Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/557 E. 2023/458 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/557
KARAR NO : 2023/458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : 2019/172 E. – 2020/198 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -… – (TC:…)
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/10/2020 tarih ve 2019/172 E. – 2020/198 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını ve kuruluşundan bu yana “…” markası ile faaliyet göstererek markasını tanınır hale getirdiğini, müvekkilinin markasının … numarası ile tanınmış marka olduğunu, davalının … sayılı “şekil + …” ibareli başvurusuna yönelik itirazlarının 2019-M-1991 sayılı YİDK kararı neticesinde nihai olarak reddedildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış markası kapsamının sahip olduğu koruma kapsamının göz ardı edilerek verilen kararın hatalı bulunduğunu, müvekkilinin markalarının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davalının farklı kombinasyonlar meydana getirme şansı varken müvekkilinin tanınmış markasında yer alan “…” ibaresini ihtiva eden ve müvekkili ile özdeşleşmiş “…” figürü ve kırmızı fonu tercih ederek marka müracaatında bulunduğunu, dava konusu markanın tescilinin müvekkilinin tanınmış markasına zarar vereceğini, 6769 S. SMK 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca müvekkili markasının tanınmış olması nedeniyle farklı mal ve hizmet sınıflarında da korunması gerektiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2019-M-1991 sayılı YİDK kararının iptali ile … sayılı markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvurunun yayınına davacı tarafça itiraz edilmediğini, müvekkilinin dondurma sektöründe hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, mutfak ve zücaciye alanında faaliyet gösterdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının ayırıcı unsurları olan “…” ibareleri arasında kelimelerin anlamı bakamından benzerlik bulunduğu, öte yandan ibareler arasında fonetik benzerlik de bulunduğu, davacı şirkete ait ve “dondurma sektöründe” tanınmış olduğu bilirkişi incelemesi sonucu kabul edilen “…” ibareli markalar ile davalı şirket tarafından tescil başvurusuna konu “… …+ şekil” ibareli marka işaret bağlamında benzer olduğu, bununla birlikte taraf markalarının tescil kapsamında bulunan malların birbirinden çok farklı olması nedeniyle markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir iltibas tehlikesi bulunmadığı, davalıya ait başvuru konusu markanın kullanılacağı mallar ile davacı markasının tanındığı kabul edilen “dondurma” emtiasının birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları ve çok farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olamayacağı, davalı şirkete ait marka kapsamındaki malların hitap ettiği ortalama tüketicilerin davalı şirketin mallarını satın aldığı veya kullandığı sırada bu malları davacının “dondurma” ürünüyle ve davacı şirketle ilişkilendirmesinin mümkün bulunmaması karşısında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 5. fıkrasında tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalının kötüniyet ile hareket ettiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” markasının müvekkili firma adına uzun yıllardır tanınmış marka statüsünde tescilli olduğunu, müvekkiline ait tanınmış markanın yalnızca “dondurma” sektöründe tanınmış olduğu kanaatine varılmasının kabulünün mümkün bulunmadığını, müvekkilinin tanınmış markasının yalnızca “gıda / dondurma” sektöründe değil, tüm sınıflarda koruma sağladığını, başvuruya konu edilen “… …” ibareli markanın tescil edilmesi halinde müvekkili firmaya zarar vereceğinin aşikar olduğunu, bilirkişilerin müvekkilin dondurma sektöründe tanınır olduğuna ve bu nedenle müvekkilinin tanınmış markası kapsamında koruma elde edemeyeceğine dair tespitinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, müvekkilinin ayrıca zarar görme ihtimali de mevcut olup, esasen tüm koşulların oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu “… …+ şekil” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet gösterdiği “…” esas ibareli markaları arasında benzerlik bulunmasına rağmen tarafların markalarının tescil kapsamında bulunan malların birbirinden çok farklı olması nedeniyle markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı, diğer yandan davalıya ait başvuru konusu markanın kapsamı ile davacı markasının tanınmışlığının bulunduğu “dondurma” emtiasının birbirlerinden farklı nitelikteki mallar olduğu, farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında markalar arasında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olmayacağı, SMK’nın 6/5. maddesi kapsamında haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalının kötüniyet ile hareket ettiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip