Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/471 E. 2023/74 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/471
KARAR NO : 2023/74
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/375 E. – 2021/23 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU :Yargılanmanın Yenilenmesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/01/2021 tarih ve 2020/375 E. – 2021/23 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacı Şirket vekili, işbu dosyada verilen kararla, diğer dava dosyalarında verilen ve kesinleşen kararların çelişik olduklarını, bu durumun hukuki güven ve hukuki istikrar ilkelerine aykırılık oluşturduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 375/ç maddesi kapsamında yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleştiğini, huzurdaki davanın sonucunu etkileyecek dava dosyalarının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini ancak mahkemece bu taleplerinin kabul edilmediğini, oysa ki söz konusu dosyaların bekletici mesele yapılmalarının gerektiğini, dolayısıyla anılan dosyalardaki mahkeme kararlarının sonradan ellerine geçtiğini, davalı Şirketin birçok markasının, açtıkları davalar sonucu hükümsüz kılındığını, bu dosyadaki mesnet markaların da bu markalardan olduklarını, hükümsüzlük kararının geçmişe etkili sonuçlar doğurduğunu, 25. sınıfta müvekkilinin öncelik hakkını haiz olduğunu, davaya konu markalar arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Kurum vekili, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını, YİDK kararının verildiği tarih itibariyle hukuki ve fiili durum gözetilerek verildiğini, sonradan ortaya çıkan hükümsüzlük kararlarının YİDK kararının iptali talebine gerekçe olamayacağını savunarak, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, YİDK kararının verildiği tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğini, beklenmesi istenilen kararların da halen kesinleşmediğini, 25. sınıf mallar üzerinde müvekkilinin hak sahibi olduğunun tespit edildiğini savunarak, yargılamanın iadesi talebinin reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebeplerinin düzenlendiği, yargılamanın iadesi talebinde bulunan tarafın, davasını HMK 375/ç maddesine dayandırdığı, davacı Şirketin 25. sınıfta öncelik hakkının olduğunu belirten kesinleşmiş yargı kararları olduğunu, bu nedenle yargılamanın iadesini talep ettiğini belirttiği, yargılamanın iadesi talebinde bulunan tarafın isteminin, HMK’nın 375 ve devamı maddesinde sınırlı olarak belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinden hiçbirine uymadığı, dayanılan yargı kararlarının bu kapsamda olmadıkları, sunulan kararların bir tanesi hariç tamamının, işbu davadaki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.11.2019 tarihli kararından önceki tarihli oldukları gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı Şirket vekili, işbu dosyadaki kararla kesinleşen diğer kararların çelişik olduklarını, bu durumun hukuki güven ve hukuki istikrar ilkelerine aykırılık oluşturduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 375/ç maddesi kapsamında yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleştiğini, huzurdaki davanın sonucunu etkileyecek dava dosyalarının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini ancak mahkemece bu taleplerinin kabul edilmediğini, oysaki söz konusu dosyaların bekletici mesele yapılmalarının gerektiğini, dolayısıyla anılan dosyalardaki mahkeme kararlarının sonradan ellerine geçtiğini, davalı Şirketin birçok markasının, açtıkları davalar sonucu hükümsüz kılındığını, bu dosyadaki mesnet markaların da bu markalardan olduklarını, hükümsüzlük kararının geçmişe etkili sonuçlar doğurduğunu, 25. sınıfta müvekkilinin öncelik hakkını haiz olduğunu, davaya konu markalar arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini istemiştir.verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, yargılanmanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu hükümden sonra verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararlara dayalı olarak HMK’nın 375/ç maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, ancak, sonradan verilen mahkeme kararlarının, HMK’nın 375/ç maddesi kapsamında, yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belge olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, dolayısıyla ileri sürülen iddianın, HMK’nın 375 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinden hiçbirine uymadığı, zira yargılamanın iadesi isteminde bulunan tarafın iade sebebi olarak dayanmış olduğu yargı kararlarının bu kapsamda değerlendirilebilecek bir delil olamayacağı, 6100 sayılı HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan yargılamanın iadesi koşullarının somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip