Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/578 E. 2023/593 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/578 – 2023/593
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/578
KARAR NO : 2023/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2018/64 E. – 2019/607 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2019 tarih ve 2018/64 E. – 2019/607 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … … A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verdikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin 2015/101551 sayılı “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının ,2017-M-10771 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa davalının markasının hem “…” kelimesi ile hem de “kesik çizgilerden oluşan şekil unsuru” ile müvekkilinin markalarına yanaştığını ve aynı tür mal ve hizmetleri kapsadığını, davalının yeni başvurusunun önceki markalarından farklı olduğu için müktesep hak iddiasının dinlenemeyeceğini ileri sürerek, 2017-M-10771 sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin bakliyat sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmalarından olduğunu, davalının adına tescilli pek çok … markası bulunduğunu ve bunların 29, 30, 32, 35 ve 43.sınıflarda tescilli olduğunu, taraf markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, davalının dava konusu marka başvurusuna daha önceki başvurularından farklı olarak buğday başak’ı sembolünün eklendiğini, davacının markalarına yanaşma durumunun olmadığını, davalının kazanılmış hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “… …” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 29, 30, 32 sınıftaki tüm mallar ile 43. sınıfta bulunan tüm hizmetler yönünden iltibas koşullarının oluştuğu, dava konusu markada müktesep hak iddia edilen tescilli markanın asli unsuru olan “…” kelimesinin muhafaza edilmekle beraber, başvuruda önceki tescilli markasından ayrılarak yazım şekli, renklerin kullanımı, başvuruda kullanılan ve yazıyı çerçeveleyen yay şekli itibariyle önceki tescillerinden uzaklaşarak davacı markasına yanaştığı, ayrıca davalının önceki markalarını kullandığını da ispatlayamadığı, açıklanan nedenlerle bilirkişilerin aksi yöndeki görüşlerine itibar edilmediği, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPE YİDK nın 16/02/2017 tarih, ve 2017-M-10771 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, tarafların markaları arasında gerek ibareler gerekse mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğunu, ancak davalının 94/011295, 2001/26441 sayılı ve “…” ibareli markalardan kaynaklanan kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … …. A.Ş. Vekili, mahkemece alınan bilirkişi raporunda müktesep hak koşullarının oluştuğu tespit edildiğini, ilk derece mahkemesince müktesep hak değerlendirmesinin yanlış yapıldığını, oval zemin içerisinde “…” ibaresinin ilk olarak müvekkili tarafından tescil ettirildiğini, başvuruda emtia kapsamının genişletilmediğini, gerekçeli kararın 10. sayfasında yer alan bu tespitin aynı sayfadaki bir süt paragrafta yer alan değerlendirme ile çeliştiğini, müvekkilinin müktesep hak teşkil eden önceki tarihli markalarının, taraflar arasında çekişme konusu olmadığını, markaların uzun yıllardır birlikte kullanıldığını, davacı tarafından müvekkiline karşı açılan diğer davalarda da müvekkilinin yararına müktesep hak koşullarının oluştuğunun kabul edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “… …+şekil” ibareli marka tescil başvurusu ile davacının “…” ibareli markaları arasında, başvuru markasının kapsamında yer alan ve uyuşmazlık konusu olan tüm mal ve hizmetler yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu gibi, davalı şirketin önceki tarihli tescilli markalarının, işbu davanın konusu olan başvuru yönünden davalıya kazanılmış hak yaratmasının da mümkün bulunmadığı, zira davacı markasıyla müştereken aynı kelimeyi içeren davalının başvurusuna konu markasında, önceki markalarında yer almayan şekilde “…” ibaresini “y” harfinin altından ve “a” harfinin üzerinden başlaya, ucu açık 2 adet yay figürü ile çerçevelemesinin, ayrıca bu yayların ucundaki başak figürü ile tamamen ilgisiz şekilde, davacı markaları ile benzeyen lacivert rengin seçilmesi suretiyle davacının itirazına mesnet markalarında bulunan şekil unsurunun kullanılmasının, davalının başvurusunu davacının markalarına yakınlaştırdığı, dolayısıyla kazanılmış hak koşullarının da davalı Şirket yararına oluşmadığı, ilk derece mahkemesince de aynı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının gerekçe kısmında, davalı Şirketin önceki tarihli markalarının tescil kapsamlarında yer alan mal hizmetlere ayrıntılı bir şekilde yer verilip, dava konusu başvuruda yer alan mal ve hizmetlerin, davalının önceki tarihli markaları kapsamında da yer aldığı isabetli şekilde belirtilmesine rağmen bu tespitten sonra gelen sonraki paragrafta “Dolayısıyla dava konusu marka başvurusunda emtia kapsamının genişletilmesi durumu da bulunmaktadır.” ifadesine yer verilmesinin açık maddi hata niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı … … A.Ş. ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL’nin davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı Şirketten alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 04/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.