Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/480 E. 2023/102 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/480
KARAR NO : 2023/102
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2020
NUMARASI : 2018/623 E. – 2020/773 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ
DAVA KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/12/2020 tarih ve 2018/623 E. – 2020/773 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl davada davacı … AŞ vekili, davalı şirkete taşıma hizmeti verildiğini, taşıma bedeli karşılığı 37.170,00 TL ve 10.620,00 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, davalı tarafça, taşınan araçların taşıma sırasında 21/05/2018 tarihinde meydana gelen kazada bir kısmının hasar görmesi nedeniyle 25.547,00 TL ödeme yapılabileceğinin beyan edildiğini, bunun üzerine ödenmeyen fatura alacakları ile işlemiş faiz için icra takibi yapıldığını, icra takibini davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, taşıma sözleşmesi uyarınca 50 adet aracın 14 adet tıra yüklenerek Mersin’de Ankara’ya taşınması işini … AŞ tarafından üstlenildiğini, taşıma sırasında meydana gelen kazada davalıya ait 3 adet aracın hasar gördüğünü, davacının çalıştırdığı kişilerin haksız eyleminden davacının sorumlu olduğunu bu nedenle talep edilen taşıma ücretinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı … AŞ vekili, davacıya ait üç adet aracın taşıma sırasında meydana gelen kaza sonrasında hasar gördüğünü, hasar bedeli 22.243,00 TL’nin ödenmesi için davalıya ihtar gönderildiğini, bu bedelin müvekkiline ödemesi gerektiğini ileri sürerek hasar bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın, bakiye taşıma ücreti için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine, birleşen davanın ise, taşınan araçların taşınması sırasında meydana gelen kaza nedeniyle uğradığı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, takip konusu faturaların 29/06/2018 tarihinde düzenlendiği 37.170,00 TL ve 10.600,00 TL tutarında olduğu, içeriğinde Mersin-Ankara tır ile nakliye bedeli olduğu, taraflar arasında yazılı taşıma sözleşmesi bulunmadığı, ancak sözleşmenin taraflarca kabul edildiği, … tarafından düzenlenen taşıma irsaliyeleri ile plakaları belirtilen araçlarla … AŞ’ye ait araçların taşındığı, 21/05/2018 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı çekici ile çekiciye bağlı … plakalı römorkun seyri sırasında orta şeritte durmuş olan çekici ve römorka çarpması şeklinde kazanın meydana geldiği, çarpan araçta 3 adet aracın taşındığının gösterildiği, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 2018/26 D.iş sayılı dosyada yaptırılan delil tespitinde makine mühendisi bilirkişi tarafından kazada tır üzerinde bulunan 3 adet … marka … model araçta oluşan parça ve işçilik bedeli toplamı 22.243,00 TL hasar bedeli olduğu, davacının ticari defterleri üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, defterlerin usulüne uygun düzenlendiği, davacı tarafından 21/05 ve 24/05/2018 tarihlerine ilişkin 18 adet taşıma irsaliyeleri ile irsaliyelerin dayanak oluşturduğu 22/05/2018 tarihli 37.170,00 TL, 31/05/2018 tarihli 10.620,00 TL bedelli faturaların kaydedildiği, 06/06/2018 tarihinde … AŞ tarafından gönderilen 10.620,00 TL’lik faturanın iade faturası olarak muhasebe kaydı yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacı şirket defterlerine göre 47.790,00 TL davacının alacaklı göründüğünün anlaşıldığı, asıl dava taşıma ücreti alacağı, birleşen dava hasar bedeli tazmini istemine ilişkin olup davalı asıl davanın davalısı taşıyıcı şirket tarafından taşımanın yapıldığı kabul edilmekle araçlarda oluşan hasar nedeniyle taşıma bedelinin ödenmediği ileri sürülmüş ve bunun için ayrı dava açıldığı, birleşen dosya davacısı taşıtan şirketin araçlarında oluşan hasarın ve davalıdan talep edilebilecek tutarın belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/10/2020 tarihli raporda taşıyıcı çekici sürücüsü dava dışı …’ın yolda duran araca çarpması nedeniyle % 80 oranında, dava dışı araç sürücüsünün ise önlem almaksızın yolda durması nedeniyle % 20 oranında kusurlu olduğu, araçlarda oluşan toplam hasar bedelinin 22.243,00 TL olacağı, kusur oranına göre davalıdan talep edilebilecek hasar bedelinin 17.794,00 TL olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, Ankara 24. İcra Dairesi’nin 2018/9535 sayılı icra dosyasında takibe yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla devamına, hükmolunan 48.275,10 TL alacağın % 20’si olan 9.655,02 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 17.794,00 TL’nin 12/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davacı, birleşen davada davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirkete ait … plakalı çekici ve bağlı olduğu … plakalı yarı römork ile davalıya ait ambulansların taşınması esnasında Mersin ili Tarsus ilçesi Tem Otoyolunda 21.05.2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası olay yerine gelen Mersin Valiliği Bölge Trafik Şube Müdürlüğü Tarsus Bölge Trafik İstasyon Amirliği tarafından tanzim edilen tutanakta; … plakalı çekici ve bağlı olduğu … plakalı yarı römork sürücüsü dava dışı …’ın otoyolda orta şeritte duraklamak suretiyle tam ve asli kusurlu olduğuna, müvekkili şirket sürücüsü …’in ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığına kanaat getirildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ise kaza tespit tutanağındaki görüşten ayrılınarak müvekkili şirket sürücüsü …’in üç şeritli yolun ortasında duraklayan araca arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluşumunda %20 kusurlu olduğu, … plakalı çekici ve bağlı olduğu … plakalı yarı römork sürücüsü …’ın ise üç şeritli yolda reflektör kullanmaksızın duraklaması, geriden gelen araçları uyarmak ve tedbir almalarını sağlamak için aracının gerisinde ışıklı işaret bulundurmaması sebebiyle %80 kusurlu olduğunun ifade edildiğini, mahkemece tesis edilen gerekçeli kararda ise bilirkişi raporunda tespit edilen kusur oranları ile sürücülerin trafik kuralı ihlalleri birbirine karıştırıldığını, yolda tedbirsiz şekilde durakladığı için %80 kusurlu olduğu tespit edilen tarafın … plakalı çekicinin sürücüsü … olup, ilgili araca arkadan çarptığı için %20 kusurlu kabul edilen tarafın ise müvekkili şirket sürücüsü … olduğunu, esasen %20’lik kusur oranının dahi kabulünün mümkün olmadığını, raporda resmi tutanak gözetilmeksizin evrak üzerinden yapılan değerlendirme ile … plakalı çekici ve bağlı … plakalı Yarı Römorkün sürücüsü olan müvekkili şirket çalışanı …’in “farlarının aydınlatma mesafesi içinde görülen tehlike karşısında aracını emniyetle durdurabilecek bir hızda tutmamak, dikkatsiz ve tedbirsiz seyir ile ön ilerisinde arıza nedeniyle durmuş, gerisinde uyarıcı trafik işaretlemeleri bulunmayan araca çarpmak” konusunda kusurlu kabul edilmesinin hatalı bulunduğunu, kusur tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, hasar giderim anlamında yapılan masrafların rayiç bedellere uygun olup olmadığının somut veriler şekilde dosyaya sunulması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin birleşen dava yönünden verilen kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı, birleşen davada davacı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının müvekkili şirkete ait araçları taşırken karışmış olduğu trafik kazası sonucunda müvekkili şirketin araçlarında hasara neden olduğu ve bunu tazmin etmesi gerektiği sonucunun ortaya çıktığını, dosya içerisinde bulunan belgeler ve bilirkişi raporu dikkate alınmadan likit olmadığı çok açık olan alacağın davacı tarafından icra takibine konu yapılması karşısında mahkemenin müvekkili şirket aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmetmesinin hakkaniyete uymadığı gibi hukuk kurallarıyla da bağdaşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi tarafından verilen asıl davaya ilişkin kararın kaldırılmasına, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava ise taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hasara yönelik tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, asıl davanın, bakiye taşıma ücreti için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine, birleşen davanın ise, taşınan araçların taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle uğradığı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, asıl davaya ilişkin taşıma sözleşmesinin ve bedelinin taraflar arasında ihtilaflı olmadığı, esasen dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda da asıl davaya ilişkin alacak tutarının belirlendiği, asıl davaya ilişkin alacağın faturaya bağlı bulunması karşısında likit olduğu, bu nedenle asıl davaya yönelik olarak asıl dava davalısının istinaf itirazının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davalı, birleşen davada davacı … AŞ vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Birleşen davaya yönelik olarak birleşen dava davalısı … … AŞ vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; birleşen davaya ilişkin kurulan hükmün sadece davalısı … … AŞ vekilince istinaf edilmiş olduğu, birleşen dava davacısı olan … AŞ’nin birleşen davaya yönelik bir istinafının olmadığı hususu gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava konusu olayın, 21/05/2018 tarihinde, … plakalı çekici ile çekiciye bağlı … plakalı römorkun seyri sırasında orta şeritte durmuş olan ve dava dışı kişiye ait olan çekici ve römorka çarpması şeklinde kazanın meydana geldiği, kaza sonucunda davalı tarafça taşınan emtianın zarar gördüğü anlaşılmakta olup, dosya kapsamındaki uyuşmazlığın da bu noktada toplandığı, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluğunun miktarı ile sınırlı bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Somut olayda da, davalı tarafından taşınmak üzere teslim alınan malların hasara uğradığı, kazanın oluşumunda kusurunun da bulunduğu anlaşıldığından davalı taşıyıcının hasar nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
TTK’nın 876. maddesi uyarınca, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
Dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunca, taşıyanın “farlarının aydınlatma mesafesi içinde görülen tehlike karşısında aracını emniyetle durdurabilecek bir hızda tutmamak, dikkatsiz ve tedbirsiz seyir ile ön ilerisinde arıza nedeniyle durmuş, gerisinde uyarıcı trafik işaretlemeleri bulunmayan araca çarpmak” nedeniyle kusurlu bulunduğu belirlenmiş olup, bu şekilde yapılan belirleme sonucunda da davalı taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulamayacağı anlaşılmıştır. Zira, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2019/3128 Esas, 2020/1285 Karar ve 12/02/2020 Tarihli kararında, araç lastiğinin patlamasının halinde dahi, bunun bakım ve işletme kusurunu oluşturduğu, davalının TTK’nın 876. maddesi uyarınca en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten hasarın gerçekleştiğini ispatlayamaması nedeniyle sorumluluktan kurtulamayacağını belirlemiştir.
Diğer yandan dosya kapsamında davalı taşıyan tarafından, TTK’nın 876. maddesi kapsamında, zararın, en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana geldiği yönünde bir ispat vasıtası sunulmadığı gibi böyle bir durumun olmadığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı taşıyıcının dava konusu zarardan TTK’nın 875 ve 876. maddeleri uyarınca sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 880. maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacak olup, TTK’nın 882. maddesine göre de, gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881. maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere kural sınırlı sorumluluk olup, davalı taşıyıcının sınırsız sorumlu olduğunun ispatı davacı tarafa düşmektedir. Bu husus TTK’nın 886. maddesinde düzenlenmiş olup, madde metnine göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
Davacı tarafça dosya kapsamında meydana gelen zararın kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilemediğinden sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk kapsamında kaldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun TTK’nın 882 maddesine göre hesaplanması gerektiği, ancak dosya kapsamında, makine mühendisi bilirkişi tarafından kazada tır üzerinde bulunan 3 adet … marka … model araçta oluşan parça ve işçilik bedeli hasar toplamı 22.243,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu hasarın, taşınan 3 aracın hasarlı kısımlarının ağırlığı dikkate alındığında, TTK’nın 882. maddesine göre hesaplanacak zararın altında kalacağının açık bulunması karşısında, bilirkişi tarafından hesaplanan bu miktarın dosya kapsamı ile uyumlu olarak belirlendiği, hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınan araçların, davalı taşıyanın aracının farlarının aydınlatma mesafesi içinde görülen tehlike karşısında aracını emniyetle durdurabilecek bir hızda tutmamak, dikkatsiz ve tedbirsiz seyir ile ön ilerisinde arıza nedeniyle durmuş, gerisinde uyarıcı trafik işaretlemeleri bulunmayan araca çarpması sonucu zarar gördüğü, 6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu, her ne kadar birleşen davanın davalısı tarafından mahkemece kusur oranlarının yanlış belirlenerek hüküm kurulduğu hususu istinaf edilmiş ise de, bu hususun sonuca bir etkisinin olmayacağı, zira davalı taşıyanın TTK’nın 875/2. maddesi uyarınca zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışının ya da eşyanın özel bir ayıbın sebep olduğunu ispatlayamadığından, tüm zarardan sorumlu bulunduğu, davalı taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca da sorumluluktan kurtulamayacağı, davacı tarafça dosya kapsamında meydana gelen zararın kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilemediğinden, sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi uyarınca sınırlı olduğu ve hesaplanan zararın sınırlı sorumluluk kapsamının altında kaldığı anlaşıldığından, istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak birleşen davanın kısmen kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kararın gerekçesinde hata edilmişse düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğinden, Dairemizce birleşen dava davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda açıklanan gerekçe ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı, birleşen davada davacı … AŞ vekilinin asıl davaya ilişkin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı birleşen davada davalı … AŞ vekilinin birleşen davaya ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/12/2020 tarih ve 2018/623 E. – 2020/773 K. sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Asıl davanın KABULÜ ile, Ankara 24. İcra Dairesinin 2018/9535 sayılı icra dosyasında takibe yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla devamına,
3-Hükmolunan 48.275,10 TL alacağın %20’si olan 9.655,02 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 3.297,67 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 824,42 TL. harcın mahsubu ile bakiye 2.473,25‬ TL’nin asıl davada davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin asıl davada davalıdan alınarak asıl davada davacıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı birleşen davada davalı … tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 146,75 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 84,00 TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 992,85‬ TL yargılama giderine, 824,42.TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.853,17‬ TL’nin asıl davada davalıdan tahsili ile asıl davada davacı tarafa verilmesine,
7-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile, 17.794,00 TL’nin 12/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
8-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.215,50.TL nispi karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 379,86.TL harcın mahsubu ile bakiye 835,64‬ TL harcın, birleşen davada davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Birleşen davada davacı ….. A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulanan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin birleşen davada davalıdan tahsili ile birleşen davada davacıya verilmesine,
10-Birleşen davada davalı …… A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulanan AAÜT hükümlerine göre reddedilen maddi tazminat yönünden 4.449,00 TL vekalet ücretinin birleşen davada davacıdan tahsili ile birleşen davada davalıya verilmesine,
11-Asıl davada davalı birleşen davada davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, istinaf aşamasında yapılan 324,2‬0 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 2.124,2‬0 TL yargılama giderine, 379,86.TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 2.548,46‬ TL’nin asıl davada davacı birleşen davada davalıdan tahsili ile asıl davada davalı birleşen davada davacı tarafa verilmesine,
12-Asıl dava yönünden asıl davada davalı, birleşen davada davacı … AŞ’den alınması gereken 3.297,67.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 883,75‬.TL nispi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 2.413,92 TL’nin asıl davada davalı, birleşen davada davacı … AŞ alınarak Hazineye irat kaydına,
13-Birleşen dava yönünden asıl davada davacı birleşen davada davalı … AŞ’den peşin olarak alınan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davada davacı birleşen davada davalı … AŞ’e iadesine,
14-Asıl ve birleşen dava yönünden yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip