Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/561 E. 2023/575 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/561
KARAR NO : 2023/575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2018/115 E. – 2020/94 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/03/2020 tarih ve 2018/115 E. – 2020/94 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibareli tanınmış seri markaların sahibi olduğunu, davalının tescil talebinde bulunduğu “…” ibareli markanın ile müvekkili şirketin “…” ibareli markalarına karıştırılacak derecede benzediğini, tüketiciler nezdinde seri marka gibi algılanma ihtimalinin bulunduğunu, itiraz üzerine başvuru kapsamından bir kısım mal ve hizmetler çıkartılmış ise de bu karara karşı başvurunun tümden reddi talebiyle yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun tescil ettirilmek istendiği 09, 16, 35, 38 ve 42. sınıfta yer alan tüm mal ve hizmetlerin, müvekkilinin markası kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı ve benzer olduğunu, “…” ibareli markanın, müvekkilinin “…” markasının başına bir harf eklenmesi ve sonundaki “C” harfinin “X” harfi ile değiştirilmesi suretiyle oluşturulduğunu, sonda yer alan harf farklılığı görsel olarak markaları yeterince farklılaştırmadığı gibi işitsel olarak da hiçbir farklılık yaratmadığını, davaya konu YİDK kararı ile “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkilinin “…” markaları ile benzer bulunduğunu, tanınmış “…” ve “…” markasının ayniyet derecesinde benzeri şeklinde oluşturulmuş marka başvurusunun tesadüfen seçilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-346 sayılı kararının, itirazın kısmen reddine yönelik kısmı bakımından iptali ile davalı yanın, 2016/63721 sayılı “…” marka başvurusunun tescil edilmesi durumunda 09, 16, 35, 38 ve 42. sınıflarda yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs vekili, müvekkili markası kapsamında benzer emtia bulunmadığı, her ne kadar 09 ve 16. sınıflar ortak olsa da bu sınıflarda benzer mal bulunmadığını, davacı yana ait ürünlerin tüketiciye ya da davacının kendi mağazalarında ya da tüm ürünlerinin bulunduğu özel bölümde satıldığını, yani markaların hiçbir şekilde farklı bir marka ile yan yana gelmediğini, bunun da markaların karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırdığını, müvekkili markasında bulunan “…” ibaresinin “maximum” kelimesinin kısaltılmışı olduğunu, müvekkilinin işbu markayı tescil ettirmekle kötüniyetli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının emtia listeleri karşılaştırıldığında, dava konusu YİDK kararı sonrası başvuru kapsamında kalan ve huzurdaki davada çekişme konusu olan 09, 16, 35, 38 ve 42. sınıflardaki mal ve hizmetler ile davacının “…” ibareli markalarının kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür ve/veya benzer olmadığı, davacı markasının “…” ibaresinden oluştuğu, Wikipedia’da yer alan bilgiler uyarınca “…” ibaresinin (…) yüksek boyutta ve netlikte görüntü kapasitesine sahip olan bir film gösterim sisteminin adı olduğu, Kanadalı bir eğlence teknolojisi firması olan … … tarafından bulunduğu ve geliştirildiği, davacının itiraza mesnet markalarının esas unsurlarının “…, …” ibareleri olduğu, YİDK aşamasında “…” ve “…” ibareleri benzer görülerek başvurunun kısmen reddedildiği, davalının “…” markası ile davacının “…” ibareli markaları arasında ise benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davaya konu malların tüketicileri tarafından taraf markalarının farklı ve ilişkisiz olduğunun kolaylıkla anlaşılabileceği, başvurunun seri marka algısı da yaratmadığı, davacının “…” ibareli markası “bilgisayar sektöründe” tanınmış marka olmakla birlikte; somut olay itibariyle davalı marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markaları arasında benzerlik bulunmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde sayılan şartların somut olayda gerçekleşmediği, kötü niyet iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetlerin müvekkilinin itiraza mesnet markalarının kapsamında mal ve hizmetlerle ilişkili olduklarını, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, “…” ve “…” ibarelerinin benzer olduğunu, başvurunun tertip tarzı itibariyle müvekkilinin markalarına yakınlaşma içerisinde olduğunu, tüketicilerin “…” ibaresinin “…” ibaresinin kısaltılmışı olduğunu düşünmeyeceğini, KHK’nın 8/4. madesine ilişkin tespitlerin yerinde olmadığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahıs vekili, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.

GEREKÇE : -Dava, YİDK marka kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…” ibareli 98/014669 ve 2000/22410 sayılı markalarının sadece 09. sınıfta “Bilgisayarlar, bilgisayar donanımları ve/veya bilgisayar çevresel donanımları” ile 16. sınıfta “Bilgisayar kullanıcıları için kitaplar, el kitapları, broşürler, dergiler (bir ünite ve/veya kit şeklinde satılan)” malları için tescilli olduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı ve YİDK kararıyla benzer mal ve hizmetlerin başvuru kapsamından çıkartıldığı, hükme esas alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, dava konusu YİDK kararı sonrası başvuru kapsamında davacının itiraza mesnet “…” ibareli markaları yönünden benzer emtianın kalmadığı, öte yandan, davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli markalarıyla “…” ibareli markalarının da benzer olduğunu ileri sürmüş ise de taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak ve bütünsel imaj bakımından farklı oldukları, iki harf ortaklığının markaları benzer kılmadığı, makalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Ancak, yukarıda açıklandığı üzere davanın reddine karar verildiği halde, dosyaya 26.03.2016 tarihli vekaletnamesini ve cevap dilekçesini sunan davalı şahıs vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamıştır. Davalı şahıs vekilinin duruşmalara katılmadığı anlaşılmış ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22.06.2016 tarih ve 2015/10897 E.-2016/6894 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere avukatlık ücreti takdiri için vekaletname ibrazı yeterli bulunmaktadır.
Bu durum karşısında, davanın reddi nedeniyle davalı şahıs vekili lehine de vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, sadece davalı Kurum vekili lehine vekalet ücreti takdiri doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davalı şahıs vekili lehine de vekalet ücreti takdir edilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, yerel mahkeme kararının esasına ilişkin bir değişiklik yapılmayıp, sadece vekalet ücretine ilişkin kısım için yeniden hüküm kurulduğundan, ilk derece mahkemesinin kararının verildiği tarihte geçerli bulunan harç ve vekalet ücreti tutarları dikkate alınmıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 03/03/2020 gün ve 2018/115 E. – 2020/94 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 54,40-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.910,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı 162,10-TL olarak yatırılan yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
10-Davacıdan alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip