Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/525 E. 2023/528 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/525 – 2023/528
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/525
KARAR NO : 2023/528
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2019/200 E. – 2020/328 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/11/2020 tarih ve 2019/200 E. – 2020/328 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı/ davacı/müdahil tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibaresinin 39. sınıfta marka olarak tescili için davalı kuruma başvurduğunu, … sayılı başvuruya dayalı olarak davalı şirketin … numaralı ve “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa davalı şirketin 2016 yılında genel müdürlüğünü yapan ve hâlihazırda müvekkili şirket ile ihtilaflı olan … ile birebir ilişki içinde olduğunu, …’ın davalı şirketi özellikle müşteri kazanmak için kullandığını, kendisi davacı şirkette çalışmakta iken …. A.Ş’yi kurduğunu, …’ın yapmış olduğu hukuka aykırı davranışlara istinaden müvekkili şirket tarafından haksız rekabetin önlenmesi amacıyla aleyhine dava açıldığını, anılan davanın İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1116 Esas sayılı dosyasında derdest bulunduğunu, davalı şirketin bu nedenle itirazında kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin gümrük hizmetleri alanında faaliyet göstermekte ve davacı şirketin hangi alanlarda çalıştığını bilmekte iken müvekkilinin marka başvurusu reddedildikten sonra 39. sınıf için başvuruda bulunduğunu, davacı şirketin eski yetkilisinin itiraza mesnet marka başvurusunu tamamıyla müvekkili şirkete zarar vermek amacıyla yaptırdığını ileri sürerek, 21/08/2019 tarih ve 2019-M-6869 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkili şirketin uzun yıllardır gümrük müşavirliği ve lojistik sektöründe faaliyet göstermekte olup 2000 yılında “…. Şti” olarak kurulduğunu, 2006 yılında unvan değişikliği yaparak “….Şti.” halini aldığını, 2011 yılında meşgale değişikliği yaparak faaliyet alanlarına lojistik hizmetlerini de eklediklerini, müvekkilinin “…” markasının müvekkili tarafından şirket tarafından oluşturulduğunu, 2015 yılında “…” markasının 36. sınıfta tescil ettirildiğini, davacı şirketin daha önce farklı bir isimle faaliyet göstermekte iken (…. Şti.) 2015 yılı sonlarında unvan ve nevi değişikliği yaparak, müvekkilinin tescilli markasına tecavüz ederek, müvekkilinin sektördeki bilinirliliğinden faydalanmak ve karışıklıklara sebep olmak amacıyla şu andaki unvanını aldığını, davacının itiraz ettiği markanın müvekkilinin tescilli ve uzun yıllardır kullandığı markası olduğunu, davacı şirketin öncelikli kullanım hakkının bulunduğu iddiasının kötüniyetlerinin başka bir göstergesi olduğunu, …’la ilgili iddiaların bu davanın konusu olmadığını, müvekkilinin de davacı şirkete karşı tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tedbiren durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat ve tescilli markanın şirket unvanından ve her türlü yazılı ve basılı belgelerden kaldırılması talebiyle dava açtığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, itiraza mesnet gösterilen … sayılı markanın, 07/08/2018 tarihli 2018-M-6608 sayılı YİDK kararı ile reddi işleminin idari olarak kesinleştiği, bu nedenle eldeki dava bakımından iptali talep edilen YİDK karar tarihi anında itiraza mesnet geçerli bir tescilli marka ya da marka başvurusu bulunmadığından, SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, 2018-M-6608 sayılı YİDK kararının iptali istemine yönelik olarak Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/386 Esas sayılı dosyası bulunmakta ise de, eldeki davaya konu YİDK karar tarihindeki maddi ve hukuki olguların dikkate alınması gerektiğinden, söz konusu mahkeme dosyasının neticesinin eldeki davanın neticesini etkilemeyeceği, davacının, dava konusu … sayılı “şekil+…” ibareli marka başvurusundan önce, bu marka ile aynı veya iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer bir işareti, tescilsiz olarak davaya konu 35 ve 39. sınıftaki hizmetler bakımından yoğun ve sıkı kullanarak işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırması gerektiği hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle SMK’nın 6/3. maddesi şartlarının somut olayda gerçekleşmediği, davalı şirketin marka tescil başvurusunda bulunurken kötü niyetli olduğuna ilişkin somut delilin bulunmadığı, davacı ve davalı şirketin adreslerinin birbirine yakın olmasının, taraf şirketler arasında önceden iş ortaklığı bulunmasının, davalı şirketin kuruluşunda yer alan …’ın davacı şirket ile ilişkili olmasının veya … isimli şahsın taraf şirketler ile ilişkili bulunmasının tek başına davalı şirketin marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu ispatlamaya elverişli olmadığı, kaldı ki davalı şirkete ait önceki tarihli … sayılı “şekil+…” ibareli başka hizmet alt sınıfı bakımından tescilli markasının bulunduğu, bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı şirketin davaya konu marka başvurusunda bulunurken kötü niyetli olarak hareket ettiği iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin başvurusunun reddine ilişkin davanın henüz sonuçlanmadığını, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun, kararına etki edecek bir konunun bekletici sorun yapılmasına karar verebileceğini, müvekkilinin öncelik hakkının bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, delillerinin yeterince incelenmediğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne ve dava konu markanın 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK marka kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, YİDK karar tarihi itibariyle davacının itiraza mesnet bir markasının veya marka başvurusunun bulunmadığı, davacının eskiye dayalı kullanımını ve dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığını kanıtlayamadığı, kaldı ki “…” ibaresinin … no ile davalı şirket adına tescilli olduğu, YİDK kararının iptali istemi ile açılan davalarda, YİDK kararının verildiği tarihteki hukuki duruma göre uyuşmazlığın çözülmesinin gerektiği, bu nedenle Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulundan Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/386 Esas sayılı davasının sonucunu bekletici mesele yapmasının da beklenemeyeceği, YİDK karar tarihindeki şartlara göre yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde yargılama sürecinde, davalı tarafın … sayılı “…” ibareli markasının üçüncü kişilere devrini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini de istemiştir.
Ancak, ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebinin kabulü ile, 21/10/2019 tarihinde davalı şirkete ait … sayılı marka tescil başvurusunun ve eğer tescil edilmiş ise markanın, nihai kararın kesinleşmesine kadar 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verilmiş, davalı şirketin bu ara karara yönelik itirazı ise 11/03/2020 tarihli ara karar ile reddedilmiştir. Buna göre dosya kapsamında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin bir karar bulunmayıp, Dairemizce verilen istinaf kararına karşı temyiz yolu açık olduğundan, ortada halen geçerliliğini koruyan bir ihtiyati tedbir kararı bulunmaktadır. Bu durumda, davaya konu markanın 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde bir ara karar bulunmakta iken aynı konuda yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesinde hukuki yarar olmadığından, davacı vekilinin yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi niteliğindeki talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/04/2023 tarihinde, Dairemizin (1) numaralı bentte belirtilen, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı yönünden HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık, (2) numaralı bentte belirtilen kararı yönünden HMK 361/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 12/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.