Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/608 – 2023/246
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/608
KARAR NO : 2023/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2020
NUMARASI : 2019/716 E. – 2020/655 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : İstirdat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/11/2020 tarih ve 2019/716 Esas – 2020/655 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 21.02.2018 tarihinde, 105.000 ton sülfürik asit nakliyesi hizmet alım sözleşmesinin imzalandığını, işbu sözleşme kapsamının; 105 bin ton sülfürik asidin … bor ve asit fabrikasının stok tanklarından yüklenerek … sülfürik asit stok tanklarına nakliyesi ve teslimi olduğunu, sözleşme kapsamında 14.08.2018 tarihli iç yazışma ile davalı tarafından Kurban Bayramının 2. ve 3. günü sevkiyat yapılmasının talep edildiği, talep doğrultusunda müvekkiline ait araç ile … sülfürik asit fabrikasından dolum işlemi gerçekleştirildikten sonra 23.08.2018 tarihinde saat 16:43’de … bor işletmesine gelindiğini, ancak davalı işletmeye ait tesiste arıza bulunduğunun ve tesise girişin yasak olduğunun belirtilmesi karşısında aynı gün boşaltım işinin yapılamadığını, ertesi gün boşaltım işleminin yapıldığını, işbu sevkiyat kapsamına dayalı olarak aynı gün boşaltım işlemi yapılmaması nedeniyle müvekkili aleyhine 14.490,00 TL tutarında para cezasının kesildiğini, kesilen bu para cezasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin, davalının belirttiği termin programına uygun olarak malın sevkiyatını gerçekleştirdiğini, ancak davalı işletme yetkilisinin, araç şoförüne tesise girişin yasak olduğunu, söz konusu arızanın giderilinceye kadar işletmeye araçların sokulmayacağını, arızanın uzun süreceğini söylemesi üzerine müvekkiline ait aracın davalının işletmesinin kapsısının önünde beklemeye başladığını, nihayetinde 24.08.2018 tarihinde boşaltım işleminin gerçekleştirildiğini, sözleşme konusu malın davalı idareden kaynaklı olarak 23.08.2018 tarihinde teslim edilemeyince 2018/Ağustos ayına ilişkin 07.09.2018 tarihli hak edişten 14.490,00 TL. tutarında “Hiç Taşımama Cezas” kesildiğini, gecikme cezasının uygulanabilmesi için hiç taşımama koşulunun bulunmasının gerektiğini, halbuki sözleşme konusu malın hiç taşınmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından gecikme cezası mahsup edilmek suretiyle gönderilen hak edişe 12.09.2018 tarihinde itiraz edildiğini, ancak davalı idarece bu itirazlarının 17.09.2018 tarihinde red edildiğini, usul ve yasaya aykırı olarak kesilen gecikme cezasının müvekkili şirkete iadesinin gerektiğini ileri sürerek, 14.490,00 TL. tutarındaki gecikme cezasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 23.08.2018 tarihinde asit boşaltım ünitesinde kompresör arızasının meydana geldiğini, bu nedenle, 16:00-19:30 saatleri arasında sülfürik tanker boşaltımının yapılamadığını, ancak anılan arızanın saat 19:30’da giderildiğini ve kompresör asit boşaltım işlemine hazır hale getirildiğini, bahsi geçen saat aralığında, davacıya ait tankerin idarenin nizamiyesine geldiğini, ancak şoförün arızanın tamamlanmasını beklemeden, sülfürik asit tankerini park ederek nizamiyeden ayrıldığını, bu sebeple ihtiyaç duyulan asit nakliyesinin, davacının ihmali nedeniyle 23.08.2018 tarihinde gerçekleşmediğini, davacının arıza giderildikten sonra asit boşaltım işlemini gerçekleştirmesi gerekirken, asit boşaltımını yapmadan işletme müdürlüğünü terk ettiğini, yani davacının, 23.08.2018 tarihinde yüklendiği işi yapmadığını, teknik şartname içeriğinde, davacının işi yapmaması nedeniyle uygulanacak cezai yaptırımların düzenlendiğini, davacının, teknik şartnamede belirtildiği üzere, taşıması gereken sülfürik asidi teşekkülün talebine rağmen taşımazsa, taşıma yapmadığı için her gün için sözleşme bedelinin %0,2’si oranında günlük çalışmama cezası