Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/53 E. 2022/1561 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/53
KARAR NO : 2022/1561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2019/207 E. – 2020/199 K.

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüzden Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat, Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/207 Esas – 2020/199 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 10.04.2018 tarih ve … sıra numarası ile elbise tasarımını tescil ettirdiğini, müvekkiline ait tasarımın müvekkili defterleri incelendiğinde … model kodu ile 02.11.2016 tarihinden itibaren üretildiğini, ayrıca tasarımların internete konulma tarihini gösteren belgelerin dilekçe ekinde sunulduğunu, Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla 2019/53 D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespit işlemi ile birlikte davalının, müvekkiline ait tasarım hakkını ihlal eder eylemlerinin bulunduğunun tespit edildiğini, alınan bilirkişi raporunda, tasarımların genel hatlarıyla, biçim, çizgi, desen, komposizyon ve dikiş açısından vasat tüketiciler tarafından ayırt edilemeyecek kadar benzerlikler gösterdiğinin açıklandığını ileri sürerek, şimdilik 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 07.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait ürün ile davacıya ait ürün arasında kanunun belirttiği tasarımcanın seçenek özgürlüğü de düşünüldüğünde, iltibası-tecavüzü önleyecek farklılıklar bulunduğunu, iki ürünün kol kesimlerinin, kol manşetlerinin tamamen farklı olduğunu, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde her iki ürünün birbirinden farklı olduğunun anlaşılacağını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise davacı tarafın … sayılı tasarımının hükümsüzlüğünün gerektiğini, bu tasarımın yeni olmadığının ikrar edildiğini, bu tasarımın üretiminin 02.11.2016 tarihi itibariyle gerçekleştiğinin davacı tarafından belirtildiğini, bu ürünün; nurfeza.com sitesinde 2016 Kış Sezonu ürünü olarak yayınlandığını, aynı görsellin web.archive.org kayıtlarına göre 20 Kasım 2015 tarihinde anılan siteye konulduğunu, yine aynı sitede 18 Kasım 2015 tarihinde “2016 tesettür giyim modeli” olarak kamuya sunulduğunu, 10 Aralık 2015 tarihinde http://www…com/setrm-elbise-modelleri-2016 isimli sitede ürünün yer aldığını, dava konusu tasarımla ayırt edilemeyecek kadar benzer tasarımın 29.08.2013 tarih ve …nolu tescile konu edildiğini ileri sürerek, davacı-karşı davalı adına kayıtlı … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davada davalı vekili, müvekkili ürününün yeni ve ayırt edici olduğunu, 2 sezondur kullandığı tasarımda yenilik yaptığını, hak sahibi olan müvekkilinin tescilsiz tasarımlara yeni düzenleme getiren SMK 69/2 maddesi uyarınca tecavüze konu tasarımı ilk kamuya sunduğu tarihten itibaren tescilsiz tasarım olarak korunduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini, müvekkili tasarımı ile … nolu tasarım arasında bel ve etek kısımlarında farklılıkların bulunduğunu savunarak, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu tasarımın kamuya sunma tarihinin, başvuru sahibi tarafından 12 aylık hoşgörü süresi aşılarak yapıldığı, hükümsüzlüğü talep edilen davacı-karşı davalı adına … sayı ile tescilli tasarımın başvuru tarihi 10.04.2018 olduğu, bu tasarım için hoşgörü süresinin 10.04.2017’de tükendiği, davalı-karşı davacı tarafından sunulan internet sayfalarındaki ürünün yayınlanma tarihinin 2015 ve 2016 olarak görüldüğü, bu tarihin, hoşgörü süresi olan başvuru tarihinden önceki 12 aylık süreyi aştığı, sitelerde yer alan ürünler … sayı ile tescilli tasarımla aynı görünümde olduğu, davacı-karşı davalı tasarımı yasada belirtilen yeni olma özelliğini haiz olmadığı, yeni olmadığı anlaşılan söz konusu tasarımın, SMK m.77/1-a ve m.56 hükümleri uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, tescilsiz tasarımın, sahibine tecavüz teşkil eden fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verdiği, korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğunun kabul edilemeyeceği, huzurdaki davada tecavüzün varlığından söz edebilmek için öncelikle davalı karşı davacının bu tasarımı kopyalaması ve anılan tasarımın SMK m.192/1-c hükmü kapsamında 10 Ocak 2017’den sonra kamuya sunulması gerektiği, somut olayda; Konya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/63 D.İş sayılı dosyası ile davalı-karşı davacı işyerinde yapılan delil tespiti işlemi neticesinde tespit edilen ürün ile davacı-karşı davalıya ait … sayılı tasarım karşılaştırıldığında; manşet ve kol büzgüsü bakımından farklılık olduğu, bu farklılığın tasarıma kimlik kazandıran pilili yapı karşısında ufak ayrıntıda kaldığı, dolayısıyla davalı-karşı davacı tasarımı ile … sayılı tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin aynı olduğu, manşet ve kol büzgüsü bakımından bulunan farklılıklar nedeniyle, davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya ait tasarımı kopyaladığından söz edilemeyeceği, ayrıca, davalı-karşı davacı tarafından sunulan internet sayfalarındaki ürünün yayınlanma tarihinin 2015 ve 2016 olarak görüldüğü, sitelerde yer alan ürünlerin … sayı ile tescilli tasarımla aynı görünümde olduğu, SMK m.192/1-c hükmü dikkate alındığında da; davacı-karşı davalı tasarımının tescilsiz tasarım olarak korumaya konu olamayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile dava konusu … nolu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı karşı davalı vekili, müvekkil şirkete ait endüstriyel tasarımın, pilili yapı başta olmak üzere bir çok unsur açısından davalı tarafa ait tasarım ile aynı olduğunu, tasarımlar arasında manşet ve kol büzgüsü bakımından farklar olmakla birlikte bu farkların tasarıma kimlik kazandıran genel benzerlik karşısında ufak ayrıntıda kaldıklarını ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yarattıkları izlenimin aynı bulunduğunu, yenilik yönünden yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahibi olarak yılda 2 sezon olarak ürettiği tasarımın, yine özgün tasarıma yapılan yenilik ile yeni bir tasarıma tescil alınmak suretiyle kamuya sunduğunu ve tescilli tasarım olarak kullandığını, diğer bir ifade ile iki sezondur kullanılan tasarımların birbirleri ile bire bir aynı özellikleri taşımadıklarını, müvekkilinin yeni ve ayırt edicilik niteliği taşıyan hükümsüzlüğü talep edilen tasarımı incelenirken kıyaslanan tasarımların, bilinen ve genel olarak ortak olan özellikleri değil, farklı özellikleri dikkate alınarak karşılaştırıldığını, tescilli tasarımdan doğan hakkın, kamunun kullanımına açık olan tasarımsal unsurları değil sadece yeni ve farklılık gösteren unsurları koruduklarını, dolayısıyla tasarımların bütünsel anlamda aynı izlenime sahip olmasının her zaman taklit olduğu anlamına gelmeyeceğini, mahkemece yapılan değerlendirmede taraflara ait tasarımların manşet ve omuz dikişi yönünden birbirlerinden farklı oldukları, lakin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenimlerinin aynı olduğu, bahsedilen farkların küçük farklardan öte gidemediği tespit edilmesine rağmen bu tespit ile çelişir nitelikte tasarımların birbirlerinden farklı olduklarının değerlendirildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı karşı davacı vekili, davacının asıl davada birden fazla bağımsız talebi bulunmakta olup her bağımsız talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, asıl davada kurulan hükmün bu yönden kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl dava, tasarıma tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup karşı dava ise tasarım hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, asıl davaya dayanak yapılan … sayılı tasarımın yeni olmadığının, tasarım uzmanı bilirkişilerce hazırlanan bilirkişi raporunda açıklandığı, söz konusu raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, buna göre asıl davaya dayanak tasarımın yeni olmadığı ve hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, hükümsüzlük kararı baştan itibaren sonuç hüküm ifade edeceğinden davacının tazminat taleplerinin yerinde bulunmadığı, bu itibarla asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı karşı davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; HMK’nın 110. maddesi uyarınca, davacının, aynı davalıya karşı birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi mümkün olup bu duruma davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) denilmektedir. Böyle hallerde, her bir asli talep yönünden ayrı ayrı yargılama giderlerinin ve bu kapsamda vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda da, dava dilekçesinin sonuç kısmında tedbir talebi dışında yalnızca tasarım hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edilmiş olup, vekille temsil olunan davalı yararına reddedilen 2 asli talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine takdir edilmesi gerekirken mahkemece tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu yönden davalı karşı davada davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne karar verilmiş, Dairemizce, ilk derece mahkemesince bu yönden kurulan hükmün esasına ilişkin bir değişiklik yapılmayıp, sadece feri nitelikteki vekalet ücretine ilişkin kısım için yeniden hüküm kurulduğundan, ilk derece mahkemesinin kararının verildiği tarihte geçerli bulunan Tarife hükümleri dikkate alınmış ve HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalının vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/207 Esas – 2020/199 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Asıl davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca maddi ve manevi tazminat davası yönünden ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı toplamından oluşan 161,80 TL harcın, peşin alınan 350,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 188,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
5-Davacı-karşı davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı-karşı davacı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre reddedilen maddi tazminat yönünden 500,00 TL, manevi tazminat yönünden 4.910,00 TL olmak üzere toplam 5.410,00 TL vekalet ücretinin, davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,

8-Karşı davanın KABULÜ ile; dava konusu … nolu tasarımın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
9-6769 sayılı SMK m.79/4 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin resen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
10-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 26,30 TL bakiye harcın davacı karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
11-Davalı karşı davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harç masrafı, 250,00 TL delil gideri masrafı olmak üzere toplam 365,20 TL yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
12-Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.910,00 vekalet ücretinin, davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
13-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
14-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
15-Harçlar Kanunu uyarınca asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın, davacı karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
16-Karşı dava yönünden davalı karşı davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden peşin alınan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı karşı davacıya iadesine,
17-Asıl dava yönünden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
18-Karşı dava yönünden davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
19-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip