Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/464 E. 2023/477 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/464 – 2023/477
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/464
KARAR NO : 2023/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2019/209 E. – 2020/51 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/01/2020 tarih ve 2019/209 E. – 2020/51 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … sayılı “…+şekil” ibaresinin 43. sınıfta tescili için yaptığı başvurunun davalı şirketin … sayılı ve “…+şekil”, “…” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itiraz üzerine, davalı… Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların görsel ve anlamsal olarak çok farklı olduğunu, “…” ibaresinin 43. sınıfta ayırt edici niteliğinin düşük olması sebebiyle yanına aldığı ek ile birlikte farklılık kazandığını, 43. sınıfta içinde “…” ibaresi geçen başvuru aşamasında/tescilli markaların bir kısmının başvuru dosyasına sunulduğunu, dava konusu markaların bir bütün olarak dikkate alınması gerektiğini, Türkçe’de vurgunun genellikle son hecede olmasının dava konusu markaları işitsel olarak da ayırdığını, ayrıca davacının 43. sınıfta tescilli önceki tarihli “…” ibareli markası sebebiyle kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2019-M-2226 sayılı kararının iptaline ve … başvuru numaralı “…+şekil” başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, dava konusu markaların SMK’nın 5/-ç maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derece benzer ve 6/1. maddesi kapsamında benzer olduğunu, markaların aynı hizmetleri kapsadığını, davacı başvurusunun davalının “…” ibareli markası ile iltibas yarattığını, davacının, müvekkili şirketin tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvurunun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 43. sınıftaki hizmetlerin bulunduğu, redde dayanak markanın ise “…+şekil”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 28, 29, 43. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, dava konusu başvurunun, gerek kapsam gerekse de işaret olarak davalı şirketin redde mesnet markaları ile aynılık veya benzerlik biçiminde tezahür eden ilişki içinde bulunduğu, markaların ilgili tüketici nazarında birbirinin devamı veya birbiri ile idari/ekonomik bağ içinde olan markalar olarak algılanmasının söz konusu olabileceği, bu nedenle de davacının başvurusunun redde mesnet alınan davalı şirket markaları ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, somut davada davacı şahsın başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veri bulunmadığı, davacının kazanılmış hak iddia ettiği markasının 2018/51427 sayılı “…” ibareli markası 30.10.2018 tarihinde tescil edildiğinden kazanılmış hak koşullarını taşımadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, Türkçe’de vurgunun son hecede olduğunu, müvekkilinin kazanılmış hakkının bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarını oluşturan işaretlerin tek harf farklılığı nedeniyle görsel ve işitsel olarak yüksek düzeyde benzer oldukları, aynı/benzer mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde tüketiciler nezdinde ilişkilendirilmeleri de dahil karıştırılmaları ihtimalinin bulunduğu, davaya konu YİDK kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.