Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/460 E. 2023/178 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/460
KARAR NO : 2023/178
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/73 E. – 2021/18 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/01/2021 tarih ve 2020/73 Esas – 2021/18 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin … isimli bilgisayar yazılımının FSEK uyarınca mali haklarının sahibi olduğunu, müvekkilinin, bu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. konularda ülkemizde veya yurt dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, kapatılan Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/29 D.İş sayılı kararı ile yapılan delil tespiti işlemi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, davalılara ait iş yerindeki bilgisayarlarda mali hakları davacı şirkete ait olan … 5.0 yazılımı ile çeşitli modüllerin kurulu ve çalışır durumda olduğunun, bu şekilde davacı şirket yazılımlarının izinsiz olarak korsan diye tabir edilen biçimde yüklendiğinin ve kullanıldığının tespit edildiğini, davalıların, davacının sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandıklarını ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiklerini, FSEK’e aykırı hareket etmek suretiyle müvekkili şirketin mali haklarına tecavüzde bulunduklarını, davalılar aleyhine FSEK m.68/2 uyarınca, davaya konu bilgisayar programının satımı konusunda sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tutarında tazminat talep ettiklerini ileri sürerek, şimdilik 10.000.-TL’nin, haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 85.536,00 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği 19.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, delil tespiti ve 19.04.2012 tarihli bilirkişi raporunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 403. maddesine aykırı bir şekilde müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunda incelemeye konu bilgisayarın seri numarası ve/veya başka bir bilgisinin yazılmadığını, imaj alınmadığını ve incelemesi yapılan bilgisayarın müvekkil şirkete ait olmadığını, şirkette çalışan birinin kişisel bilgisayarı olduğunu, somut olaya ilişkin iddianamede, dosyada mübrez lisanssız program bulunduğu tespit edilen bilgisayara ait faturanın hangi bilgisayara ait olduğunun bilinmediğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin birden fazla şantiyede ve ofiste yüzlerce çalışanı bulunduğunu, tüm çalışanların iş yerine şahsi bilgisayar getirip getirmediğinin ve söz konusu bilgisayar programlarının/içeriklerinin tespit edilmesinin imkansız olduğunu, yapılan yargılama sonucunda müvekkilleri hakkında adli para cezası kararı verildiğini ancak verilen kararlar hakkında her iki müvekkili açısından hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağını, müvekkili şirketin davacı şirkete ait program ile aynı özelliklere sahip muadil bir programı lisanslı olarak kullandığını, müvekkillerinin “…” programlarına ihtiyaç duymadığını ve bu programları kullanmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu “… 5.0” adlı bilgisayar programının, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunması gerekli “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, “… 5.0” adlı bilgisayar programının yazılım üreticisinin … adlı şirket olduğu ve anılan firmanın söz konusu program üzerinde mali hakka sahip bulunduğu, davalının iş yerindeki bilgisayarlardan birinde … 5.0 GIS programının yüklü ve kullanılabilir durumda olduğunun tespit edildiği, ancak, davalıların lisanssız kullanıldığı tespit edilen bu bilgisayar programı üzerinde mali hak sahipliğinin bulunmadığı, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal ettiği, … 5.0 programının kurulum tarihi tespit edilemediğinden dolayı kurulum tarihi olarak bilirkişi raporunun düzenlendiği ve aynı zamanda tespit tarihi olan 19.04.2012 tarihinin kabul edildiği, tazminat hesabının 2012 yılı fiyat listesine göre yapıldığı, FSEK m.68 uyarınca en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden rayiç tazminat tutarının KDV Hariç 122.856,00 TL‘ye kadar olabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, FSEK’in 68. maddesi uyarınca 85.536,00 TL telif tazminatının 19.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili, dava konusu iddianın bir “haksız fiil” iddiası olup; tüzel kişilerde haksız fiil sorumluluğunun şirket tüzel kişiliğinde olduğunu, bu sebeple müvekkili … açısından husumet itirazında bulunduklarını, davacının ıslaha konu ettiği tutar açısından davanın zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek üzere, ıslah ile arttırılan tutara ancak ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, delil tespiti ve bilirkişi raporunun hukuka aykırı olup mahkeme tarafından bu raporun esas alınmasının hatalı olduğunu, incelemesi yapılan bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını, hukuka aykırı bilirkişi raporuna dayanılarak hatalı şekilde iddianame oluşturulduğunu ve ceza yargılaması yapıldığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi olgunun belirlenmesi yönünden “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hâkimini bağlamayacağını, buna rağmen, yerel mahkeme tarafından anılan kararın hukuka aykırı şekilde “kesin delil” olarak nitelendirildiğini, müvekkili şirkette, davacı şirkete ait program ile aynı özelliklere sahip muadil bir programın “lisanslı” olarak kullanılmakta olup; müvekkili şirketin “…” marka programlara ihtiyacı bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan telif tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirkete ait şantiyede/iş yerinde yer alan bir adet bilgisayarda, davacının mali haklarına sahip olduğu … adlı bilgisayar yazılımının kurulu ve çalışır vaziyette olduğunun tespit edildiği, söz konusu yazılımın izinsiz olarak bilgisayara kurulmasının, davacının mali haklarının ihlali niteliğinde bulunduğu, davalı Şirketin bu eylemden sorumlu olduğu, davalı Şirketin temsilcisi olan diğer davalının ise FSEK’in 66. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu, dolayısıyla davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf itirazının yerinde bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafça söz konusu yazılımın tespit edildiği bilgisayarın kendilerine ait olmayıp, şirket çalışanına ait olduğu savunulmuş ise de, davacının mali haklarına sahip olduğu programın izinsiz olarak kurulduğu bilgisayarın, davalı iş yerinde bulunması ve kullanılması karşısında bu savunmaya itibar edilmesinin mümkün olmadığı, FSEK’in 68. maddesi uyarınca istenebilecek tazminatın usulünce tespit edildiği, FSEK’in 68. maddesine dayalı davaların 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu ve ıslah tarihi itibariyle bu sürenin geçmediği, dava konusu eylemin haksız fiil olması ve haksız fillerde temerrütün haksız fiil tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle hüküm altına alınan tazminata, haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.842,96 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 1460,74 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 4.382,22 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip