Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/598 E. 2023/623 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/598
KARAR NO : 2023/623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/68 E. – 2021/56 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/02/2021 tarih ve 2020/68 E. – 2021/56 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı… ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/118103 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun davalı şirketin itirazı üzerine 2011/36477 sayılı ve “…-…” ibareleri marka gerekçe gösterilerek kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise davalı… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa müvekkili markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak, 2011/36477 numaralı “…-…” marka başta olmak üzere itiraza gerekçe markalardan oldukça farklı olduğunu, iltibas koşullarının oluşmadığını, ayrıca müvekkilinin 09. sınıf da dahil olmak üzere 09. ve 10. sınıflarda kazanılmış hakkının bulunduğunu, kaldı ki itiraz gerekçesi markanın kullanılmadığını, redde dayanak 2011/36477 numaralı “…-…” markasının 25. sınıf hariç bütün sınıflarda tescilli olduğunun dikkate alınması gerektiğini, ticari hayatta hiçbir gerçek kişi veya tüzel kişinin söz konusu tüm emtialarda faaliyet göstermesinin mümkün olmadığını ve muterizin faaliyet göstermediği alanlarda dahi davacı marka başvurusuna itirazda bulunduğunu, bu sebeple söz konusu kötüniyetli davranışın davalı kurum nezdinde de korunmaması ve verilen red kararının iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-10874 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu markasının WIPO nezdinde birçok ülkede tescilli olduğunu, davacının daha önce de 2013/30732 sayılı “…” ve 2017/6966 sayılı “…” ibareli marka başvurularının müvekkilinin itirazları üzerine reddedildiğini, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri ve müvekkilinin davacının önceki tarihli başvurularına yaptığı itirazların kabul edilmiş olması sebebiyle davacının davalının tescilli markalarını bilmemesinin mümkün olmadığını, karşılaştırılan markaların karıştırılacak derecede benzer olduğunu, davacı başvurusunun müvekkilinin markalarının serisi olduğu yanılgısını ortaya çıkarabileceğini, müvekkilinin “…” ve “…-…” ibareli markalarının 2000 yılından bugüne kadar kesintisiz ve fiilen kullanıldığını, tanıtıldığını, ayırt edici ve tanınmış hale getirildiğini, markaya büyük yatırımlar yapıldığını, marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibinin müvekkili olduğunu, davacı başvurusunun tescil edilmesi halinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğrayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 09. sınıf malların davalı şirketin kısmi ret gerekçesi olan 2011/36477 sayılı “…-…” markası kapsamında da yer aldığı, kısmi ret gerekçesi markanın ayırt edici karakterinin bir bütün halde “… – …” kelime öbeği, dava konusu markanın ayırt edici karakterinin ise “…” kelimesi olduğu, “…” ibaresinin İngilizce teknoloji anlamına geldiği, ibarenin ayırt ediciliğinin yüksek olmaması nedeniyle bu kısaltmayı ortak olarak içeren markaların benzer olduğu yönünde kanaate varmanın doğru olmayacağı, markalarda yer alan unsurların tamamının markaların genel itibariyle farklılaşmasına yetecek düzeyde bulunduğu, markalar arasında karışıklığa sebebiyet verecek derecede bir benzerliğin mevcut olmadığı, tüketicilerin başvuruyu yeni bir marka olarak algılayacakları, kazanılmış hak iddiasına dayanak 2015/04509 sayılı markanın “sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi” şartını sağlamadığı, 2004/07455 sayılı “…” markanın ise dava konusu “…+şekil” markasından genel görünüm itibariyle farklı olduğu, dava konusu markanın yardımcı unsurlar ve şekli unsur içerdiği, bu bağlamda “önceden tescilli markanın asli unsurunun muhafaza edilmesi, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenimin yeni başvuruda da korunmuş olması,” şartının bu marka için sağlanamadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 2019-M-10874 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru kapsamından çıkartılan 9. sınıf malların benzer olduğunu, tek harf farklılığının genel izlenime etki etmediğini, markalar arasında iltibas oluşacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, bilirkişi raporuna itirazlarının ve müvekkilinin “…” ibareli markalarının dikkate alınmadığını, taraf markalarının benzer olup iltibas oluşacağını, davalının “…” ve “…” ibareli başvurularının itirazları üzerine reddedildiğini, kötüniyet iddialarının değerlendirilmediğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, her ne kadar her iki markada da “…” ibaresinin bulunmasından kaynaklı kısmi bir görsel benzerlik bulunmakta ise de, “…” ibaresi teknoloji kelimesinin kısaltması niteliğinde olup, çekişmeli 09. sınıf mallar yönünden ayırt edicilik düzeyinin zayıf olduğu, itiraza mesnet markadaki “…” ibaresi ile davacının markasındaki ek unsurların, taraf markalarında “…” ibaresinden önceki harf farklılığının ve başvurunun tertip tarzının, davaya konu markanın davalı şirketin markalarından yeterince farklılaşması sağladığı, markaların bütünsel algısının da benzer olmadığı, davacının markasını gören tüketicilerin bunun davalının itiraza mesnet markasından farklı bir marka olduğunu hemen ve hiç düşünmeden algılayacakları, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/06/2022 tarih ve 2021/187 E. – 2022/4502 K. sayılı ilamında “… …+şekil” ibareli marka ile “…” ibareli markanın benzer bulunmadığı, öte yandan davalı şirket tarafından başvurunun kötüniyetle yapıldığını ispata yeter delil sunulmadığı anlaşılmakla, davalı… ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı… ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı… ile davalı şirketten ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılarca istinaf başvurusunda yatırılan 59,30’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60’ar-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip