Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/524 E. 2021/745 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2020 tarih ve… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunun, davalı gerçek kişinin “…”, “…”, “… … şekil” ibareli markalarına dayalı olarak yaptığı itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu marka başvuruları ile itiraza mesnet davalı gerek kişi adına tescilli markalar arasında gerek görsel gerekse de fonetik açıdan hiçbir benzerliği olmadığını, … kelimesi ile … kelimeleri arasında kısmen bir benzerlik olsa bile bu kelimelerin anlamlarının birbirlerinden tamamen farklı bulunduğunu, tarafların farklı şehirlerde faaliyet gösterdiklerini, iltibas tehlikesinin olmadığını ileri sürerek…. sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; davanın iki aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığını, taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde fonetik, okunuş şekil, yazı karakteri ve genel intiba olarak benzer olduğunu, davaya konu marka başvurusunda redde mesnet marka ile aynı/benzer hizmetler bakımından tescil talebinde bulunulduğunu, müşteri kitlesi tarafından iki marka arasında bağlantı kurulmasının ve karıştırılması ihtimalinin olduğunu, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, süresinde davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında sundukları beyan dilekçesinde müvekkiline ait redde mesnet markalar ile dava konusu marka başvurusu arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu YİDK kararının davacı … vekiline 20.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun Geçici 1.maddesi uyarınca durma süreleri de dikkate alındığında, iki aylık hak düşürücü sürenin son gününün 17/08/2020 gününe tekabül ettiği, ancak davanın bu süreden sonra 02/09/2020 tarihinde açıldığı, HMK’nın 104. maddesine göre, bitmesi adli tatile rastlayan sürelerin bir hafta daha uzatılmış sayılması, sadece, adli tatilde bakılamayacak olan iş ve davalara ilişkin olup, HMK’nın tayin ettiği süreler için geçerli bulunduğu, başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkan bulunmadığı, bu itibarla işbu dava bakımından dava açma süresinin son gününün adli tatile denk gelmesi, davanın açılması bakımından davacı tarafa adli tatilin sona ermesinden itibaren bir haftalık ek süre verilmesini gerektirmediği, davanın iki aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; dava konusu YİDK kararında, karara karşı dava açma süresi belirtilmişse de yetkili ve görevli mahkemenin belirtilmediğini, bu durumun Anayasa’nın 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. Maddesiyle eklenen 2. Fıkrasına aykırı olup hak arama özgürlüklerinin kısıtlandığını, bu nedenle davanın süre aşımından reddi kararının yerinde olmadığını, öte yandan davanın süresinde açıldığını, iki aylık sürenin sonu adli tatile denk geldiğinden dava açma süresinin HMK’nın 104. maddesi gereğince adli tatilin bitiminden itibaren 1 hafta uzayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu … sayılı YİDK kararının davacıya 20/03/2016 tarihinde ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 556 sayılı KHK’nın 53. maddesi uyarınca YİDK kararının iptali için kararın bildiriminden itibaren öngörülen iki aylık hak düşürücü sürenin, tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın tayin ettiği bir süre olmadığı, bu nedenle adli tatil de dahil olmak üzere sürenin işleyeceği ve uzamayacağı, eş söyleyişle özel kanunda tayin edilen bu süre yönünden HMK’nın adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/05/2013 gün ve …. K sayılı kararında da aynı görüşün benimsendiği, buna göre davacıya yapılan tebliğ tarihi ve 7226 sayılı Kanun Geçici 1.maddesi dikkate alındığında, iki aylık hak düşürücü sürenin 16/06/2020 tarihinde başladığı, son günü olan 16/08/2020 tarihi, Pazar gününe geldiğinden 17/08/2020 tarihine kadar YİDK kararının iptali istemiyle dava açılmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta ise davanın iki aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 02/09/2020 tarihinde açıldığı, bu itibarla mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, diğer taraftan dava konusu YİDK kararında Anayasa’nın 40. maddesine aykırı bir durum da bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip