Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/60 E. 2022/1518 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/60 – 2022/1518
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/60
KARAR NO : 2022/1518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2020
NUMARASI : 2019/461 E. – 2020/219 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararlarının İptali, Markanın Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/10/2020 tarih ve 2019/461 E. – 2020/219 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şahsın … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkili adına tescilli “…”, “… …”, “… …”, “… …”, “…” ibareli markaları ile çok benzediğini, markaların aynı tür emtialarda kullanılacağını, bu yüzden markaların karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, tanınmış markaların tescil korumasının farklı mal ve hizmetler için de yapılmasının gerektiğini, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının YİDK’nın 2019-M-9903 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, taraf markalarının görsel, fonetik ve anlamsal açılardan hiç benzemediğini, davalı şahıs 2014’ten beri tescilsiz olarak kullandığı markasına yatırım yaparken, aynı sektörde faaliyet gösteren davacının sessiz kaldığını ve bunca yıl sonra huzurdaki davayı açmasının TMK 2. maddesine aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu … sayılı markanın koruma kapsamındaki mal ve hizmetlerin, davacıya ait markaların koruma kapsamı altında bulunan mal ve hizmetler ile aynı oldukları, ancak davalı şahsa ait markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacı markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu unsurların gerek görsel, gerek işitsel ve gerekse kavramsal olarak farklı bulundukları, “…” ibaresinin bilinen bir anlamının bulunmadığı, “…” ibaresinin ise “Çingene, İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür.” şeklinde anlamsal karşılıklarının bulunduğu, dava konusu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketicinin markaları bir bütün olarak algılayacağı, bu bağlamda “…” ibaresini “…” olarak bölerek incelemeyeceği, dolayısıyla ibareler yönünden SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu “…” ibaresinin, müvekkilinin “…” markası ile büyük benzerlik gösterdiğini, müvekkilinin markası ile aynı ve benzer mal ve hizmetleri kapsadığını, davalı markasının aynen müvekkili şirket markasında olduğu gibi aynı yazım karakterleri kullanılarak oluşturulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunun dikkate alınmadığını
ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararlarının iptali, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu başvurunun koruma kapsamındaki mal ve hizmetlerin, davacıya ait markaların koruma kapsamındaki mal ve hizmetler ile aynı tür oldukları, ancak davalı şahsa ait markanın esas unsurunun “…”, davacı markalarının esas unsurunun ise “…” ibaresi tarafından temsil olunduğu, taraf markalarındaki tek farkın ünlü harflerin yer değiştirmesi olmayıp, davalı başvurusunda ayrıca “…” ibaresinin de yer aldığı, dolayısıyla davalı başvurusunun bütünleşmiş bir kelime olarak, davacı markalarından farklı şekilde algılanacağı, ayrıca “…” ibaresinin bilinen bir anlamının olmadığı, “…” ibaresinin ise “Çingene, İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür.” şeklinde anlamsal karşılıklarının bulunduğu, tüm bu unsurların birlikte değerlendirildiğinde, gerek görsel, gerek işitsel ve gerekse kavramsal olarak taraf markalarının farklı bulundukları, dava konusu mal ve hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketicinin markaları bir bütün olarak algılayacağı, bu bağlamda “…” ibaresinin “…” olarak bölünmesi, ardından da “…” ibaresinin “…” ibaresi ile karşılaştırılması suretiyle bir incelemenin yapılamayacağı, taraf markalarındaki birkaç harf benzerliğinin, markaları benzer kılmayacağı, davacı tarafça dosyaya sunulan ve tamamı “…” ibaresinden türetilmiş ibarelere ilişkin yargı kararlarının, somut uyuşmazlık yönünden emsal oluşturmayacağı, dolayısıyla mahkemece taraf markaları arasında ibareler yönünden SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.