Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/637 E. 2023/504 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/637
KARAR NO : 2023/504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2020
NUMARASI : 2019/305 E. – 2020/359 K.

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2020 tarih ve 2019/305 E. – 2020/359 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, sektörde “…” markası ile özdeşleşmiş bir firma olduğunu, müvekkilinin hizmet verdiği e-ticaret olarak nitelendirilen mecra ve platformda tüketicilerin müvekkili firmayı “…” ibaresi ile tanıdıklarını, söz konusu markayı ihdas eden ve maruf hale getiren tarafın müvekkili firma olduğunu, müvekkilinin 30.03.2018 tarihinden bu yana “…” markası altında hizmet verdiğini, davalı tarafın ise müvekkilinin maruf hale getirdiği yoğun bir emek ve çabanın sonucunda hedeflenen tüketici kitlesine ulaştığı “…” ibareli markayı kötüniyetli bir şekilde koruma altına almak istediğini, müvekkilinin … ibareli kullanımı markasal kullanım sayılmakla birlikte aynı zamanda müvekkilinin kendisine ait www…com alan adının bulunduğunu, bunlara ilişkin delillerin dilekçeye sunulduğunu, müvekkili ile aynı sektörde hizmet veren davalının müvekkilinin domaininden ve markasal kullanımından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalı marka tescil başvurusunun kötüniyetli olduğunu, ayrıca bu eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek 2019-M-7656 sayılı kararının iptaline, dava konusu … sayılı “…” ibareli markanın tescilinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin davaya konu “…” markası dışında “…”, “…” markalarının da tescilini almış olup, evcil hayvan ihtiyaçlarını bilişim sektörü ile birleştiren ilk şirket olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanın her ne kadar evcil hayvanlara yönelik hizmetler bakımından “…” ibaresini markasal olarak kullanmaya başlamış olduğu anlaşılsa da, söz konusu ibarenin Türkiye’de yaygın bir şekilde, SMK m.6/3 hükmünün aradığı şekli ile dava konusu marka başvuru tarihi itibariyle yoğun ve sıkı olarak kullanımının ispatlanamadığı, “www…com” ibareli alan adında “…” ibaresinin ticari etki doğuracak şekilde ilk markasal kullanım tarihinin 29.04.2018 tarihine tekabül ettiği, bu tarih ile dava konusu marka başvuru tarihi arasında 4 aydan daha az bir süre bulunduğu, bu kadar kısa süre içerisinde davacının “…” ibaresini tescilsiz olarak yoğun ve sıkı kullanımından bahsedilemeyeceği, yine sosyal medya hesabında da dava konusu marka başvuru tarihinden önce gerçek hak sahipliği elde etmeye yeter derecede yoğun ve sıkı tescilsiz marka kullanımı bulunmadığı, SMK m.6/3 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, SMK m.6/6 hükmü uyarınca önceki tarihli alan adı dolayısıyla sonraki tarihli benzer bir işaretin tescilinin engellenmesi ya da tescil edilmişse hükümsüzlüğünün talep edilmesi için, alan adı sahibinin bu konuda hukuki imkâna sahip olduğu, somut olayda “www…com” internet alan adının whois kayıtları sorgulaması neticesinde 30.03.2018 tarihinde alındığı, ayrıca söz konusu alan adının dava dosyası kapsamında sunulan belge ile … adına alındığı, davacı şirketin söz konusu alan adı üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığı, itiraza gerekçe gösterilen alan adı davacı şirkete ait olmayıp dava dışı …’a ait olması nedeniyle davacı şirket bakımından SMK m.6/6 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediğinden kötüniyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin “www…com” alan adının hak sahibi olduğunu, kuruluş aşamasında, kurucu ortağı adına tescil edilmiş olan bu alan adını, kuruluşundan bu yana kullanan müvekkili şirketin alan adı üzerinde hak sahibi olmamasının düşünülemeyeceğini, “…” alan adı … adına ait olsa da alan adının kullanımını gerçekleştirenin müvekkili olduğunu, SMK’nın 6/6. maddesi kapsamında yer alan nispi ret nedeninin varlığının kabulünün gerektiğini, ilk derece mahkemesinin, SMK madde 6/3 hükmünün uygulanmasında etkili olabilecek delilleri yeterince değerlendirmediğini, yargılamada eksiklik ve hata bulunduğunu, kullanım sonucu ayırt edicilik değerlendirmesinde dava dosyası kapsamına sunulan delillerin değerlendirmeden sadece süreyi esas alan ilk derece mahkemesinin, özellikle sürenin hangi tarihten itibaren hesaplanması gerektiği konusu dahil olmak üzere kullanımla kazanılmış markasal hakların takdirinde eksik incelemede bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunun müşteriler nezdinde bile anlaşılabilecekken, yerel mahkeme tarafından kötüniyet değerlendirmesinde daha önce belirtilen önemli hususların dikkate alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun yapıldığı tarihinden önce, davacı şirketin “…” markası ile aynı veya benzer tescilsiz bir işareti, tescile konu hizmetlerle aynı ya da benzer mal veya hizmetler üzerinde yoğun ve sıkı kullanım neticesinde ayırt edicilik kazandırması halinde SMK’nın 6/3. maddesi uyarınca bu marka başvurusunun tescilini engelleyebileceği ya da tescil edilmişse hükümsüzlüğünü talep edebileceği, ancak dosya kapsamında davacının SMK’nın 6/3. maddesi uyarınca, dava konusu marka başvuru tarihi itibariyle yoğun ve sıkı olarak kullanımının ispatlanamadığı, diğer yandan “www…com” ibareli alan adında “…” ibaresinin ticari etki doğuracak şekilde ilk markasal kullanım tarihinin 29.04.2018 tarihine tekabül ettiği, bu tarih ile dava konusu marka başvuru tarihi arasında 4 aydan daha az bir süre bulunduğu, SMK’nın 6/3. maddesindeki koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, “www…com” internet alan adının … adına alındığı, davacı şirketin ise söz konusu alan adı üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığı, davacı şirket ile dava dışı …’ın ayrı hukuki kişiliklerinin olması nedeniyle alan adının davacı şirkete ait olduğunun kabul edilemeyeceği, davacı şirket bakımından SMK’nın 6/6. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, davalı şirketin kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip