Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/587 E. 2022/1051 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/587
KARAR NO : 2022/1051
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2020
NUMARASI : 2019/293 E. – 2020/767 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetten Kaynaklanan Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/12/2020 tarih ve 2019/293 E. – 2020/767 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, bölge müdürleri olarak görev yapan davalı … ile diğer çalışanların birlikte müvekkili şirketten ayrılıp, aynı faaliyet alanında çalışan başka biri şirkette çalışmaya başladıklarını, edindikleri bilgileri rakip firma için kullandıklarını ileri sürerek, haksız rekabet nedeni ile 100,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket tarafından yapılan ücret ödemelerine uygun olmayan şekilde SGK ya prim ödemesi yapıldığını, tüm uyarılarına rağmen bu işleme son verilmediği için sözleşmeyi haklı nedenle sona erdirdiklerini, işten ayrıldıktan sonra başka bir işte çalışma yasağının yasaya uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iş akdi davalı çalışan … tarafından haklı nedenle fesih edilmiş olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/3226 Esas – 2019/4783 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi “6098 sayılı TBK’nın 447. maddesine göre sözleşmenin haklı bir neden olmadan işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshi halinde rekabet yasağının sona ereceğinin düzenlendiği”, somut olayda iş sözleşmesinin davalı işçi tarafından haklı nedenle fesih edildiği için cezai şart talep edilmesinin şartlarının ortadan kalktığı, bu hali ile davacının sözleşmenin 8. maddesine dayanarak cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının bir diğer talebi haksız rekabet nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararlarının karşılanması isteğine ilişkin olup, sözleşmenin 8. maddesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin süre ve coğrafi alan koşullarını içermediği, iş sözleşmesinin davalı çalışan tarafından haklı nedenle feshi ve rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin yasal şartları taşımaması nedeni ile davacının davalıdan maddi ve manevi zararlarının giderilmesini de talep edemeyeceği, toplanan deliller ile maddi zararların varlığı kanıtlanamadığı gibi davalının haksız rekabet oluşturmadığı kabul edilen eylemleri nedeni ile davacının kişilik hakları da zedelenmediği için manevi tazminat isteme koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece değerlendirmede hataya düşülerek davalının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği gerekçesine dayanıldığını, oysa ki iş bu dava davalının iş akdini feshetmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı konulu bir dava olmayıp, haksız rekabetten kaynaklanan cezai şart, maddi ve manevi tazminat talepleri olduğunu, davalının bölge müdürlüklerini yaptığı müvekkili firmanın İstanbul ili Avrupa Yakasında görev yapan personellerin tamamının davalının yönlendirmesi ile aynı gün istifa ederek işten ayrıldığını, müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren rakip firmada işe başladıklarını, davalının diğer bir kısım çalışan ile birlikte müvekkile karşı haksız rekabet etme niyetinde olduklarının açık bir göstergesi olduğunu, davalı iş sözleşmesi ile hizmet süresi içinde veya hizmet süresi herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, görevi nedeniyle öğrendiği, işverenin faaliyet alanına giren ve açıklamasında sakınca görülmesi nedeniyle korunması gereken her türlü ticari, mesleki, teknik bilgi ve sırları, yurt içi veye yurt dışı eğitimlerden, anlaşmalardan edindiği know-how bilgileri ile işverenin işyerine geliştirmiş olduğu üretim bilgi ve tekniklerini gizlemeyi ve işverenin yazılı talimatı olmadan açıklamamayı, aksi takdirde son aldığı ücretin 12 katı kadar cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, cezai şartın yanı sıra maddi-manevi tazminat taleplerimizin de kabulü gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, soyut olarak bir ya da birkaç çalışanın işten ayrıldıktan sonra aynı sektörde başka bir firmada işe girmelerinin haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceği, aksinin kabulünün Anayasa’nın 48. maddesi ile güvence altına alınan çalışma hürriyetinin ihlali anlamına geleceği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18/02/2015 tarih, 2014/16035 E., 2015/2148 K.), diğer yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 447. maddesinde, sözleşmenin haklı bir neden olmadan işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshi halinde rekabet yasağının sona ereceğinin düzenlendiği, somut olayda da iş sözleşmesinin davalı işçi tarafından haklı nedenle fesih edildiği, bu hali ile davacının sözleşmenin 8. maddesine dayanarak cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin süre ve coğrafi alan koşullarını içermediği, rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin yasal şartları taşımadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin üst sınırı nazara alınarak, HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip