Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/57 E. 2022/1563 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/57 – 2022/1563
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/57
KARAR NO : 2022/1563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2020
NUMARASI : 2019/308 E. – 2020/196 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2020 tarih ve 2019/308 Esas – 2020/196 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin … markalarının sahibi olduğunu, “…, … …” gibi markalarının tanınmış marka statüsünde bulunduğunu, sadece 2016 yılında 13 milyon üzerinde tüketiciye Kinetix markasını taşıyan ayakkabıların satışının yapıldığını, davalı gerçek kişinin … sayılı şekil unsurlu marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkili markaları ile iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin markalarında kullanılan logonun neredeyse aynısının davalı yanca tercih edildiğini, müvekkilinin yoğun olarak kullandığı markalarındaki logoda yer alan şekil ve renk unsurunun kullanılması suretiyle ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesi oluşturacak bir markanın başvuru konusu edildiğini, görsel benzerliğin markaların benzer olarak kabul edilmeleri için yeterli olduğunu, müvekkilinin “….” markalarına çok yoğun yatırım yaptığını ve tanınır hale getirdiğini, davalının 25 ve 35. sınıfta elde etmek istediği tescilin müvekkilinin tanınmış markası karşısında mümkün olmaması gerektiğini ileri sürerek, 2019-M-9057 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin başvuru konusu ettiği logo ile davacı markalarında kullanılan logo arasında tüketiciyi yanılgıya düşürebilecek hiçbir benzerliğin bulunmadığını, davacının logolarının ilk bakışta bir …harfi olduğunun görülebileceğini, müvekkilinin markasının ise bir bumerang, kırlangıç kuşu, uzay aracı, at nalı, ayak tabanlığı gibi sembolik görünümlerde algılanabileceğini, davacının piyasada tekel oluşturmak adına bazı taleplerde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı yanın ilk bakışta “X” harfi algısını doğrudan tüketiciye veren markaları ile dava konusu şekil markası arasında görsel anlamda hiçbir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yan markalarının sahip olduğu kavramsal karşılık itibariyle de yine işaretlerin birbirlerinden net olarak uzaklaştıkları, davacı yanın markaları net ve koşulsuz “X” şeklindeyken, dava konusu markanın farklı alternatifler yaratacak mahiyette algıları tüketiciye vereceği, taraf markaları bir kısım emtialar bakımından benzerlik göstermekte iseler de markaları oluşturan işaretler arasındaki somut görsel ve kavramsal farklılıkların mevcudiyeti karşısında, ortalama bir tüketicinin dahi işaretler arasında bir benzerlik kurması ve hatta yanılgıya düşmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının gerçekleşmediği, davacı yanın markalarında kullandığı şekil unsurunun tanınmışlığı bakımından yeterli delilin dosyaya sunulmadığı, davacı markalarında kullanılan logonun tanınmışlığı halinde dahi bu durumun taraf markaları arasındaki görsel ve kavramsal farklılıklar nedeniyle davacının tanınmış markasını sulandıracağı, tanınmış markasından haksız yarar sağlayacağı veya tanınmış markasının itibarını zedeleyeceği gibi tanınmışlıktan kaynaklı ihlal durumlarına sebep vermeyeceği, dolayısıyla SMK m.6/4 ve m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını, davalı şahsın markası ile müvekkile ait markanın logoları arasında ayniyet derecesindeki benzerlik bulunduğunu, zira davaya konu markanın logosunda yer alan şekil ve bu şekilde müvekkil şirketçe yoğun olarak kullanılan rengin mevcut olmasının markaların benzer olduğu sonucunu ortaya çıkaracağını, müvekkil markaları ile davaya konu markanın logolarının neredeyse aynı görüntüye sahip olduklarını, bilhassa müvekkil şirket logosu ile davalı kişiye ait logo arasındaki renk uyumu ve şekildeki benzerliğin dikkat çektiğini, davaya konu markanın logosundaki şekli ve müvekkil şirketin yoğun olarak kullandığı renkleri kullanması itibariyle orta bilinç düzeyindeki tüketiciler açısından karıştırılma tehlikesinin doğacağını, SMK m.6/1 hükmü kapsamında yer alan benzerlik unsurlarının tamamının, söz konusu markalar arasında mevcut olduğunu, tanınmış markaların, sadece tescilli olduğu sınıflarda değil, tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alındığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre şekil unsurlu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacı markalarının tanınmış olduklarının kabulü halinde dahi bu durumun sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.