Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/506 E. 2023/531 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/506
KARAR NO : 2023/531
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2020
NUMARASI : 2019/38 E. – 2020/397 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1-…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/11/2020 tarih ve 2019/38 E. – 2020/397 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin 31 ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden yaptığı “…” ibareli marka başvurusuna, anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın 6/5 maddesi gereğince kısmen kabul edilerek başvuru kapsamında 25. sınıf malların satışı ilişkin 35. sınıf hizmetlerin çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının ise dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında başvuru kapsamında kalan tüm mal ve hizmetler yönünden SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğunu, davalı Kurum’un kararının çelişkili bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan başvurunun tüm mal ve hizmetler yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin “…” ibaresini aynı zamanda alan adı olarak kullandığını, bu nedenle somut olayda SMK’nın 6/6 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, “… “ibaresinin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, 2018-M-9802 sayılı YİDK kararının iptali ile dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı…vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, “…” ibaresinin …’ın dünyaca ünlü romantik bir şarkısının adı ile Fransa’da 1800’lerden beri var olan bir bölgenin ismi olduğunu, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, müvekkilinin markasını hediyelik canlı ve kuru çiçekler ile gümüş takılar için kullandığını, davacının bu mallar bakımından markalarını kullanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “şekil +…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, tarafların marka işaretleri benzemediğinden, SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini, davalı başvuru sahibi tarafından itiraz aşmasında kulanım ispatın talebinde bulunulmamasına rağmen bilirkişi raporunda tanınmışlık yönünden sundukları deliller üzerinden kullanım ispatı incelemesi yapılarak sonuca varıldığını, davalı Kurum tarafında markaların benzer bulunduğu kabul edilerek, SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca itirazının kabul edilmesine rağmen aynı Kanunu’nun 6/1 maddesi uyarınca yaptıkları itirazlarının markaların benzer olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin çelişki oluşturduğunu, Markalar Dairesinin itirazlarının kısmen kabul kararıyla, markalarda arasında iltibas düzeyinde benzerlik bulunduğunun kanıtladığını, davalı Kurumun dava konusu başvuru ile aynı ibareli olan başka bir başvuruyu müvekkilinin markları ile benzer görerek reddettiğini, Ankara 1 FSHHM’nin 2018/19-2019/384 E/K sayılı ilamında “…” ibareli başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer kabul edildiğini, taraf markaları arasında başvuru kapsamında bırakılan tüm mal ve hizmetler yönünden iltibas koşularının oluştuğunu,müvekkili markaları tanınmış olduğundan SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini, markalar arasındaki benzerliğin davalı Kurum tarafından kabul edilmesi nedeniyle davanın SMK’nın 6/3, 6,9 maddeleri uyarınca da kabulünün gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda, davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin öne çıkartılmadığı, markanın bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğu, marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olmasının sonuca etkili bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da ispat edilemediği gibi davacının SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddesine dayalı iddialarının da yerinde olmadığı, diğer yandan dava konusu YİDK kararında isabetli olarak tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığının kabul edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın başvuru kapsamında çıkarılan hizmetler yönünden SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğuna ilişkin kabulünün mahkeme açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığı, ayrıca dava konusu başvurudan farklı olan başka marka başvuruları hakkında verilen mahkeme kararlarının iş bu dava bakımından emsal olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip