Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/613 E. 2023/168 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/613
KARAR NO : 2023/168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI : 2019/127 E. – 2020/530 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … – (TC:…)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/11/2020 tarih ve 2019/127 E. – 2020/530 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin her türlü motor ve tarım makinesi kapsamındaki makinelere ait parça, yedek parça, teçhizat ve ekipmanlarının AR-GE çalışmalarını, üretimini, pazarlamasını, alım ve satımını, ithalat ve ihracatını yaptığını ve savunma sanayine dönük ihtiyaçları da karşılamak maksadı ile AR-GE faaliyetlerini yürüttüğünü, bu kapsamda … tankında kullanılması planlanan güç grubunun yurt içinde özgün olarak tasarlanması, geliştirilmesi, prototip üretimi, test ve kalifikasyonuna yönelik güç grubu geliştirilmesi projesi ile ilgili olarak savunma sanayi icra komitesi kararı doğrultusunda 17/03/2015 tarihinde müvekkili şirket ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı arasında sözleşme imzalandığını, davalının müvekkili nezdinde 23/12/2014 tarihinde çalışmaya başladığını, davalının en son… Proje Yönetimi Uzman Mühendisi olarak çalışmakta iken 18/04/2017 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdini feshettiğini ve iş akdinin 28/04/2017 tarihinde sona erdiğini, müvekkili ile davalı arasında mevcut iş sözleşmesinin IX. Özel Şartlar başlığı altındaki 10. maddesi hükmü uyarınca davalının rekabet yasağına aykırı davranmayacağını kabul ettiğini, 21. madde uyarınca zararın tazmin hakkının saklı tutulduğunu, davalının müvekkili davacı bünyesindeki işinden ayrıldıktan sonra davacı şirket ile rekabet yasağı içerisinde olan ve sözleşmedeki iş tanımı ile uyumlu olarak motor geliştirme ve savunma sanayi alanında faaliyet gösteren …. AŞ’de benzer görevle işe başladığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini ileri sürerek müvekkilinin rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğramış olduğu zararın tespiti ve ileride tespit edilecek zararın HMK madde 107’ye göre artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mühendis olan müvekkilinin 09/01/2015 – 28/04/2017 tarihleri arasında davacı yanında proje yönetiminde yer almak sureti ile kişisel ve tesis güvenlik belgeleri konusunda danışmanlık, proje sırasında Milli Savunma Bakanlığı ile irtibat kurması iş tanımı ile çalıştığını, müvekkilinin belirilen bu iş pozisyonunda çalışmadığı bunun için davacının gerekli programlar hakkında bilgi sahibi olmadığını, müvekkilinin proje danışmanlığı sıfatından farklı bir pozisyonda çalışmak zorunda bırakıldığı için değişen pozisyonu gereği ve istifa hususundaki baskılar neticesinde 18/04/2018 tarihli istifa dilekçesi uyarınca 28/04/2017 tarihinde davacı işyerinden ayrıldığını, rekabet yasağını ihlal edecek nitelikte bir fiilin varlığından söz edilemeyeceğini, sözleşmede yer alan rekabet yasağı hükmünün ihlal edilmesi için aranan koşulların oluşmadığını, 02/05/2017 tarihinde farklı bir iş tanımı ile …. A.Ş nezdinde … mevkiinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin aleyhine hüküm tesis edilmesi hakkaniyetle bağdaşmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan 23/12/2014 tarihli iş sözleşmesinin Çalışanın Yapacağı İşler başlıklı maddesinde ”Çalışan, Proje Yönetimi Müdürlüğü bölümünde Proje Yönetimi Destek Uzman Mühendisi unvanı ile görev yapacaktır. (…)” , Özel Şartlar başlıklı maddesinde ise ”(…) Çalışan, iş sözleşmesinin feshini izleyen 12 (on iki) ay boyunca Marmara bölgesinde bulunan il sınırları içinde işverenin faaliyet sahasında çalışan herhangi bir ticari işletmede/şirkette görev almamayı kabul ve taahhüt eder. (…) Çalışanın iş sözleşmesine aykırı davranması veya işvereni zarara uğratması halinde işverenin bu zararı çalışandan tazmin etme hakkı saklıdır.” hükümlerinin yer aldığı, ancak davalının 18/04/2017 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdini ihbar süresinin sonunda feshettiğini bildirdiği, 28/04/2017 tarihinde iş akdini sona erdirdiği, davalının 23/12/2014 – 28/04/2017 tarihleri arasında davacı yanında çalışmış olduğu ve ardından 02/05/2017 tarihinde ise dava dışı …. AŞ’de çalışmaya başladığı, davacının … tankında kullanılması planlanan… ile ilgili olarak 06/08/2014 tarihinde ihaleyi kazandığı ve Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı doğrultusunda 17/03/2015 tarihinde Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile sözleşme imzaladığı, ancak sözleşmenin davacı tarafından 24/02/2017 tarihinde feshedildiği, ardından dava dışı …. A.