Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/462 E. 2023/464 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/462
KARAR NO : 2023/464
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2017/27 E. – 2017/641 K.

DAVACI : ….
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-… -(TC: …)
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2017/27 E. – 2017/641 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin …sayılı ve “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 25. sınıf mallar ile bu malların satışına ilişkin 35. sınıf hizmetlerin çıkarıldığını, oysa başvuru kapsamında bırakılan 14. ve 18. sınıf mallar ile bu malların satışına ilişkin 35. sınıf hizmetler yönünden de iltibas koşullarının bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan, başvurunun tümden reddinin gerektiğini, ayrıca “…” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanında da yer aldığından öncelik hakkının bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2016-M-11911 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını, tarafların faaliyet alanlarının da farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, işaretler bakımından ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu ancak dava konusu başvuru kapsamında yer alan 14.18 ve 35. sınıf hizmetlerin davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan 9. ve 25. sınıf mallarla benzer olmadığı, bu nedenle taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, davacının tanımışlık ve kötü niyet iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, dava konusu marka kapsamında yer alan 18 sınıf “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, .. Bastonlar “mallarının ya giyim eşyalarından oluştuğunu veya giyim eşyalarının aksesuarları, tamamlayıcıları olan mallardan oluştuğunu, yine dava konusu marka kapsamında yer alan 14 sınıf mallarında giyim eşyalarının aksesuarı niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlık konusu 14. ve 18. sınıf mallar ile bu malların satışına ilişkin 35. sınıf hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamında yer alan 9. ve 25. sınıf mallarla benzer olduğunu, ayrıca müvekkilinin markaları tanınmış bulunduğundan, arklı mal ve hizmetler yönünden de korunması gerektiğini, diğer yandan dava konusu ibareyi oluşturan … ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu, Paris Sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca korunması gerektiğini, bu nedenle dava konusu başvurunun tüm sınıflar yönünde reddi gerektiğini, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; dava gerçek kişinin 22.12.2015 tarihinde “…” ibaresinin 14., 18., 25. ve 35 sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davalının “…” ibareli markalarına dayalı olarak başvuruya yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiği, davacı yanca bu karara yapılan itirazın ise YİDK’ın 2016-M-11911 sayılı kararıyla kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 25. sınıf mallar ile bu malların satışına özgü 35. sınıf mağazacılık hizmetlerinin çıkarıldığı, kararın 30.11.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 10.01.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; gerek dava konusu başvuru, gerekse de davacının itirazına mesnet markalar sadece “…” ibarelerinden oluştuğundan marka işaretleri arasında ayniyete yakın bir benzerlik bulunduğu açık olup bu husus ilk derece mahkemesince de isabetli şekilde belirlenmiştir. Esasen, ilk derece mahkemesinin kabulü ve kararı istinaf edenlerin sıfatı gözetildiğinde, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin birbirine benzer olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru kapsamında yer alıp uyuşmazlık konusu olan mal ve hizmetler, 14. sınıfta yer alan “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). malları, 18. sınıfta bulunan “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” malları ile 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleridir. Davacının itirazına mesnet … sayılı markası da 9. sınıfta yer alan “Scientific, nautical, surveying, electric, photographic, cinematographic, optical, weighing, measuring, signalling, checking (supervision), life-saving and teaching apparatus and instruments; glasses and parts of glasses; safety clothing and footwear for protection against accidents, radiation and fire; protective helmets.( Bilimsel, denizcilik, ölçme,elektrik, fotoğraf, sinema, optik, tartım, ölçüm, işaretleme, kontrol, gözetim, can kurtarma ve öğretim cihazları ve araçları, gözlük ve bardak parçaları, koruyucu amaçlı güvenli giyim ve ayakkabılar , koruyucu kasklar)” malları yönünden, … sayılı markası ise 25. sınıfta yer alan “Sports footwear.( spor ayakkabı)” mallarında tescillidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, davacının … sayılı markası kapsamında yer alan 25. sınıf “spor ayakkabı” malları ile dava konusu başvuru kapsamında bulunan 18. sınıf “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” mallarının birbirlerini tamamlayıcı ve ilişkili bulundukları, tarafların marka işaretleri arasındaki ayniyete yakın benzerlik de gözetildiğinde, sayılan 18.sınıf mallar ile bu malların satışına özgü 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bunun dışında başvuru kapsamında kalan diğer mal ve hizmetler yönünden ise emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.
Davacının, ticaret unvanından kaynaklı öncelik hakkının bulunduğu iddiasının değerlendirmesine gelince, 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi,”Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.” şeklindedir. Ticaret unvanının da anılan madde kapsamında bir sınai mülkiyet hakkı olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Ticaret unvanı, bir tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemlerinde kullandığı addır. Markalar, eşya ile işletme arasındaki ilişkiyi kurar ve farklı işletmelerin ürettiği benzer emtiayı birbirinden ayırt etmeye yarar. Buna karşılık, ticaret unvanları ise işletmenin kendisini tanımlar. Şirketlerin ticaret unvanları tescil edilirken, faaliyet alanına her türlü mal ve hizmetin yazılması mümkün olduğundan ve ticaret unvanının bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülük bulunmadığından, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2017 tarih, 2016/1193 esas, 2017/4014 Karar sayılı ilamında da, “davacı şirketin fiilen faaliyette bulunduğu mal ve hizmetler ile davalı markası kapsamında kalan mal ve hizmetler arasında ilişkilendirilebilecek ölçüde benzerlik bulunması halinde, bu mal ve hizmetler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken” denilerek aynı sonuca ulaşılmıştır.
Öte yandan Paris Sözleşmesinin 8. maddesine göre de bir ticaret unvanı, ticaret markasının bir kısmını oluştursun veya oluşturmasın, birliğin bütün ülkelerinde başvuru ve tescil şartı olunmaksızın korunacaktır.
Açıklanan hususlar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının ticaret unvanının asıl unsurunu oluşturan “…” ibaresi ile “…” ibareli dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunduğu açık olup, davacının gerek işlem dosyasına sunduğu gerekse de yargılama sırasında sunduğu delillerden, bahsi geçen ticaret unvanı ile dava konusu başvuru tarihinden önce Türkiye’de “spor ayakkabı” emtiasında faaliyet gösterdiği, dolayısyla bahsi geçen mallar ile benzer olduğu yukarıda ayırtısıyla açıklanan uyuşmazlık konusu 18. sınıf “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ve 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi koşullarının da gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Davacının diğer bir iddiası ise itirazına mesnet markaların tanınmış oldukları ve bu nedenle de başvurunun tescil edilemeyeceğine ilişkindir. Ancak, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere , davacının itirazına mesnet markalarının, tanınmış olduklarının ispat edilemediği anlaşıldığından, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında bir tescil engelinin olmadığı kanaatine varılmış, bu yönden davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu da ileri sürülmüş ise de bu iddia da ispat edilememiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet … sayılı markası arasında, başvuru kapsamında yer alan 18. sınıf “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ile 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu gib bahsi geçen 18. ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden davacının 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi kapsamında dava konusu başvurunun tescilini engelleme hakkının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 gün ve 2017/27 E. – 2017/641 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, … YİDK’ın 2016-M-11911 sayılı kararının 18. sınıf “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ile 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Davalı … adına tescil edilen … sayılı ve “…” ibareli dava konusu markanın 18. sınıf “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ile 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,5‬0-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının davası kısmen reddolunduğundan davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 247,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 79,50-TL tebligat ve posta gideri, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 1.988,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 994,30-TL’ye, 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.057,10‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip