Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/546 E. 2023/454 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/546
KARAR NO : 2023/454
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2020
NUMARASI : 2018/433 E. – 2020/178 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -… – (TC:…)
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/10/2020 tarih ve 2018/433 E. – 2020/178 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını ve kuruluşundan bu yana “…” markası ile faaliyet göstererek markasını tanınır hale getirdiğini, davalının …sayılı “… …” ibareli başvurusuna yönelik itirazlarının 2018-M-8657 sayılı YİDK kararı neticesinde nihai olarak reddedildiğini, müvekkilinin tanınmış markasının “DONDURMA SEKTÖRÜNDE” tanınmış olduğundan bahisle, tanınmış markaya dayalı yapılan itirazın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, “… …” başvurusundaki “…” ibaresinin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, markada yer alan “…” ibaresinin markanın esas unsurunu oluşturduğunu, marka logosunda … ibaresinin ön plana çıkarıldığını, davalının, davalının kötüniyetli olduğunu, davalının, müvekkilinin tanınmış markasında yer alan “…” ibaresini ihtiva eden ve müvekkili ile özdeşleşmiş “…” figürünü tercih ederek marka müracaatında bulunduğunu, dava konusu markanın tescilinin müvekkilinin tanınmış markasına zarar vereceğini, müvekkilinin markasının tanınmış olması nedeniyle farklı mal ve hizmet sınıflarında da korunması gerektiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2018-M-8657 sayılı YİDK kararının iptali ile …sayılı markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının işaret bağlamında benzer olduğu, ancak taraf markalarının tescil kapsamında bulunan malların birbirinden çok farklı olması nedeniyle markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir iltibas tehlikesi bulunmadığı, davalı şirkete ait başvuru konusu markanın kullanılacağı mallar ile davacı markasının kapsamındaki “dondurma” emtiasının birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları ve çok farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olamayacağı, SMK’nın 6/5. maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, iş bu dava da başvuruya konu edilen “… …” ibareli markanın tescil edilmesi halinde müvekkili firmaya zarar vereceğinin aşikar olduğunu, bilirkişilerin müvekkilin gıda sektöründe tanınır olduğuna ve bu nedenler müvekkilin tanınmış markası kapsamında koruma elde edemeyeceğine dair tespitinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, dava konusu marka ile müvekkili firma markası arasında iltibas olduğunu, kullanım şekillerinin aynı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların markalarının esas unsurun “…” olduğu, davacı şirkete ait ve “dondurma sektöründe” tanınmış olduğu bilirkişi incelemesi sonucu kabul edilen “…” ibareli markalar ile davalı tarafından tescil başvurusuna konu “… …+ şekil” ibareli markanın işaret olarak benzer bulunduğu, ancak davacının itirazına mesnet markaları ile davalının başvurusuna konu markasının kapsamlarının tamamen farklı olduğu, sınıflar arasında ayniyet ya da benzerlik düzeyinde ilişki bulunmadığı, bu nedenle markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir iltibas tehlikesi bulunmadığı, diğer yandan başvuru konusu markanın kullanılacağı mallar ile davacı markasının kapsamındaki malların birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları nedeniyle çok farklı ihtiyaçları karşılayacağı, aralarında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olamayacağı, SMK’nın 6/5. maddesinde tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip