Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/527 E. 2023/478 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/527
KARAR NO : 2023/478
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2019/141 E. – 2020/255 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/10/2020 tarih ve 2019/141 E. – 2020/255 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun davalı şirketin … sayılı “…” markası mesnet gösterilerek yaptığı itiraz üzerine davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa “…” ve “…-” ibareli türev markaların müvekkili tarafından yaratıldığını, markaların gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, “…” markasının başta WIPO ve EUIPO olmak üzere çok sayıda ülke marka kurumu nezdinde 2006 yılından bu yana tescilli olduğunu, kazanılmış hak iddiasının YİDK kararında dikkate alınmadığını, dava konusu markaların aynı/benzer olmadığını ve aralarında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, başvurunun müvekkilinin eski tarihli markalarının serisi niteliğinde olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 01.08.2019 tarih ve 2019-M-6744 sayılı kararının iptaline, “…” ibareli marka başvurusunun tescil talep edilen tüm mallar bakımından tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, dava konusu markaların işitsel ve görsel olarak benzer olduğunu, her iki markanın da “…” ibaresiyle başlaması sebebiyle iltibasın doğduğunu, iki markanın da ilaç sektörü ile ilgili olduğunu, 05. sınıf malları kapsadığını, yani malların da aynı olduğunu, dava konusu markaların kullanım alanlarının farklılığı ile aralarında kavramsal fark olduğu iddialarının yerinde olmadığını, burada ilaçların etken maddesinin değil sınıflarının dikkate alınması gerektiğini, “…” ibaresi geçen markaların davacı tarafından yaratıldığı ve bu sebeple bu markaların gerçek hak sahibinin davacı olduğu yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, marka işaretleri ve markalar kapsamındaki malların benzerliği karşısında bu ilacı kullanacak sağlık personelinden iki markayı karıştırmamasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu … sayılı marka başvurusuna ait “Farmasötik ürünler, aşılar.” emtialarının, redde mesnet alınan … sayılı markanın koruma kapsamı altında bulunan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler.” emtialarının kapsamı altında bulunan emtialar oldukları, bu nedenle karşılaştırılan emtiaların ayniyet derecesinde benzer olduğu, bu emtiaların doktorlar, veterinerler ve eczacılara hitap eden ilaç emtiaları oldukları, ilaç emtialarının reçeteli veya reçetesiz satılabilecekleri, reçetesiz satılma ihtimalinde eczaneden temin edilecekleri, enjeksiyon yani aşılamanın eczanelerde dahi yapılması yasak olup reçeteye tabi bu ilacın hastane ve aile hekimlikleri tarafından uygulanabileceği, aşılamanın resmi aşılama prosedürüne tabi olduğu ve sistem dahilinde takip edildiği ve bir doktor ya da hemşire tarafından yapılabileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.11.2019 tarih ve 2019/255 E-2019/7023 K. sayılı kararı ile onanan Ankara BAM 20. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarih ve 2018/478 E.- 2018/1157 K. sayılı kararında 5. sınıfın 1. alt sınıfında bulunan emtiaların genel olarak farmasötik ürünler olup, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ruhsatlandırıldıktan sonra, doktorlar tarafından reçetelendirilip eczacılar tarafından hastaya verildiği, dolayısıyla iltibas tehlikesi bakımından mesleki ihtisas sahibi doktor ve eczacıların dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerektiğinin kabul edildiği, söz konusu alt sınıfta bulunan emtiaların doktor, veteriner ve eczacı gibi ihtisas sahibi kimselere hitap eden veya eczacı vasıtasıyla hastaya ulaştırılan emtialar oldukları, dolayısıyla söz konusu uzman kimselerin bilinç düzeyi dikkate alınarak iltibas değerlendirmesi yapılması gerektiği, doğrudan hastaya hitap eden emtialar olmadıkları, taraf markalarında ortak olarak bulunan “…” ibaresinin “altı/altılı (grup)” anlamına gelen bir ön ek olduğu, bu anlam itibariyle “…” ibaresinin bir etken maddeden türetilmediği ve fakat ilacın örneğin 6 farklı virüse karşı etkili olduğuna işaret eden ya da altı aylık bebek için üretilmiş bir ürün olduğuna atıfta bulunan bir ön ek olmakla ayırt ediciliğinin düşük bir ibare olduğunun söylenebileceği, “…” ibaresi dışındaki eklerin birbirinden farklı olduğu, davaya konu farmasötik ürünler ve aşıların hitap ettiği uzman kimselerin ihtisas sahibi olmaları nedeniyle ulaştıkları yüksek bilinç düzeyi dikkate alındığında karşılaştırılan markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak düzeyde benzerliğin bulunduğundan bahsedilemeyeceği, SMK’nın 6/1. maddesi hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, davacının önceki tarihli markalarının müktesep hak şartlarını taşımadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 2019-M-6744 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, taraf markaları görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu ve aynı emtiaları kapsadıklarını, kavramsal benzerlik değerlendirilirken sadece markanın hangi ilaçlar emtiasında tescilli olduğunun incelenmesi gerektiğini, başvurunun iltibas yaratmayacağı iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarının “…” ibaresi ile başlaması nedeniyle kısmi bir görsel benzerlik bulunmakla birlikte başvurunun “…”, itiraza mesnet markanın ise “…” olarak telaffuz edildiği, markalar arasındaki kısmi görsel benzerliğin işitsel farklılık ile bertaraf edildiği, başvuru itiraza mesnet markadan farklılaşmış olup başvuru markasını gören tüketicilerin muteriz şirketin markasından farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden ayırt edebilecekleri, taraf markalarında ortak “…” ibaresinin altı anlamına geldiği, davacı markasının kullanıldığı ürünün altı haftalıktan itibaren çocuklara uygulanan ve difteri, tetanoz, boğmaca, Hepatit B, çocuk felci ve Hacmophilus influenzae olmak üzere altı ciddi hastalığa yönelik bir aşı olduğu, itiraza mesnet markanın kullanıldığı ürünün ise pıhtılaşmayı önleyici bir ilaç olduğu, taraf markalarını oluşturan işaretler benzer olmadığı gibi, markaların kullanıldıkları ürünler itibariyle de ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davalı … ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ile davalı şirketten ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılarca istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı şirket vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip