Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/504 E. 2023/540 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/504 – 2023/540
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/504
KARAR NO : 2023/540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2019/157 E. – 2020/206 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/09/2020 tarih ve 2019/157 E. – 2020/206 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkilleri tarafından … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun davalı şirketin “…” ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine, dava konusu YİDK kararıyla 37. sınıf hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, oysa taraf markalarının bütünsel açıdan farklı olduğunu, müvekkillerinin “…” ibaresini 2010 yılından beri kullandıklarını ve bu ibareyi taşıyan tescilli markalarının bulunduğunu, davalının “…” ibareli markalarına karşı dava açtıklarını, bu davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, “…” ibareli markaların gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunu, davalının bu markaları kendi adına kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkillerinin “… …” markasının davalının “……” markasından daha önce tescil edildiğini, diğer yandan davalı tarafından kullanılan “…” ibaresinin de tanımlayıcı olup tüm dünyada kullanılan genel bir ad olduğunu, belirli bir … çerçevesinde oluşturulmuş kapsamlı eğlence platformunu ifade ettiğini, tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, davalının kötü niyetli olarak tescil ettirdiği markalarını 37. sınıf hizmetlerde kullanmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 14.09.2018 tarihli kararının iptaline, başvurunun tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2011 yılından bu yana tescilli “…” ibareli markaları bulunduğunu, bu markaları yoğun ve ciddi bir biçimde kullandığını, tanınmış hale getirdiğini, “…” ibareli markalar üzerinde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, başvurunun müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu ve kötü niyetli olduğunu, markaların kapsamındaki hizmetlerin de benzediğini, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, davacıların müvekkilinin markalarından haksız yararlanmaya çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvurunun reddedildiği 37. sınıf hizmetlerin, redde mesnet … sayılı markalar kapsamında yer aldığı, redde mesnet “…” ibareli anılan markalar ile dava konusu başvuru arasında iltibas koşullarının oluştuğu, dava konusu YİDK kararının iptali koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili, dava konusu başvuru ile davalı şahsın kötü niyetli olarak tescil ettirdiği “…” ibareli markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “…” ve “…” kelimelerinin yazılışlarının ve anlamlarının farklı olduğunu, benzerlik değerlendirmesinde bütüncül intibanın dikkate alınması gerektiğini, müvekkillerinin “…” ibareli başka markalarının, davalının markalarıyla karıştırılma ihtimali bulunmadığı değerlendirilerek tescil edildiğini, “…” ibaresini taşıyan çok sayıda marka olduğundan, başvurunun davalının markalarının devamı şeklinde algılanmayacağını, ayrıca redde mesnet “…” ibaresinin tanımlayıcı olup “belirli bir … çerçevesinde oluşturulmuş kapsamlı eğlence platformu” anlamına geldiğini, davalının tescil ettirdiği markalarını kullanmadığını, “…” ibaresi yönünden eskiye dayalı kullanım hakkının müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet … sayılı “…” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, başvurunun tescil edilmek istendiği 37 sınıf hizmetlerin redde mesnet markalar kapsamında da yer aldığı, diğer taraftan gerçek hak sahipliği iddiasının işbu davada dinlenemeyeceği gibi davacıların eski tarihli markalarının tescil tarihleri itibariyle kazanılmış hak sağlamadıkları, ayrıca işlem dosyasında kullanım ispatı talep edilen 2011/21307 sayılı redde mesnet markanın 14.06.2013 tarihinde tescil edilip dava konusu başvurunun da 31.07.2017 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde bahsi geçen marka yönünden kullanım ispatının aranamayacağı, markaların tescilli oldukları müddetçe korunması gerektiği anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 177,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 2,00-TL bakiye harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.