Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/617 E. 2023/632 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/617 – 2023/632
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/617
KARAR NO : 2023/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : 2020/44 E. – 2021/91 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/01/2021 tarih ve 2020/44 Esas – 2021/91 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin, borçlu kooperatifin personel taşıma işini yaptığını, müvekkilinin her ayın sonunda fatura düzenlediğini, borçlu kooperatifin ise bir sonraki ayın 25. gününde, fatura bedelini müvekkiline ödediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan 31.10.2019 tarihli 27.029,60 TL miktarlı faturanın borçlu şirket tarafından, ödeme gününde ve sonraki günlerde ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından işbu fatura dayanak yapılarak borçlu kooperatif aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan takibe haksız ve dayanksız olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında şehir için personel taşıma sözleşmesinin bulunduğunu, davacının 11/11/2019 tarihinde sabah vardiya gelişinde personel taşıma işini gerçekleştirmediğinin tutulan tutanakla tespit edildiğini, bu hususta davacıdan bilgi istendiğini, davacının artık personel taşımacılığını yapmayacağını belirttiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesine göre sözleşmeye aykırı davranılması halinde zarar tarihindeki brüt asgari ücretin 60 katı kadar cezai şart bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle 2019 yılı için 153.504 TL’nin müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, ayrıca davacının taşımakla yükümlü olduğu personellerin 15 adet ticari taksi ile taşındığını, bu taksilere toplamda 1.778 TL ödendiğini, tüm bu nedenlerle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek 31/11/2019 tarihli 9.702,64 TL miktarlı faturanın da ödenmediğini, bu faturanın tahsili için başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, asıl davadaki savunmalarını tekrar ederek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her iki davaya konu faturanın, davalı kayıtlarında da yer aldığı, fatura konusu hizmetlerin davalıya verildiği, davalının taşıma hizmet bedeli faturalarından davacıya karşı sorumlu bulunduğu, ancak davacının hizmet vermediği bir gün için davalı tarafça toplam 15 adet ticari taksiye toplam 1.778 TL ödenmek suretiyle davacının taşıması gereken işçilerin taşıtıldığı, dolayısıyla davalının bu miktar yönünden takas mahsup savunmasının yerinde bulunduğu, davalı her ne kadar, davacı taşıyıcının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin 16. maddesine göre asgari ücretin 60 katı kadar cezai şart alacağının bulunduğunu, bu cezai şart toplamı olan 153.504 TL’nin de takas mahsubunu savunmuş ise de, cezai şart hükmü içeren bir sözleşmenin davalı tarafça mahkemeye sunulmadığı, dolayısıyla bu savunmanın yerinde görülmediği, davalının asıl davaya ilişkin 31/10/2019 tarihli 27.029,60 TL miktarlı fatura bakiyesi 17.339,60 TL alacağa ilişkin takibe itirazında haksız olduğu, asıl alacağın likit bulunduğu, davalının birleşen davaya ilişkin 31/11/2019 tarihli 9.702,64 TL miktarlı fatura bakiyesi 2.605,63 TL alacağa ilişkin takibe itirazında 1.778 TL karşı alacağı mahsup edildiğinde bakiye 827,63 TL’lik bölüm yönünden haksız olduğu, asıl alacağın likit bulunduğu, reddedilen bölüm yönünden davacının takibe geçmekte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından davalının haksız takip tazminatının yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davalının Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13223 E sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 3.467,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalının Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13870 E sayılı takip dosyasına konu alacağın 827,63 TL’lik bölümü yönünden itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 165,52 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, her ne kadar 1.778,00 TL taksi ücreti mahsup edilmiş ise de davalı tarafça buna ilişkin hiçbir belge sunulmadığını, süresinde cevap dilekçesi vermeyen ve delillerini de bildirmeyen davalının, sonradan taksi masrafının bulunduğu yönündeki savunmasının, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi bulunduğu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve hem asıl hem de birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak feshedildiği hususunun tartışılmadığını, oysa davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hakkaniyete aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Birleşen dava, taşıma ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl dava ve birleşen davalar birbirinden ayrı ve bağımsız olduğundan, HMK’nın 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırının asıl ve birleşen davada ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Birleşen davada, davacı tarafça, davalı aleyhine 2.605,63 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının icra takibine itirazı üzerine işbu itirazın iptali davası açılmış, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 827,63 TL’lik asıl alacak yönünden icra takibine yapılan itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, taraflarca bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK.’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000,00 TL’nı geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi itibariyle 5.880,00 TL’ye yükselmiştir. Somut uyuşmazlıkta da yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere, kabulüne ve reddine karar verilen miktar, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’nin altında kaldığından, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca taraf vekillerinin birleşen dava yönünden istinaf başvurularının usulden reddine karar verilmiştir.
2-Asıl davada kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; asıl dava, taşıma ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında taşıma ilişkisinin bulunduğu ve davacının da icra takibine dayanak yaptığı faturaya konu taşıma işini yaptığı konusunda bir uyuşmazlık olmadığı, nitekim icra takibine dayanak faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı, taşıma ücretinin davalı tarafından ödenmediği, işbu davanın taşıma ücretine ilişkin olup, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının dava konusu olmadığı, dolayısıyla sözleşme feshinin haklı olup olmadığının eldeki davada tartışılamayacağı, icra takibine konu alacağın likit nitelikte olduğu ve bu itibarla icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının HMK’nın 352. maddesi uyarınca başkaca bir inceleme yapılmadan USULDEN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.184,46 nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL maktu, 296,50 TL nispi olmak üzere toplam 355,80 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 828,66 TL bakiye harcın asıl dava davalısından alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Birleşen dava yönünden davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL maktu, 300,00 TL nispi olmak üzere toplam 359,30 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen dava davacısına iadesine,
5-İstinaf aşamasında taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.