Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/500 E. 2023/439 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/500 – 2023/439
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/500
KARAR NO : 2023/439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2020
NUMARASI : 2020/72 E. – 2020/397 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/12/2020 tarih ve 2020/72 E. – 2020/397 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusuna karşı … A.Ş. tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” mallarının çıkarılmasına karar verildiğini, bu kısmi ret kararına karşı müvekkili şirket tarafından yeniden itiraz edilmişse de bu itirazın, YİDK tarafından 2019-M-11523 sayılı karar nihai olarak reddedildiğini, müvekkiline ait marka başvurusu ile kısmi redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK m.6/1 uyarınca benzerlik bulunmadığını, “…” ibaresinin, kapsamında yer alan mal ve hizmetler yönünden vasıf bildirici bir nitelik taşımadığını, markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, redde mesnet gösterilen davalı şirket markalarının ise … sayılı “…”, … sayılı “…” ve … sayılı “…” ibareli markalar olduğunu, markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken markaların bütünsel olarak bıraktığı etkinin dikkate alınması gerektiğini, somut olayda taraf markalarının esas unsurları incelendiğinde, “…”, “…” ve “…” bu ibarelerinin bütünsel olarak gözde bıraktıkları izlenim farklı olduğundan, aralarında görsel anlamda benzerlik bulunmadığının açık olduğunu, söz konusu markaların esas unsurlarının sırasıyla “…” şeklinde telaffuz edileceğinden aralarında işitsel anlamda da bir benzerlik bulunmadığını, markalara anlamsal açıdan bakıldığında ise başvuru markasının hayali nitelikte bir işaret olduğunu ve “…” ibaresinin bir bütün olarak herhangi bir anlamı olmadığı açık olduğundan taraf markaları arasında kavramsal yönden de bir benzerlik bulunmadığını, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibas oluşturmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin başvurusundan çıkarılan bazı mallar yönünden hata yapıldığının açık olduğunu, somut olayda ilgili tüketici belirli bir eğitim ve bilgi düzeyine sahip kişilerden oluştuğunu ileri sürerek YİDK’nın 03/01/2020 tarih ve 2019/M-11523 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacıya ait marka kapsamından çıkarılan emtianın, müvekkiline ait markalar kapsamında yer alan emtia ile benzer nitelik bulunduğunu, zira SMK’nın 6/1. maddesi gereğince, sadece ayniyet taşıyan emtianın değil, benzerlik taşıyan emtianı da reddedilmesinin gerektiğini, dava konusu marka başvurusu ile müvekkile ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkiline ait markayı bilen, daha önce gören ortalama bir tüketici için söz konusu ibarenin çağrışım sembolü olacağını, taraf markaları arasında iltibasın mevcut bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava konusu … sayılı “…” ibareli markanın kapsamında yer alan dava konusu mallardan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar” mallarının davalının markalarında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı ve markalar arasında marka işaretleri bakımından işitsel ve görsel benzerlik bulunması nedeniyle belirtilen mallar bakımından dava konusu marka ile davalı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ancak dava konusu mallardan “manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” mallarının davalı markalarında yer alan mallar ve/veya hizmetler ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olmadıkları, dolayısıyla dava konusu marka ile davalı markaları arasında söz konusu mallar bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, YİDK’nın 2019/M-11523 sayılı kararının benzer olmayan mallar yönünden yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2019-M-11523 sayılı kararının 35. sınıf “manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş, çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri” bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf marka işaretleri arasında SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca benzerlik bulunmadığını, marka işaretleri arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bir bütün olarak değerlendirme yapılmasının esas olduğunu, ibarelerin bütünsel olarak gözde bıraktıkları izlenimin farklı bulunduğunu, işitsel anlamda da bir benzerlik olmadığını, ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratmasının mümkün bulunmadığını, kapsamlar arası değerlendirmenin yanlış yapıldığını, somut olayda ilgili tüketicinin belirli bir eğitim ve bilgi düzeyine sahip kişilerden oluştuğu hususunun kararda dikkate alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararında ve kararda dayanak alınan bilirkişi raporunda ayniyet taşıyan emtia hususunda hatalı değerlendirme yapıldığını, dava konusu edilen tüm emtianın aynı alt sınıfta yer aldığını, emsal kararlar ve yasal düzenlemeler gözetildiğinde, davacıya ait marka kapsamından sadece “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,” emtiasının çıkarılmasının doğru olmadığını, alt sınıfın tamamı yönünden davacı markasının reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunda, taraf markaları kapsamında yer alan emtianın salt ayniyet yönünden (hatalı) değerlendirildiğini, benzerlik taşıyan mal ve hizmetler yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadığını, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek seviyeli bir benzerlik mevcut olup, bu derecede yüksek seviyeli benzerliğin, emtia arasında düşük seviyeli benzerliği telafi edeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibareli marka başvurusunun, bütünü itibariyle bırakılan izlenim açısından dikkate alındığında, “…”, “…”, “…” ibareli itiraz markaları ile iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik gösterdiğini, bu bağlamda başvuru markasının kapsamında bulunan bir kısım mal ve hizmetlerin kısmi redde mesnet markaların kapsamında bulunan mal/hizmetlerle aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduklarından, başvuru markasının kapsamından çıkarıldığını, YİDK kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının … sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusu ile davalı şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…”, “…” ve “…” ibareli “…” esas unsurlu markaları arasında, “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar” malları yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, zira davacının dava konusu … sayılı “…” ibareli markasının kapsamında yer alan dava konusu mallardan “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar” mallarının davalının markalarında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, ancak dava konusu mallardan “manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.” mallarının davalı markalarında yer alan mallar ve/veya hizmetler ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olmadıkları anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 179.90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/03/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.