Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/622 E. 2023/162 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/622
KARAR NO : 2023/162
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2018/395 E. – 2020/129 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Markanın Sicilden Terkini

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/07/2020 tarih ve 2018/395 E. – 2020/129 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 26/12/1994 tarihinde kurulduğunu, ticaret unvanında yer alan “…” ibaresini tekstil alanında ürettiği emtia üzerinde marka olarak kullandığını, meşhur ettiği markasını 08.01.1999 tarihinde … nolu marka tescil belgesi ile, 07.12.2001 tarihinde 2001/25615 ve 21.03.2005 tarihinde … nolu tescil belgeleri ile tescil ve ilan ettirdiğini, “…” markasının WIPO tarafından da tescil edildiğini, “…” markasının yanı sıra … asli unsurunu teşkil etmek suretiyle başkaca eklerle yapılan birçok markanın da sahibi olduğunu, müvekkili şirketin 11.05.2007 tarihli başvurusu üzerine, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından … nolu “…” markasının 556 s. KHK’nın 7/1(ı) bendi çerçevesinde ilgili sektörde herkes tarafından yaygın olarak bilinen tanınmış markalardan olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin … sayılı marka başvurusu ile “…” ibaresinin marka olarak tescilini talep ettiğini, bu başvuruya yapılan itirazların nihai olarak reddedildiğini, “…” ifadesinin, müvekkili şirketin yurtiçi ve yurt dışında tanınmış markası olan “…”un İngilizce dilindeki tam karşılığı olduğunu, tescil edilmek istenen “…” markasının içerisinde yer alan “…” ibaresinin müvekkili şirket markası olduğu yanılgısına sebep olacağını, “…” ibaresinin yabancı dildeki yazımının başına herhangi bir ayırt edici özelliği bulunmayan “hanımefendi, kadın” anlamına gelen “…” kelimesinin getirildiğini, bu durumda müvekkili şirket tarafından tüketiciye sunulan kadın koleksiyonu algısının oluşacağını, taraf markalarının mal ve hizmet sınıflarının da aynı ve benzer sınıflarda olduğunu, davalı markasının tescil edilmesi halinde müvekkili şirket markasının ayırt edici karakterine ve tanınmışlığına zarar verileceğini, davaya konu markanın tescilinden önce müvekkili şirketin tescilli ticaret unvanı içerisinde yer alan vurgu kelime ile benzer ve karıştırılmaya müsait “…” markasının kullanılamayacağını, emsal kararlara aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, tarafların markalarının telaffuzlarının farklı olduğunu, “…” kelimesinin İngilizce “…” kelimesinin Türkçesi yani pamuk/pamuklu anlamına gelen bir kelime olsa idi, ürünün cinsini, çeşidini nitelediği gerekçesi ile hiçbir zaman tescil edilememesi gerekeceğini, markaların görsel olarak benzemediğini, iki işaretin görsel olarak da ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali yaratmadığını, markanın tüketiciler nezdinde ayırt edici olmasını sağlayanın “…” kelimesi olduğunu, “…” markası tek başına ayırt edici olmasa da, bütünsel anlamda tamamen ayrı bir marka algısı yarattığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli başvuru markası ile davacının “…” ibareli markası arasında başvuru markasının kapsamındaki bilirkişi raporunda aynı olduğu tespit edilen 24. Sınıftaki tüm mallar, 25. Sınıftaki tüm mallar ve 35. Sınıftaki, ”Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç) Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları, Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil), Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar, Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular, Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler,” mal/ hizmetleri yönünden ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, taraf markaları arasında bu mallarda/hizmetlerde SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, ancak SMK’nın 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun oluşmadığı, davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin kanıtlanmadığı, davalı başvurusundaki ibare ile davacının ticaret ünvanı aynı olmadığından SMK’nın 6/6. maddesindeki koşulun da oluşmadığı, ayrıca davalı başvurusunun kötüniyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 2018-M-7242 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 24. Sınıftaki tüm mallar, 25. Sınıftaki tüm mallar ve 35. Sınıftaki ” Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç), Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları, Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil), Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar, Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular, Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” mal/ hizmetleri yönünden iptaline, bu mal hizmetler yönünden markanın sicilden terkin edilmesine, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin … asli unsurunu teşkil etmek suretiyle başkaca eklerle yapılan birçok markanın da sahibi olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından 35. sınıfta yer alan mal/hizmetler yönünden kısmi iptal kararı verilmiş olması davalı yanın, “…” markası üzerinde hak kazanmasına sebebiyet verecek olup, iş bu durumun kabulünün müvekkili şirketin tanınmış marka statüsü hakkına açıkça aykırılık oluşturduğunu, her iki taraf markası özellikle işitsel olarak kıyaslandığında aynı kelimenin yabancı dildeki karşılığının başına, herhangi bir ayırt edici özelliği bulunmayan bir kelimenin getirilerek kullanılmış olmasının orta düzeydeki tüketici algısında müvekkili şirketi akıllara getireceğini, müvekkili şirket nezdinde yürütülen faaliyetler kapsamında “…” markası adı altında kadın giyim koleksiyonlarının da tüketiciye sunulduğu dikkate alındığında, “…” markasının, müvekkili şirket tarafından tüketiciye sunulan kadın koleksiyonu olduğu algısının oluşmasının kaçınılmaz olacağını, davalı yan tarafından tescil ettirilmek istenen “…” markasını 35. mal sınıfında kullanmak istediğinin görüldüğünü, bu sınıfın müvekkili şirketin markalarını tescil ettirdiği mal/hizmet sınıflarıyla aynı olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini markalaştırmakla birlikte bu markayı tüm dünyada bilinen ve tanınan bir marka haline getirdiğini, davalı markasının tescili ile müvekkili şirket markasının ayırt edici karakterine ve tanınmışlığına zarar verildiğini, bu konuda emsal kararların da bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markalar karşılaştırıldığında markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak dahi hiçbir şekilde benzemediğini, ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığını, müvekkilinin “…” markası ile ev tekstili ürünleri ürettiğini, davacı tarafın ev tekstili ürünleri alanında herhangi bir faaliyeti olmadığını, davacı ile müvekkilinin aynı sektörde faaliyet gösteriyor ve markalarını benzer ürünler üzerinde kullanıyor olsaydı dahi üretilen bu malların tüketiciler tarafından birbirinden ayırt edilememesi birinin yerine diğerinin satın alınması mümkün bulunmadığını, somut olay bakımından 6769 s. SMK’nın 6/1. maddesinde yer alan şartların oluşmadığını, bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere görsel, işitsel, kavramsal olarak dava konusu markaların hiçbir şekilde karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu marka başvurusu ile davacı adına kayıtlı itiraza mesnet markaların incelemesinde davacı markalarında “…” ibaresi esas unsur olarak ön plandayken, davalı markasının “… + şekil” şeklinde düzenlendiğini, markalarda yer alan kelimelerin karşılığı olan pamuk ibaresinin, başvuruda tescil talep edilen mallar için tanımlayıcı nitelikte olduğunu, ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, zayıf bir ibareyi marka olarak seçen kişinin, bu ibarenin çokça kullanımından ve bilinirliğinden istifade ettiği gibi bu ibareye yapılacak eklemeler ve değişikliklerle başkaları tarafından kullanımına -asgari koruma koşullarından yaralanma hali saklı kalmak kaydıyla- tahammül etmek zorunda olduğunu, SMK m. 6/1 kapsamında benzerlik bulunmadığını, mahkemenin iltibas değerlendirmesinin hatalı ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve markanın sicilden terkini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için üç ayrı ihtimalin varlığının söz konusu olması gerektiği, buna göre; markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması, markaların benzer, ürünlerin aynı olması, markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması şeklinde üç ayrı ihtimalin varlığının söz konusu olduğu, ayrıca 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, hedef tüketici kitlesi nezdinde, tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerektiği, karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacağı, karıştırma ihtimalinin tespitinde, marka olarak kullanılan ibare ve şekillerin birbirlerine benzerlikleri, bütüncül bir bakış açısıyla görsel, kavramsal ve sesçil açıdan değerlendirilmesi gerektiği, önemli olanın bütüncül bir yaklaşım sonucu oluşan genel intiba olduğu, somut olayda, davacının önceki tescilli “…” ibareli ve esas unsurlu markalarına dayanarak davalı tarafından sonradan tescil başvurusu yapılan “…” ibareli başvuruya itiraz ettiği, taraf markalarının kısmen aynı ve/veya benzer malları kapsadığı, taraf markaları birbirinin aynı ve/veya benzeri ve/veya birbirinin devamı intibaını oluşturacak şekilde benzer olup, SMK’nın 6/1.maddesi hükmü anlamında ortalama tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimali ve/veya tehlikesi olduğu, taraf markalarına konu işaretler arasındaki ayniyet dikkate alındığında, giyim eşyaları yönünden “…” markasını gören, bilen, satın alan ortalama tüketici kitlesinin, daha sonra başvuruya konu giyim eşyaları üzerinde “…” markasını gördüklerinde her iki ticari işletme arasında bağlantı olduğunu her ikisinin de aynı ticari işletme tarafından üretildiği veya satıldığı düşüncesine kapılma ihtimallerinin yüksek olduğu, markanın bu haliyle tanımlayıcı olduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, bu uyuşmazlığa esas alınabilecek nitelikte bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/2679 Esas, 2022/6941 Karar ve 12/10/2022 Tarihli, “… – …” markalarına ilişkin verdiği ilamının da bu yönde olduğu, diğer yandan da SMK’nın 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun oluşmadığı, davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceğinin kanıtlanmadığı, davalı başvurusundaki ibare ile davacının ticaret ünvanı aynı olmadığından SMK’nın 6/6. maddesindeki koşulun da oluşmadığı, ayrıca davalı başvurusunun kötüniyetli yapıldığının kanıtlanmadığı anlaşılmakla anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı … alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı … taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL’nin davacı ve davalı … ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı … harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip