Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/568 E. 2023/457 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/568
KARAR NO : 2023/457
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2018/68 E. – 2019/385 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1 -… – (TC:…)

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/10/2019 tarih ve 2018/68 E. – 2019/385 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…” ve … sayılı “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin tanınmış “…” markalarının varlığı karşısında … sayılı “….com” şeklindeki marka başvurusunun 38. Sınıfta tescilini mümkün kılan YİDK kararının iptalinin gerektiğini, dava konusu başvurunun 38 ve 41. sınıflar için yapıldığını, davacı itirazının 41. sınıf bakımından kabul edildiğini ancak 38. sınıf bakımından davalının … sayılı markasının kazanılmış hak teşkil ettiğine karar verildiğini, davalının önceki tarihli markasının müktesep hak teşkil etmediğini, ayrıca davacının … markalarının Türkiye’deki marufiyeti karşısında davalının davacıya ait markaya yakınsama saiki ile hareket ettiğinin söylenebileceğini, Yargıtay’ın müktesep hakka ilişkin … kararı gereğince müktesep hakkın kabulü için tüketicinin, taraf markaları arasında iltibasa düşme tehlikesinin olmaması, her iki tarafın markası arasında karışıklık yaşamaması, ürün ile marka sahibi arasındaki işletmesel bağı kurabilmesi gerektiğini, somut durumda davalı markasının bu haliyle, davacının dayanak markalarına bire bir benzediğini, davalının bu markayı kullanmasına izin verilmesi halinde tüketicinin taraf markalarını ayırt edemeyeceğini, dava konusu başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığını, zira taraflar arasında Ankara 1. FSHHM’nin 2017/385E. sayılı dosyası ile görülen ve davalının, internet sitesindeki (www…com) kullanımına karşı ikame edilmiş olan marka hakkına tecavüz davasının derdest olduğunu, davacının … markasının Türkiye çapında tanınmış olduğunu, tanınmışlığa ilişkin Kurum ve Mahkemeler tarafından verilen kararlar bulunduğunu, davalı markasının tescilinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturacağını ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının … markası üzerinde hakkı bulunmadığını, davacı markasının … olduğunu, dava konusu ….com markasını davalı asil dışında da tescil teşebbüslerinin olduğunu, müvekkilinin 13 senedir bu adla hizmet verdiğini, dava konusu markaların benzer olmadığını, … kelimesinin “güncel” anlamına geldiğini ve herkesi kullandığı/kullanabileceği özle değil genel bir anlamı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu “…”, “…”, “…” markaları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu markalar arasında, 38. Sınıf hizmetlerin tamamı bakımından 556 sayılı KHK m. 8/1-b kapsamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacı tarafından tescilsiz kullanıma ilişkin delillerin sunulmamış olduğu, başvuru tarihi itibariyle markanın tanınmış olduğu iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı, kötüniyet iddiasının ispat edilemediği, davalının önceki tarihli 04/02/2019 tarihli ….com+şekil markasının taraflar arasında artık çekişme konusu olmadığı ve dava konusu marka kapsamında yer alan 38. sınıf emtianın, davalının önceki tarihli markası ile aynı olduğu, davalının önceki tarihli markasının “….com” ibaresi ile arka planda yer alan dünya figürünü haiz bir karma marka olduğu, davalının her iki markasında da, farklı versiyonları olmakla birlikte arka planda dünya görseline yer verildiği ve “…” kelimelerinin kullanıldığı, kelime unsurlarının genellikle markanın baskın unsuru olarak kabul edildiği dikkate alındığında her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, davalının önceden tescilli markanın asli unsurunun muhafaza edildiği, davalının önceki tarihli markasının dava konusu marka ve 38. sınıf hizmetlerin tamamı bakımından müktesep hak teşkil ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, gerekçeli kararda davalının … nolu markasının müktesep hak teşkil ettiğinin belirtildiğini, ancak söz konusu markanın müktesep hak teşkil etmesinin mümkün olmadığını, kazanılmış hak teşkil ettiği iddia edilen markanın da müvekkilinin markasından çok daha sonra tescil edildiğini, üstelik davalıya ait … nolu “….com” ibareli marka davalı tarafından yenilenmediğini, müvekkilinin “…” ibareli markasını tescil edildiği tarihten daha önce kullanmaya başlamış ve önceye dayalı hak elde ettiğini, önceye dayalı hakkına ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkilinin markalarının Türkiye genelinde bilinirliği söz konusu iken davalı tarafın bu markalardan haberdar olmamasının düşünülemeyeceğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu “….com” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet olarak “…” esas unsurlu marka işaretleri arasında arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, dosya kapsamında bulunan delillere göre “…” markasının başvuru tarihi itibariyle tanınmış olduğu iddiası ile davalının başvurusunun kötüniyet ile yapıldığı iddialarının ispat edilemediği, diğer yandan davalının YİDK karar ve dava tarihinde tescilli bulunan önceki tarihli “….com+şekil” markasının taraflar arasında artık çekişme konusu olmadığı ve dava konusu marka kapsamında yer alan 38. sınıf emtianın, davalının önceki tarihli markası ile aynı olduğu, her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, diğer unsurların asli unsurda değişiklik yaratmadığı, dava konusu markanın davacı markalarına yaklaşmasının da olmadığı, davalının önceki tarihli markasının müktesep hak teşkil ettiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip