Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/566 E. 2023/787 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/566 – 2023/787
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/566
KARAR NO : 2023/787
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : 2019/251 E. – 2020/209 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/10/2020 tarih ve 2019/251 E. – 2020/209 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 30 yıllık bir eğitimci ve kurucu ortak olarak … ibaresi ve logosu ile başvuruda bulunduğunu, … ticari işletme adı ile hizmet verdiğini, taraf markalarında … ibareleri ortak olarak kullanılsa da, her iki markada hakim unsur olarak itiraz eden davalının kullandığı markada … ibaresinin, müvekkilinin markasında ise Türkçe kökenli güneşin günü aydınlattığı dönemi ifade eden … ve Osmanlıca kökenli batma anlamındaki Gurup ibaresinin yer aldığını, … ortak ibaresinin markanın kullanıldığı ürün sınıfı ile ilgisi olmayan bir kelime olduğunu, her iki markanın birbirinden ayrı olduğunu ve ayırt edilebilir bulunduğunu, … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olması dikkate alındığında ilişki kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açmayacağını ileri sürerek YİDK tarafından verilen ret kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, Tecrübe Araştırma ve Netice sözcüklerinin baş harflerinden olan … Eğitim Kurumlarının 1973 yılından bu yana eğitim öğretim alanında öncü olarak Bursa’da hizmet verdiğini, davacı markasının müvekkiline ait markalar ile iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer bulunduğunu, davacı başvurusun da baskın unsurun … ibaresi olduğunu, özellikle görsel ve işitsel olarak müvekkilinin markaları ile dava konusu markanın birbirlerine son derece yakın algılar yarattığını, bu algının iltibas ihtimaline neden olacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davacının “…+şekil” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, taraf markalarının 41. sınıfta ayniye derecesinde benzer emtia için hizmet verdikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yeterli incelemenin yapılmamış olması sebebiyle yanlış bir sonuca varıldığını, dosya içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ve hukuki mütalaa arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, müvekkilin başvurusuna konu marka ile davalının kullandığı ibarelerin halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davalı şirketin haksız itirazı üzerine müvekkile zarar verilmekte olduğundan, haksız bu kararın kaldırılması gerektiğini, her iki tarafın hitap ettikleri tüketici kitlesi nazara alındığında, markaların karıştırılma ihtimalinin düşük olduğunun kabulü gerektiğini, markalar üzerinde benzerlik incelemesi yapılırken, “ortalama tüketici” gözüyle değerlendirme yapılması gerektiğini, ortalama tüketicinin ise “makul derecede dikkatli, makul derecede tecrübeli ve ihtiyatlı kimse” olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca dava konusu markaların karşılaştırılırken markalar bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini, davalı şirketin kullanmakta olduğu markalara ait tasarımların hiçbir yönüyle müvekkilinin başvurusuna konu marka ile ilgili bir yön bulundurmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının itirazına mesnet olarak gösterdiği “…” esas unsurlu markaları arasında, kapsamlarının aynı/benzer olmasının yanında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede işaret benzerliğinin de olduğu, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.