Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/624 E. 2021/519 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/624
KARAR NO : 2021/519
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2021
NUMARASI : .

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/02/2021 tarih ve …../…… E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili; müvekkilinin “… …” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, karşı tarafın müvekkilin markaları ile iltibasa neden olacak şekilde benzer olan ” … …” ibaresini , müvekkili markalarının tescili kapsamında bulunan aynı ve ilişkili mal ve hizmetlerde, alan adında markasal olarak kullandığı gibi ticaret ünvanının da esas unsurunun aynı ibareden oluştuğunu, davalının bu kullanımlarının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılması ve hükmün ilanı istemli davada TTK’nın 61 ve SMK’nın 159. Maddesi uyarınca davalının kötüniyeti de dikkate alınarak teminatsız olarak; “…” markasının her türlü dolum makinesi, etiketleme makinesi, çalkalama makinesi, folyo kesme-yapıştirma makinesi, konveyör sistemleri ve sair araç-gereç üzerinde, bunların tanıtımına yarayan her türlü materyal üzerinde, ayrıca internet sitesinde, alan adında ve ticaret unvanında her türlü kullanımının önlenmesi “…” ibareli ürünlerin her türlü üretim, satış, dağıtım, ithal, ihraç ve sair herhangi bir şekilde ticaret alanına çıkarma, depolama, bu ürünlere dair sözleşme yapmak için öneride bulunma ve benzer şekilde ticaret alanına çıkarma faaliyetlerinin engellenmesini; bu kapsamda; “…” markasının her türlü ürün, etiket, ambalaj, reklam, ilan, afiş, broşür, basılı yaym ve her türlü tanıtım malzemesi ile fatura benzeri ticari evraklarda ve sosyal medya üzerinde her türlü kullanımının önlenmesine; “…” markasını ihtiva eden her türlü dolum makinesi, etiketleme makinesi, çalkalama makinesi, folyo kesme-yapıştırma makinesi, konveyör sistemleri ve sair araç-gereç üzerindeki “…” etiketlerinin sökülmesine (şayet sökülemiyorsa bu ürünlerin toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasına; “…” markasmı ihtiva eden ambalajların kutuların, ilan, reklam, broşür, afiş, etiket ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kâğıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın bulundukları yerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınması; Türkiye genelindeki tüm Gümrük İdareleri’ne müzekkere yazılarak bu ürünün gümrüklerde durdurulması ve bildirdikleri internet sitelerine ve linklere Türkiye’den erişimin engellenmesi ve bu amaçla Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne müzekkere yazılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davalı kullanımının, marka tecavüzü ve haksız rekabetin oluşturduğuna kanaat verici bilirkişi raporu bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, somut olayda HMK’nın 390. maddesi gereğince yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, ihtiyati tedbir talep edenin dilekçesi ile birlikte davasının esasının haklılığını ispat eden bilirkişi raporu sunmasının ne yasada ne de içtihatlarda yeri bulunmadığını, şayet mahkemece, yaklaşık ispat koşulunun dosyaya sunulan delillerle sağlanmadığı kanaatiyle bilirkişi görüşüne ihtiyaç duyulması halinde , bilirkişi raporu olmadığından taleplerini reddetmek yerine bilirkişi raporu alınmasına karar verilip raporun sunulmasından sonra ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği, somut olayda ihtiyati tedbir isteyenin iddialarını yaklaşık olarak ispat edemediği, yargılama sırasında koşullarının oluşması halinde her zaman ihtiyati tedbir talep edilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ihtiyati tedbir isteyen vekilinden alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin ihtiyati tedbir isteyen üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/04/2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip