Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/547 E. 2022/660 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/547 – 2022/660
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/547
KARAR NO : 2022/660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2015/219 E. – 2017/55 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/02/2017 tarih ve 2015/219 E. – 2017/55 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirket’in “…” ibareli markası ile müvekkilinin “…” ibareli markası arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, davalı Şirketin markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını, müvekkilinin “…” şeklinde oluşturduğu markayı 29., 30. ve 32. sınıflarda tescil ettirdiğini, bu ürünlerin satış ve dağıtımını yaptığını, davalı markasının tüketiciler nezdinde karıştırılacağını, dava konusu markanın müvekkilinin markası olduğu izlenimi yaratacağını, davaya konu marka başvurusuna “…” ibarelerinin eklenmesi ile markaya hiçbir ayırt edicilik kazandırılmadığını ileri sürerek 2013/58234 başvuru numaralı ve “…” ibareli markaya ilişkin olarak YİDK tarafından verilen ret kararının iptali ile söz konusu markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, markalar arasında görüntü, yazılış, gramer, anlam ve logo olarak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, tek heceli olan ve tek seferde söylenen ‘…’ markasıyla anlamlı bir slogan haline gelen müvekkiline ait ‘…’ markasının iltibas oluşturmadığını, müvekkilinin sadece bakliyat işiyle uğraşmakta olduğunu, bu durumun marka ambleminde ‘…’ diye belirtildiğini, müvekkiline ait markada … ifadesi büyük harflerle yazılmış olup, başına …, … anlamına gelecek şekilde küçük harflerle bi ifadesi konularak … markasının tasarlandığını, davacıya ait olan … markasıyla anlam veya görsel olarak herhangi bir benzerlik ve ya bağlantı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2013/58234 başvuru numaralı “…” markası ile tarafların markalarının kapsamında yer alan emtianın aynı olduğu ve benzer olduğu, ancak marka işaretleri benzer olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığı, taraf markaları arasında 556 Sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluşmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşullarının somut olaya bir etkisinin bulunmadığı, dava konusu 2015-M-2436 sayılı YİDK kararının isabetli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kurulan hükmün de dayanağını oluşturan bilirkişi raporu gibi eksik ve hatalı bulunduğunu, rapora itirazların da karşılanmadığını, markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, markaların tüketici üzerinde bıraktığı genel izlenim veya akılda kalan kaba görünümünün dikkate alınması gerektiğini, ”umumi intiba”nın dahi marka tescil başvurusunun reddi için yeterli bulunduğunu, müvekkilinin davaya konu ”…” markasını kullanarak seri marka oluşturma gayreti içerisinde olduğunu, davalının kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin 2013/58234 başvuru numaralı “…” marka işareti ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali olmadığı, taraf markaları arasında 556 Sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluşmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşullarının somut olaya bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2022

Başkan V.

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.