Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/468 E. 2023/479 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/468 – 2023/479
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/468
KARAR NO : 2023/479
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2020/207 E. – 2021/11 K.

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/01/2021 tarih ve 2020/207 E. – 2021/11 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin … sayılı “…’… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalarının toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilebilir düzeyde tanınmışlığa eriştiğini, davalı şirketin başvurusunda kök ve asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin başvuruda ikileme yapılarak vurgulandığını ve ön planda kullanıldığını, bu şekilde müvekkilinin markasından haksız yarar elde edilmesinin amaçlandığını, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek YİDK’nın 2020-M-3780 sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…’… …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamında yer alan 29. sınıftaki malların davacıya ait itiraza mesnet markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerden farklı oldukları, taraf markaları arasında Farsça’da “kadın” anlamına gelen “…” ibaresinden kaynaklanan görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davacı markaları benzer ise de iltibas tehlikesinden söz edebilmek için yalnızca markalar arasındaki benzerliğin yeterli olmadığı, emtia listesi bakımından da ayniyet/benzerlik şartının gerçekleşmesinin ve bu benzerliğin halk nezdinde karışıklık doğuracağının tespitinin gerektiği, taraf markalarının kapsadığı mal ve hizmetler bakımından bir benzerlik olmadığı için markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının çekişme konusu olan emtialar bakımından tescilsiz kullanımı olduğu yönünde bir belgeye rastlanmadığından tescile engel oluşturabilecek eskiye dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı, davacının asıl faaliyet alanının pırlanta sektörü olduğu, taraf markaları kapsamında yer alan emtiaların benzer olmamaları ve çok farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulamayacağı, takılara, mücevherlere ilişkin tanınmışlığının sair emtia gruplarına sirayet etmesinin beklenemeyeceği, 29. sınıfta yer alan gıda ürünlerini satın alan tüketici grubu ile kuyumculuk/pırlanta eşyası satın alan veya kullanan tüketici gruplarının bilgi ve gözlemleri yönünden bu malları ilişkilendirmeyeceği, herhangi bir imaj transferinin söz konusu olmayacağı ve haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların gerçekleşmeyeceği, kötü niyete dair delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, özensiz düzenlenen bilirkişi raporuna itirazları üzerine yeni rapor alınmadığını, bilirkişilerce de taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer bulunduğunu, ikileme yapılarak benzerliğin ön plana çıkartıldığını, müvekkilinin markasının tanınmış olup tanınmış markaların farklı mal ve hizmetlerde de korunduğunu, bilirkişi raporunda sadece mücevher bakımından tanınmışlıktan bahsedildiğini, tanınmışlık yalnızca bir sınıf ya da emtia bakımından söz konusu olacaksa tanınmış marka olarak tescilin bir anlamı olmayacağını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvurunun davacının markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini içermesi nedeniyle taraf markaları arasında işaret benzerliği şartı gerçekleşmiş ise de, markaların kapsamında aynı/benzer/ilişkili mal ve hizmet bulunmaması nedeniyle SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacının markalarının tanınmışlığı nedeniyle “haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği” hususlarının kanıtlanamadığı, kötü niyete dair delil bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.