Ş’nin … Tankı… ihalesini 29/03/2018 tarihinde kazandığı ve 09/11/2018 tarihinde Savunma Sanayi Başkanlığı ile dava dışı şirket arasında 13/08/2018 tarihinde ihaleye ilişkin sözleşmenin imzalandığı, davacının … tankında kullanılması planlanan… ile ilgili olarak 06/08/2014 tarihinde kazandığı ihaleye ilişkin Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı doğrultusunda 17/03/2015 tarihinde Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile imzaladığı sözleşmeyi 24/02/2017 tarihinde feshetmiş olması ve davalının iş akdini fesih dilekçesinde bu hususu da belirterek bilgi birikimine uygun olmayan farklı bir pozisyona getirildiğini beyan etmesi karşısında iş akdinin sona erdirildiği tarihte, davalının… Proje yönetimi uzman mühendisi olarak çalıştırılmadığı ve bu suretle iş akdinin davalı işçi tarafından haksız olarak feshedilmediği, dosya kapsamına celp olunan belgelerde, davalının dava dışı … Grup Lideri pozisyonunda, Pınarbaşı, Bornova, İzmir ve Çankaya, Ankara adreslerinde bulunan işyerlerinde çalışmak üzere 02/05/2017 tarihli iş sözleşmesini imzaladığı ve dava dışı … AŞ’nin … Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olarak … ilinde faaliyet gösterdiğinin anlaşılması karşısında, davacı ile davalı arasında akdedilmiş sözleşmede yer alan Marmara bölgesi sınırları dahilinde çalışmama taahhüdünün de ihlal edilmediği, davacının … tankına ilişkin… ile ilgili olarak kazandığı ihale neticesinde imzaladığı sözleşmeyi 24/02/2017 tarihinde feshettiği, oysa ki davalının davacı ile olan iş akdini 28/04/2017 tarihinde feshettiği, davacının 2017 ve 2018 yıllarında gerçekleşen bilanço zararı ile davacı eylemi arasında herhangi bir illiyet bulunduğunun hususu da davacı tarafından ispat edilemediği, davalının davacı ile imzaladığı sözleşme açısından rekabet yasağına aykırı davrandığı hususunun ve yine davalının, davacı nezdindeki çalışmaları sırasında davacı şirketin müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edindiklerinin ve bu bilgilerin kullanılmasının davacı şirketin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olduğunun ispat edilememesi karşısında rekabet yasağı sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının imzalamış olduğu iş sözleşmesi ile rekabet yasağı içerisine girdiğini, davalı tarafın müvekkilinde olan proje kapsamında almış olduğu eğitim ve proje kapsamında edinmiş olduğu bilgiler nedeniyle … tarafından aynı proje kapsamında çalıştırılmak üzere istihdam edildiğini, davalının rakip şirketlerde çalışması müvekkilinin önemli bir zararına sebep olabileceğinden proje niteliği itibariyle iş akdi ile davalı rekabet etmeme taahhüdünde bulunduğunu, özleşme maddeleri uyarınca davalının açık ve net bir biçimde sadakat ve sır saklama yükümlülüğü altında olduğunu, davalının çalıştığı yerlerin İzmir ve Ankara olarak gösterilmesinin muvazaalı olduğunu, bunun tamamıyla rekabet yasağı sözleşmesini hükümsüz hale getirme amacını taşıdığını, ticari bilançolarından da görüldüğü üzere yüksek oranda zarara uğramış olan müvekkili şirketin zararlarından davalının hiçbir sorumluluğu olmadığını, söz konusu zararla hiçbir bağlantısının bulunmadığını söylemenin mantığa uygun bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının 23/12/2014 – 28/04/2017 tarihleri arasında davacı şirkette çalışmış olduğu, ardından 02/05/2017 tarihinde ise dava dışı şirkette çalışmaya başladığı, davalının davacı ile olan iş akdini haklı olarak feshettiği, diğer yandan, davalının dava dışı şirket ile entegre lojistik strateji grup lideri pozisyonunda, Pınarbaşı, Bornova, İzmir ve Çankaya, Ankara adreslerinde bulunan işyerlerinde çalışmak üzere 02/05/2017 tarihli iş sözleşmesini imzaladığı, dava dışı … AŞ’nin… Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olarak… ilinde faaliyet gösterdiği, oysa davacı ile davalı arasında akdedilmiş sözleşmede yer alan Marmara Bölgesi sınırları dahilinde çalışmama taahhüdünün bulunması nedeniyle sözleşme hükmünün ihlal edilmediği, davacının … tankına ilişkin imzaladığı sözleşmeyi feshinin davalı eyleminden ileri gelmediği, davacının bilanço zararı ile davacı eylemi arasında herhangi bir illiyet bulunduğunun hususu da davacı tarafından ispat edilemediği, davalının davacı ile imzaladığı sözleşme açısından rekabet yasağına aykırı davrandığı hususunun ve yine davalının, davacı nezdindeki çalışmaları sırasında davacı şirketin müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edindiklerinin ve bu bilgilerin kullanılmasının davacı şirketin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip