Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/496 E. 2023/104 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/496
KARAR NO : 2023/104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2018/255 E. – 2020/310 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : FSEK ve Haksız Rekabetten Kaynaklanan Tecavüzün Ref’i ile
Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/10/2020 tarih ve 2018/255 E. – 2020/310 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … Baş Antrenör olduğunu, müvekkilinin alan adı kendisine ait olan web sitesi www…com.tr içeriğinde spor, spor dalları ve spor salonları ile ilgili çeşitli konularda kendi tecrübe ve bilgilerini kullanarak özgün makaleler yazdığını, müvekkilinin web sitesinde yayınladığı makalelerden “…” başlıklı makalelerini davalı yanın kendisine ait olan web sitesi www…com içeriğinde (2 tane makaleyi aynen, 3. makaleyi ise ikiye bölerek) toplam 4 ayrı makale şeklinde izinsiz bir şekilde kopyalayıp kullandığını, davalı tarafın web sitesinde müvekkiline ait eseri sanki kendisinin eseriymiş gibi yayınladığını, davalının müvekkiline ait eserleri izinsiz ve eser sahibinin adını belirtmeksizin yayınlayarak maddi ve manevi haklarını ihlal ettiğini, ayrıca haksız rekabet yaratarak müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı tutulmak kaydıyla FSEK m.68 uyarınca 3 katı tazminat taleplerine karşılık şimdilik her bir makale için 100 TL’den toplam 300 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tazminine, FSEK m.70/1 uyarınca ihlal edilen manevi haklara karşılık her bir makale için 10.000 TL’den toplam 30.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tazmini istemiş, ıslah dilekçesi ile her bir makale için 400,00.-TL olan taleplerini 1.200,00.-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı şirket vekili, dava konusu yazıların Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu bağlamında eser olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu metinlerin gündelik hayatta sıkça rastlanılan, internet ve diğer kaynaklardan rahatça ulaşılabilecek yaygın bilgilerden oluştuğunu, gerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda, gerekse Borçlar Kanunu’nda aranan genel tazminat şartlarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu davacı …’e ait, www…com.tr uzantılı internet sitesinde yayınlanan: “…” isimli yazıların 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) anlamında eser niteliğinde olmadıkları, davalının, davacıya ait www…com.tr adresli web sitesinde 15.09.2017 tarihinde yayınlandığı görülen “…” isimli yazıyı birebir kopyalayıp yapıştırmak suretiyle kendisine ait www…com adresli web sitesinde 26.09.2017 tarihinde “… …” başlığı ile yayınlandığı, altında yazar isminin belirtilmediği,davacıya ait www…com.tr adresli web sitesinde 21.09.2017 tarihinde yayınlandığı görülen “…” isimli yazıyı birebir kopyalayıp yapıştırmak suretiyle kendisine ait www…com adresli web sitesinde 26.09.2017 tarihinde “…” başlığı ile yayınlandığı, yazıda yazan kişinin adı belirtilmemekle birlikte antrenör …’ün tavsiye edildiği, davacıya ait www…com.tr adresli web sitesinde 30.09.2015 tarihinde yayınlandığı görülen “…” isimli yazıyı birebir kopyalayıp yapıştırmak suretiyle kendisine ait www…com adresli web sitesinde 26.09.2017 tarihinde iki ayrı yazı şeklinde sırasıyla “… …” başlıkları ile yayınlandığı, altında yazar isminin belirtilmediği, davalıya ait internet sitesinde, 26.09.2017 tarihinde yayımladığı tespit olunan dava konusu her üç yazının Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/56 D. İş Sayılı dosyasında yapılan 06.11.2017 tespit raporu tarihi itibariyle erişime açık durumda olduğu, davalıya ait internet sitesi üzerinde bilirkişi incelemesinin yapıldığı 08.06.2019 tarihinde davacıya ait 1- “…”, 2- “…?” ve 3- “…” başlıklı üç yazının (yazılardan birinin ikiye bölünerek ayrı ayrı kullanılması suretiyle) ve sırasıyla 1- “… …”; 2- “…”; 3.1- “… ve …” başlıklarıyla dört yazı şeklinde yer aldığı www…com adresinden erişiminin kaldırılmış olduğu, ancak, davalıya ait internet sitesinde, davacıya ait yazının tek bir paragrafının halen erişime açık bulunduğu, davacı yazıları eser niteliği taşımasalar dahi bunların herhangi bir şekilde ticari amaçlı işlenmesi, çoğaltılması veya yayınlanması ya da kamuya arzı durumunda sahibinden izin alınmasının, genel kural olduğu, bu bağlamda davalının web sitesinde söz konusu yazıları izin almaksızın ve kaynak gösterilmeksizin aynen kullanmasının, 5846 sayılı Kanunun “İşaret ses ve resim” başlıklı 84. maddesi, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Haksız Rekabet”e ilişkin 55 ve 56. maddeleri ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri”ni düzenleyen 49 vd. hükümlerini ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 1.200,00.-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ihlale konu yazıların kaldırılmasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece dava konusu yazıların mesleğinin gerektirdiği tecrübe ve bilgi birikimiyle meydana getirdiği görülmesine rağmen, aynı mesleki tecrübeye sahip başka kişilerce de kaleme alınabilecek genel nitelikte bilgilerin derlenişi niteliğinde yazılar olduğunun kabul edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin makalelerinin tamamını 28 yıllık sporculuk ve 19 yıllık antrenörlük tecrübelerine dayalı olarak, kendine özgü, bir fikir ve çabanın sonunda ortaya çıktığını, müvekkilinin metinlerde kullanmış olduğu ifade tarzının orjinal olduğunu, yasanın fikri ve düşünceyi değil, fikir ve düşüncelerin ortaya çıkardığı ifade ediliş tarzını koruduğunu, hükmedilen tazminat miktarının müvekkilinin bu süreçte yaşadığı maddi kayıp, itibar kaybı, çektiği üzüntüyü gidermeye yetmeyecek olup, hakkaniyete aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, söz konusu olayda haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığını, davacının herhangi bir zarara uğraması tehlikesi ya da zararı bulunmamasına rağmen bir maddi tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı bulunduğunu, davacı vekili lehine hükmedilen vekalet ücreti asıl alacak miktarından fazla olduğunu, bunlara ilaveten hükmedilen maddi istemler ifadesinden ne anlaşılması gerektiğinin de aydınlatılmaya muhtaç bulunduğunu, bu isteme yönelik vekalet ücretinin de hatalı olduğunu, mahkemenin kararının çelişkili hale geldiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK ve haksız rekabetten kaynaklanan tecavüzün ref’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda davacıya ait, “…”, “…?”, “…” isimli yazıların 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) anlamında eser niteliğinde olmadıkları, davalının, davacıya ait www…com.tr adresli web sitesinde yayınlanan yazıları kendi internet sitesinde davacıdan izin almaksızın ve ismini belirtmeksizin kullandığı, davacının yazılarının eser niteliği bulunmasa dahi, bunların herhangi bir şekilde ticari amaçlı işlenmesi, çoğaltılması veya yayınlanması ya da kamuya arzı durumunda sahibinden izin alınması gerektiği, somut olayda davalının kullanımının ise bu şekilde olmadığı, mahkemece hükmedilen vekalet ücretleri yönünden ise bir hukuka aykırılık bulunmadığı, zira davacı tarafın, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiş olması HMK’nin 110. maddesi gereğince dava yığılması niteliğinde olup, kabul edilen bu istemlerin her biri için davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/03/2018 tarihli, 2016/9119 Esas ve 2018/1929 Karar nolu kararı) bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalıdan alınması gereken 491,83 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 106,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 385,83‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip