar altında sunulan (aynı olan) hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesini ve karıştırma/yanılma ihtimalini berteraf ettiği, SMK 6/1 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı, SMK 6/5 maddesi hükmünde sayılan şartların gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, davacının www…com.tr alan adı ile davalının tescil ettirmek istediği markasının birbirlerine benzemediği, davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının aksine başvuru konusu marka ile müvekkili şirkete ait tüm …/… ibareli seri markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik olduğunu, ortalama tüketici nezdinde dava konusu markanın da müvekkili şirketin seri markalarından biri olarak algılanacağını, müvekkili şirketin mesnet markaları kapsamındaki tüm mal ve hizmetlerin dava konusu marka kapsamında birebir bulunduğunu, yerel mahkeme kararında dava konusu markanın www…com.tr ibareli alan adı ile benzer olmadığının belirtilmesinin de yerinde bulunmadığını, müvekkili şirketin …/… ibareli seri markalarının yoğun kullanım sonucunda tüketici nezdinde ayırt edici nitelik kazandığını, tanınmış markalar olup, başvuru konusu markanın tescil talebinin 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi gereğince de reddi gerektiğini, somut olayda, dava konusu karara mesnet markanın seçilmesinin haklı bir nedeni olmadığı, sadece ve sadece müvekkile ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı ile bu ibarenin tescil edilmek istendiğini, müvekkiline ait tanınmış marka benzerinin tescil başvurusuna konu edilmesinin kötü niyetli olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının ibareli başvurusu ile davacının itirazına mesnet …/… esas ibareli markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, zira …/… ifadesinin büyük ve geniş anlamlarına geldiği, zayıf marka niteliğinde olduğu, ayırt edicilik niteliğinin düşük olduğu, davalının başvurusundaki “m harfini andıran ev şeklinin”, halkın bu markalar altında sunulan (aynı olan) hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesini ve karıştırma/yanılma ihtimalini berteraf ettiği, dava konusu markaların genel görünümleri/okunuşları/algılanışları itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzemediği, SMK’nın 6/1. maddesindeki koşullarının somut olayda oluşmadığı, diğer yandan SMK’nın 6/5. maddesindeki şartların gerçekleştiğinin de ispatlanamadığı, davacının www…com.tr alan adı ile davalının tescil ettirmek istediği markasının birbirlerine benzemediği, davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip