Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/596 E. 2023/571 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/596
KARAR NO : 2023/571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/96 E. – 2021/14 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – (T.C.NO:…)
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/01/2021 tarih ve 2020/96 E. – 2021/14 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescil ettirmek üzere davalı… başvurduğunu, 2018/91656 kod numarasını alan başvuruya yaptıkları itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa davalının marka başvurusunda vurgunun “…” ibaresi üzerinde olduğunu, diğer yandan davacının markalarının tanınmışlığı yanında davalının marka başvurusunun tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-1600 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, dava şartlarının yokluğu nedeni ile davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının davasının somut bir delile dayanmadığını, davanın kabulü halinde davacı tarafın sebepsiz yere zenginleşeceğini ve hakkaniyete aykırı bir hüküm tesis edileceğini, davalının çevresinde sevilen, sayılan bir kişi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 23. sınıf “Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler.” mallarının davacının adına tescilli itiraza mesnet markaların kapsamında aynen yer aldığı, davalının dava konusu marka başvurusu kelime ve şekil markası olup “…” ibaresinden oluştuğu, başvuruda ayrıca … şeklinde bir şekil unsurunun da bulunduğu, bu şekil unsuru ile davalının marka başvurusunda yer alan “…” ibaresine vurgu yapıldığı, bu ibarenin ön plana çıkarıldığı, davacının itiraza mesnet markalarının esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının marka başvurusunda “…” kelimesi her ne kadar bir isim tamlaması olarak “…” kelimesi ile birlikte kullanılmış olsa da davalının marka başvurusundaki şekil unsuru ile “…” ibaresinin vurgulanmış olmasının davalının marka başvurusunu davacının “…” ibareli seri markalarına yakınlaştırdığı, öte yandan taraf markalarının 23. sınıfta yer alan aynı malları kapsadığı, Avrupa Birliği Adalet Divanının yerleşik içtihatlarına göre de markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olup olmadığının tespitinde dikkate alınması gereken üç temel unsurun markaların ilgili olduğu mal veya hizmetler arasındaki benzerlik, markalar arasındaki benzerlik ve önceki tarihli markanın markasal gücü olduğu, markaların kapsamında yer alan malların aynı olmasının, taraf markalarını yakınlaştırdığı, markaların benzer olduğu kanaatine varıldığı, davacının “…” markasının tanınmışlığının davalı kurum tarafından da kabul edildiği, huzurdaki davada, orta düzey bir tüketicilerin “…” markasını öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “…” markasındaki “…” ibaresi baskın çıkıp ve “seçici tutmayla” davalının markasındaki “…” kısmını görme algısının azalabileceği, başvuru kapsamında yer alan malların davacının markalarının davacının markalarının tanınmış olduğu alanda olduğu, dolayısı ile somut olayda davalının markasının tescili halinde haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerin gerçekleşme ihtimalinin bulunduğu, somut olayda SMK’nın 6/5. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 2020-M-1600 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2018/91656 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuruda vurgunun markanın tamamında olduğunu, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların da oluşmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde taraf markalarının benzer olmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun esas unsurunun “…”, davacının itiraza mesnet markalarının esas unsurunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, başvurudaki “…” şeklinin markadaki dikkati “…” ibaresine yoğunlaştırdığı, bunun da başvuruyu itiraza mesnet markalara yaklaştırdığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/6515 E.-2021/5296 K. sayılı ilamında “TACİM” ibaresinin, 03/03/2020 tarih ve 2022/766 E.-2022/1458 K. Sayılı ilamında da “… Mutfakların …” ibaresinin davacının itiraza mesnet markaları ile benzer bulunduğu, başvurunun tescil ettirilmek istendiği 23. sınıfın 01. alt sınıfındaki emtianın davacının markaları kapsamında aynen yer aldığı, bu şartlarda taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, başvuru kapsamındaki “Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler.” malları bulunduğundan, davacının itiraza mesnet markaları da ev tekstili ürünleri bakımından tanınmış olduğundan SMK’nın 6/5. maddesi uyarınca da tescil engelinin oluştuğu anlaşılmakla, davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ve Ahmet İshakoğul vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve …’ndan ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60’ar-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ve … vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip