Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/572 E. 2023/594 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/572 – 2023/594
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/572
KARAR NO : 2023/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2019/30 E. – 2020/101 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/03/2020 tarih ve 2019/30 E. – 2020/101 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Derneğin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında iltibas bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan, tüm mal ve hizmetler yönünden korunması gerektiğini, “…” ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının asıl unsurunu oluşturduğundan, SMK’nın 6/6 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, dava konusu başvurunun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, YİDK’nın 22.11.2018 tarih ve 2018-M-9886 sayılı kararının iptaline, 2017/122410 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında SMK’nın 6/1 anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, taraf markaları benzer olmadığı gibi davacı markalarının tanınmışlığı ispatlanamadığından, SMK’nın 6/5 koşullarının oluşmadığı, dava konusu ibare ile davacının ticaret unvanı arasında da benzerlik bulunmadığından başvurunun SMK’nın 6/6 maddesi uyarınca tescilinin engellenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir..

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markalarının asıl unsuru olan “…” ibaresinin dava konusu markada aynen yer aldığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı bulunduğunu, dava konusu marka ile benzer nitelikte olan “…” ibareli markanın müvekkilinin markları ile benzer görülerek iptal edildiğini, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu başvurunun haksız rekabet oluşturduğunu, kötü niyetli bulunduğunu, ayrıca SMK’nın 6/6 maddesindeki koşulların da oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, , tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu markanın bir bütün olarak, davacı markalarında tamamen farklı bir algı yaratan “…” ibaresinden oluştuğu, marka işaretleri benzer bulunmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, SMK’nın 6/6 maddesindeki koşulların da oluşmadığı, diğer taraftan davacının ne dava konusu başvuruya ilişkin işlem dosyasında ne de dava dilekçesinde açıkça kötü niyet iddiasına dayanmadığı gibi davacı vekilinin ön inceleme celsesinde açıkça davada SMK’nın 6/1, 6/5 ve 6/6 maddelerine dayandıklarını beyan etmesi karşısında mahkemece HMK’nın 140/2 maddesi kapsamında uyuşmazlık konusunun anılan hükümler uyarınca dava konusu YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği olarak belirlenmesinde ve bu bağlamda davacının kötü niyet ve haksız rekabet iddiaları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 04/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.