uygulanacağına dair hükmü kabul ettiğini, sözleşme gereğince, davacıya taşıma yapmadığı günler için ceza kesilmesinin gerektiğini, dolayısıyla müvekkili idare tarafından yapılan işlemin usul ve yasa ile sözleşmenin açık hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında 21/02/2018 tarihinde 105.000 ton sülfirik asit nakliyesi hizmet alım sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin kapsamının 105.000 ton sülfirik asidin … Bor ve Asit Fabrikasının stok tanklarından yüklenerek … Sülfirik Asit Stok Tanklarına nakliyesi ve teslimi olduğu, davacı tarafça taşıyıcının kararlaştırılan yükü davalı işletmenin iş yerine 23/08/2018 tarihinde saat 16:43 sularında taşıdığı ancak asit ünitesinde meydana gelen kompresör arızası nedeniyle boşaltım işleminin gerçekleşmediği, davalı işletme tarafından kendilerinden kaynaklı teslimi engelleyen durumun taşıyıcıya önceden açık, anlaşılabilir bir biçimde ve zamanında bildirilmediği, taşınan yükün varış yerinde tasarruf hakkına sahip davalı işletmenin, yükün teslimine ilişkin açık şekilde (arızanın ne zaman, ne şekilde giderileceği ve teslimin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda) talimatının bulunmadığı ve davacıya bu yönde bir bildirim yapıldığına dair delil olmadığı, bu nedenle davacı taşımacının taşımayı taahhüt ettiği yükü davalı işletmenin iş yerine 23/08/2018 tarihinde ulaştırdığı ancak davalı işletmeden kaynaklı yükün tesliminin 1 gün sonra gerçekleştiği, buna göre davalı idare tarafından Ağustos 2018 ayına ilişkin 07/09/2018 tarihli hak edişten yapılan 14.490,00-TL tutarındaki ”Hiç Taşımama Cezası” kesilmesi işleminin yasa hükümlerine uygun olmadığı ve davacıya iadesinin gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 14.490,00-TL gecikme cezasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşme hükümleri dikkate alınmadan hatalı bir sonuca varıldığını, oysa uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiğini, Tehlikeli Madde Taşıma Yönetmeliğinin somut olayla ilgisinin bulunmadığını, davacının sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirmediğini, sözleşme eki teknik şartnamenin 4.7.6 maddesine aykırı olarak, saat 19:30’da tesis hazır olmasına rağmen davacının asit boşaltımını yapmadığını, dolayısıyla uygulanan cezanın sözleşmeye uygun bulunduğunu, davacının faiz talebinin de haksız bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı istirdat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında taşıma ilişkisi bulunduğu ve davacı tarafından taşınan yükün, 23.08.2018 tarihi saat 16:43’de varış yerine ulaştırıldığı konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık olmadığı, varış anında davalı işletmesindeki kompresör arızası nedeniyle teslimin gerçekleşmediği, davalı tarafça, meydana gelen arızanın giderilip giderilemeyeceği ve hangi saatte giderileceğine dair davacı sürücüsüne bildirimde bulunulduğu ispat edilemediği gibi arızanın saat 19:30’da giderildiğinin de davacıya bildirildiğinin kanıtlanmadığı, bu nedenle teslimin ertesi gün gerçekleşmesinden davacının sorumlu tutulamayacağı ve davacının hak edişinden yapılan kesintinin taraflar arasındaki sözleşme hükmüne uygun olmadığı, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin eki teknik şartnamede, boşaltım işleminin 08:00 ile 24:00 saatleri arasında yapılacağı düzenlenmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere teslimin, davalı işletmesindeki arıza nedeniyle gerçekleşmediği ve arızanın giderildiğine dair davacıya bir bildirimde bulunulmaması karşısında davacının belirsiz süreli olarak davalı işletmesinde beklemesinin kendinden beklenemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 989,81 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 247,50 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 742,31 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.