Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/58 E. 2022/1564 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/58
KARAR NO : 2022/1564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
NUMARASI : 2019/289 E. – 2020/171 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/09/2020 tarih ve 2019/289 E. – 2020/171 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalı gerçek kişinin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli “…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu markalar arasında görünüş, renk, okunuş, sınıf ve telaffuz açısından aynılık bulunduğunu, bu nedenlerle markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğunu, tüketicilerin marka sahiplerini karıştırması ile de iltibasın doğabileceğini, davalı markasının tescili ile müvekkili markalarının itibarının zarara uğrayacağını, davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, sonuçta haksız rekabetin vukuu bulacağını, müvekkilinin “…” markasının yüksek ayırt ediciliği, uzun yıllardır kullanılması ve tanınmışlık kazanması sebebiyle davalı markasının tescilinin tanınmışlığa bağlı sonuçların doğmasına sebep olacağını, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2019-M-7756 sayılı YİDK kararının iptaline ve … sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı itirazlarının Kurum nezdinde reddedildiğini, ancak sonrasında … markasına dayanılarak yapılan itirazın kabul edildiğini ve başvurunun reddine karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, davacıya ait markaların esas unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğu, dava konusu markanın esas unsurunu ise “…” ibaresi ile bu ibareye atıfta bulunan hayvan figürünün oluşturduğu, “…” ibaresinin markasal olarak arka planda konumlandırıldığı, bu nedenle tali nitelikte bulunduğu, “…” ibaresinin; tıp dilinde bir ilacın ağızdan alınacağını belirten terim olarak anlamsal karşılığı bulunurken, “…” ibaresinin yırtıcı bir hayvan türünü çağrıştırdığı, bu nedenle SMK m.6/1 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği, davacının “…” ibareli markalarının tanınmışlık mertebesine eriştiğine ilişkin yeterli delil ibrazında bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış marka olduğu varsayılsa bile, davacıya ait “…” ibareli markalar ile dava konusu “…+Şekil” ibareli marka arasında, işaret benzerliği bulunmadığı anlaşıldığından, tanınmışlık iddiasına dayalı istemlerin yerinde bulunmadığı, davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şahsın kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemlerin yerinde bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun “Müddet” durumda bulunduğu anlaşıldığından, markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından, dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği gerekçesiyle davanın reddine, hükümsüzlük talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemenin dava konusu markanın müddet durumunda olması gerekçesi ile hükümsüzlük istemine ilişkin verdiği karar vermeye yer olmadığı kararı doğrultusunda toplam 2.189,11 TL yargılama giderinin üzerlerinde bırakıldığını, oysa mahkemenin davanın açıldığı tarihteki şartları değerlendirmesi ve yargılama giderlerine dava tarihindeki haklılık /haksızlık durumuna göre karar vermesi gerekirken sonradan gelişen vakıalar doğrultusunda karar verdiğini, “…” markasının tanınmış marka olmasının dikkate alınmadığını, bu markanın TURQUALITY kapsamında olduğunu, dava konusu ” …” markası ile müvekkiline ait … ibareli markalar arasında işitsel, görsel, anlamsal benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuruda öne çıkarılan ibarenin “…” ibaresi olduğu ve bu itibarla başvurunun asli unsurunun bu ibareden oluştuğu, başvuruda yer verilen şekil unsuru ile de bu ibareye vurgu yapıldığı, buna göre başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, bunun dışında davacı markasının tanınmışlığı ispat edilemediği gibi esasen marka işaretleri arasında benzerlik görülmediğinden bu hususun sonuca etkili de olmadığı, marka işaretleri arasında karıştırılma tehlikesinin olmaması ve davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmaması karşısında, marka hükümsüzlüğü istemi yönünden de davacı, dava tarihi itibariyle haksız olduğundan, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip