Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/529 E. 2023/525 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/529
KARAR NO : 2023/525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2020
NUMARASI : 2019/174 E. – 2020/140 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – (T.C. NO:…)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/09/2020 tarih ve 2019/174 E. – 2020/140 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış, 2014/24365 numaralı, 28, 29 ve 43. sınıflarda tescilli “…” ve 2014 /32692 numaralı, 43. sınıfta tescilli “…” ibareli markalarının bulunduğunu, davalının 2018/51427 numaralı “…” ibareli markasının 43. sınıfta tescil edildiğini, markanın SMK’nın 5 ve 6. maddeleri uyarınca hükümsüzlüğünün gerektiğini, zira davalının markasının müvekkilinin markalarıyla benzer olduğunu ve tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet vereceğini, ayrıca davalının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından yararlanmak istediğini ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalıya ait 2018/51427 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hükümsüzlük hallerinin mevcut olmadığını, markalar arasında herhangi bir yakınlık bulunmadığını, markaların telaffuzlarının bile farklı olduğunu, baştaki harflerin benzemesinin bir hükümsüzlük nedeni sayılamayacağını, ayrıca davacı tarafın tanınmışlık iddialarının hukuki mesnetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, davalıya ait marka ile karşılaşan, davaya konu 43. sınıfta bulunan hizmetlerin hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketicilerin, bu hizmetlerden yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markanın davacılara ait markaların serisi bir marka olduğunu düşünebileceği, karşılaştırılan markaların ilk iki hecesinin birebir aynı harflerden oluştukları, son harflerinin de aynı olduğu, ortalama tüketicinin kelimelerin başlangıç kısmına diğer kısımlarına göre ilk bakışta daha çok meyledeceği, davacıya ait önceki tarihli markaları daha önce gören, duyan, anımsayan bu tüketici kitlesinin, markaların başlangıç kısmının aklında daha çok yer eden imajı karşısında, davalıya ait markayı davacıya ait markalar ile bağdaştıracağı, bu hususta yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketicinin markaların farklı olduğunu algılama ihtimalinde bile bu marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı kurabileceği, dolayısıyla markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, tanınmışlık ve kötüniyet iddialarının ispatlanamadığı, gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalıya ait 2018/51427 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak bezer olmadıklarını, müvekkilinin markasının davacının markalarından farklılaştığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarını oluşturan işaretlerin “…” ibaresiyle başlamaları ve aralarında sadece tek harf farklılığının bulunması nedeniyle görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzer oldukları, davalı markasında davacının markalarından farklılaşmayı sağlayacak başkaca bir unsurun da yer almadığı, davalı markasını gören tüketicilerin bunun davacının markalarından farklı bir marka olduğunu hemen ve ilk bakışta algılayamayacakları, aynı/benzer mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde tüketiciler nezdinde ilişkilendirilmeleri de dahil karıştırılmaları ihtimalinin bulunduğu, mahkemece verilen hükümsüzlük kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 11/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip